"تسير" - Traduction Arabe en Turc

    • gidiyor
        
    • işler
        
    • gidiyordu
        
    • gidiyorsun
        
    • yürüdüğünü
        
    • yürüyor
        
    • yürümüyor
        
    • gitti
        
    • devam
        
    • yürürken
        
    • gittiğini
        
    • yürüyorsun
        
    • yürür
        
    • giden
        
    • şey
        
    Durum iğrenç, hiç tavsiye etmiyorum. Savaş planı nasıl gidiyor? Open Subtitles إنَّ الموقف مريع، ولم أستطِع تحسينه كيف تسير الأمور البطولية؟
    Şu anda burada. Sanırım oldukça iyi gidiyor. - Ne? Open Subtitles إنها هنا الآن أعتقد أن الأمور تسير على ما يرام
    Neyse, tek bildiğim Donna ile aramızdakiler gerçekten ama gerçekten çok iyi gidiyor. Open Subtitles كل ما أعرفه أن الأمور بيني ودونا تسير حقا ، حقا ، جيدا
    Bu yüzden işler yolunda gitmediğinde bir adım geriye giderim, işletme yetilerimi kullanarak sebebini anlar ve durumu düzeltirim. TED عندما لا تسير الأمور على نحو جيد، أميل للعودة خطوة إلى الوراء، أُطبق أدواتي الخاصة للعمل لإيجاد السبب، وإصلاحه.
    Tamam ozaman söyle, Dixon'ın biyolojik annesiyle nasıl gidiyor? Hmm... iyi gibi, ha? Open Subtitles حسنا, إذا, أخبريني, كيف تسير الأمور مع والدة ديكسون البيولوجيه؟ الأمور جيده, هه؟
    Milyon yıldır bu işi tek başıma yapıyorum ve gayet de iyi gidiyor. Open Subtitles أنا أقدم العروض بشكل منفرد لملايين السنين و الأمور تسير بشكل جيد جداً
    Kayın biraderini öldüren eski hükümlü kocanla evliliğiniz nasıl gidiyor? Open Subtitles وزواجك من المدان السابق الذي قتل صهرك، كيف تسير الأمور؟
    Derin okyanus da aynı zamanda daha az bir hızda ısı kazanıyor, ve enerji, tüm gezegende eriyen buz ağına gidiyor. TED المحيط العميق يكتسب الحرارة كذلك بمعدل أقل، والطاقة تسير نحو الذوبان الصافي للجليد في جميع أنحاء الكوكب.
    Fakat hikaye bu kritik anımdan çok daha geriye gidiyor. TED ولكن قصتي تسير أبعد من لحظة الحقيقة تلك.
    Bisikletlerin her yere gidiyor, görüyorsun ve bisikletler eskirler. TED ترى الدراجات تسير في كل مكان، وهي تبلي بلاء حسنا.
    Göreceğiniz gibi bu özel beyin alanında, hikâye devam ettikçe, tepkiler aşağı ve yukarı gidiyor. TED وكما ترون، وبالتحديد في هذه المنطقة من الدماغ، تسير المؤشرات إلى الأعلى والأسفل بينما يتم الكشف عن احداث القصة.
    Scuba dalgıçları buraya inemiyor; denizaltılar burayı es geçip gidiyor. TED الغواصون لايستطيعون الوصول إلى هناك، الغواصات تسير بإتجاهها.
    Ve gerçek şu ki, bu geçiş döneminde pek çok şey bizim için epey iyi gidiyor. TED والحقيقة هي أن أشياء كثيرة تسير في مصلحتنا خلال هذا التحول.
    Ah, merhaba, Max. İşler senin adına çok iyi gidiyor, değil mi? Open Subtitles مرحباً يا "ماكس" , الأمور تسير على ما يرام أليس كذلك ؟
    Eğer işler düşündüğümüz gibi gitmezse, bunu sizler nasıl açıklarsınız? TED كيف يمكننا تفسير حينما تسير الأمور كما لم نكن نتوقعها؟
    Galiba kızgındım ve paniğe kapıldım. Herşey çok iyi gidiyordu. Open Subtitles كنت غاضبة ، ومضطربة كانت الأمور تسير على ما يُرام
    Babacığım, Goa o tarafta, sen neden bu tarafa gidiyorsun? Open Subtitles ابى جوا من هذا الطريق فلماذا تسير فى هذا الطريق؟
    Ama burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendikten sonra, bu değişecek. Open Subtitles لكن هذا سيتغير قريباً عندما تجد كيف تسير الأمور هنا
    Ve diğerinin de omuz eklemlerinden birinde artirit var, b,lirsiniz, düzgün çalışmıyor, dolayısıyla şu şekilde yürüyor, ve biz diğer kolu, bilirsiniz, şu şekilde hareket ettirebiliyoruz. TED و الأخرى لديها مفصل معطل و لا يعمل بشكل جيد و لذلك فإنها تسير هكذا و نستطيع تحريك الذراع بهذه الطريقة
    Ama çocuğunuz varsa eğer bileceksiniz, işler pek öyle yürümüyor. TED ولكن إن كان لديك أطفال فأنت تعرف ان الأمور لن تسير هكذا
    Neden olmasın, şu ana kadar her şey yolunda gitti Neden değişsin bilemiyorum Open Subtitles لمَ لا ، الأمور تسير على ما يرام حتى الآن ولا أرى سبباً للتغيير
    İkinci Dünya Savaşı 5. yılında ve hala Hitler üstünlüğünde devam ediyordu. Open Subtitles العام الخامس للحرب العالمية الثانية و مازلت الأمور تسير كما يريد هتلر
    Caddede yürürken halı bıçağı taşıyan üç herife rastladığınızı hayal edin. Open Subtitles تخيل أنّكَ تسير بالشارع، و تجد ثلاثة أشخاص يحاولون سرقة سيّارة.
    İşlerin nasıl gittiğini ve yapabileceğim bir şey olup olmadığını merak etmiştim. Open Subtitles كنت أتساءل كيف كانت تسير الأمور لو كان هناك شيء يمكنني فعله
    Diyelim ki yolda yürüyorsun ve çimlerde yaralı bir kuş gördün. Open Subtitles لو كنت تسير في الشارع ولمحت طائراً جريحاً ملقى على الحشائش
    Biliyorsun, polislerle başın derde girdiğinde, onlara herkes gibi ödeme yaparsın çünkü işler bu şekilde yürür. Open Subtitles حين تقع في المتاعب بسبب الشرطة ستقوم برشوتهم كغيرهم، هكذا تسير الأمور
    Ters giden aptalca oyunlar oynamaktan pişmanlık duymak için yedi yıl. Open Subtitles سبعة سنوات لكى تندم على ممارسة الألعاب التى تسير بشكل خاطئ
    Ben de çok korktum, ama şimdi her şey yolunda. Open Subtitles كنت قلقه جدا . لكن الامور تسير على ما يرام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus