Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
Nereye varmaya çalıştığını biliyorum ama biz düşündüğün gibi tipler değiliz. | Open Subtitles | .. إنني أتفهَّم ما تمرين به .. لكننا لسنا كما تعتقدين |
Senin mutluluğuna, bir bakıcıya ihtiyaç duyduğumuz için karşı çıktığımızı düşünüyor olamazsın Beatrix. | Open Subtitles | هل تعتقدين اننا نحرمك من السعادة فقط لاننا نحتاج الى ممرضة ؟ ؟ |
Sen "Hadi konuşalım" derken benim hızlanarak uzaklaşmama ne dersin? | Open Subtitles | لماذا تعتقدين أنّ إسراعي في الهرب منكِ هو دعوة للدردشة؟ |
Eğer bu insanların kendi ofisleri üzerinden yürümek, göreceksin olduklarını ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذا خرج هؤلاء الأشخاص من مكاتبهم ماذا تعتقدين أنهم سوف يرون ؟ |
Hikayenin hiç bir kişi tarafından desteklenmemiş olmasının garip olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقدين انه من الغريب ان لا أحد يمكنه التحقق من قصتك؟ |
Seni yargılayacağımı veya seni daha az seveceğimi mi düşündün? | Open Subtitles | اريد الذهاب للبيت هل تعتقدين بانني سأقيمك او احبك أقل؟ |
Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
İsviçre çok güzel bir yer olmalı, Sizce de öyle değil mi? | Open Subtitles | يجب أن تكون سويسرا مكاناً جميلاً جداً ، ألا تعتقدين ذلك ؟ |
Özür dilerim. Acaba ayılar tüy dökmeden beni kabul edecek mi? | Open Subtitles | معذرةً، هل تعتقدين بأنّه سيقابلني قبل أن يخسر الطاووس ريشه ؟ |
Başta bu görev basit görünüyor olabilir, ama düşündüğün kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | هذه المهمة قد تبدو سهلة من البداية ولكنها ليست سهلة كما تعتقدين |
Bu vakanın senin düşündüğün kadar karışık olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا اعتقد أن هذه القضية فوضوية جدا كم تعتقدين |
Bir tanecik kızımın düğününe davetli olmadığım için üzüldüğümü düşünüyor olabilirsiniz. | Open Subtitles | وربما تعتقدين بأنني متضايقة قليلاً بسبب عدم دعوتي لزفاف ابنتي الوحيدة |
Görevini tamamlamak için bu para sana yetecektir, ne dersin? | Open Subtitles | ذلك سيكون كافياً، لإقلاع مهمتُكِ من الأرض، ألا تعتقدين ذلك؟ |
Şoförün tuhaf davrandığını düşünüyorsunuz, fakat belki de eve yetişmek için acele ediyordur. | Open Subtitles | تعتقدين بأن سائق الحافلة غريب لكن ربما يكون مستعجلاً فقط للعودة إلى المنزل |
Uyumsuzluk cezalarının biraz daha fazla olması gerektiğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | عقوبات عدمِ إلتزام، ألا تعتقدين أنه يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أعظمَ؟ |
Belki onun da senin için bunu istediğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | تعتقدين انه رُبما هذا كل ما ارادته هي منّك ايضاً ؟ |
Yani diyorsun ki ben onu kendim yarattım çünkü ihtiyacım olan... | Open Subtitles | إذن إنك تعتقدين أننى قد اختلقتها لأننى بحاجة إليها من أجل |
Bunun uzun olduğunu düşünüyorsan birazdan yaşayacaklarından haberin yok demektir. | Open Subtitles | اذا تعتقدين اني تأخرت , ليس لديك فكره عما يحدث |
Oradaki su lekesinin, tüm dualarına bir cevap olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | انت حقا تعتقدين تلك البقعة التي هناك هي الاجابة لك صلواتك ؟ |
İnsanların çılgına döneceğini düşündüğünü biliyorum, ama insanlara gerçeği söylersen, belki seni şaşırtırlar. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تعتقدين أن الناس سيفزعون ولكن إذا أخبرتِ الجميع الحقيقة ربما سيفاجئونكِ |
Gerçekten kardeşinin başına bir şey geldiğini düşünmüyorsun ya? | Open Subtitles | أنتى لا تعتقدين حقاً بحدوث أى شئ لأخاكى؟ |
Bu arada bu ilişkiyi sürdürmeni düşündüren ne oldu sana ? | Open Subtitles | ماذا يجعلك تعتقدين بان بامكانك المحافضه على علاقتك معه؟ في هذا الوقت؟ |
Olabilir ama sen dokuz dakikanın, "biraz olmadığını" da düşünüyorsun nereden bileceksin ki? | Open Subtitles | ربّما، ولكنكِ تعتقدين أيضًا بأنّ تسع دقائق ليست بالمدّة الطويلة، لذا ما أدراكِ؟ |