Aktiviteyi yönetişimizdeki küçük farklar performanslarını gerçekleştirmelerinde çocuklarda çarpıcı farklara sebep oldu. | TED | وقل تم اهمال الاختلافات الصغيرة والتركيز على الاختلافات الكبيرة والتي تتعلق بالاداء |
Hepimiz önce görmezden gelinen ve küçümsenen sonra haklılığını kanıtlayan insanları biliyoruz. | TED | نعرف جميعًا أشخاصًا تم تجاهلهم في البداية لكن أثبتوا للجميع عكس المتوقع. |
Her neyse, çocuklarınızız bilmesini isteyeceğiniz bütün şeyler, herşey Tamamdır? | Open Subtitles | على أية حال كلّ المواد التي تعرفونها تم تغطيتها, حسنا؟ |
Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
Şu an derisi yüzülmüş... ...bu aslan pençesine bakıyoruz. Bana korkutucu bir şekilde... ...bir insan elini hatırlatıyor. İroniktir ki onların kaderi bizim ellerimizdedir. | TED | وطبعاً عندما ننظر الى كف اسد .. تم سلخه .. يذكرنا ذلك .. بكف الانسان .. وهذا مثير للسخرية .. لان مصيرهم بين أيدينا |
ve o parça yayınlandı, ve sonra bir başkasını yazdım, o da yayınlandı. | TED | و تلك القطعة تم نشرها و عندها كتبت قطعة اخرى و تم نشرها |
Yedi milyon kişilik sınıfımın birincisi olup Amerika'da yüksek lisans yapmaya kabul edildim. | Open Subtitles | بصفتي من أفضل طلاب فصلي الذييضم7ملايين.. تم قبولي للدراسة بالخارج في الولايات المتحدة |
bu implantların, bir konuşmaya uygun hale getirildiğinden onların bunun için üretidiğini düşünebilirsiniz. | TED | كنت أظن أنه ولأن هاته القوقعات المرزوعة هي الأمثل للكلام، تم تصميمها للكلام. |
Anlaşmanın ilk versiyonu Senatör George Mitchell'in maharetli ellerinden çıktı. | TED | وقد تم وضع اساسياتها حينها من قبل السيناتور جورج ميتشيل |
Ama biliyor musun, bu benim için çok eğitici oldu: | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، هذا وقد تم التعليمي للغاية بالنسبة لي. |
Aşkları ateşi daha da körükledi. ve o bahar pekçok başka rakun gibi Shoukichi ve Okiyo'nun da dört yavru rakunları oldu. | Open Subtitles | ان حبهم قد زاد فقط تأجج النار و مثل الكثير من الراكون بالربيع اربع من الراكون الصغار تم ولادتهم لشوكيجي و اوكيو |
Ancak bunlar bilim adamları tarafından seçici eşleştirme ve genetik teknoloji kullanılarak üretilmiştir. | TED | لكن هذه تم إنشاؤها من طرف العلماء باستخدام الاستيلاد الانتقائي مع التكنولوجيا الجينية. |
Tamamdır monte ettik tekrar iş başındayız. | Open Subtitles | بخير ؟ حسناْ , تم التثبيت لقد عدنا إلى العمل |
Tamamdır Doktor. Sen yaşlı bir adamsın, aman kalp krizi geçireyim deme. | Open Subtitles | لقد تم الأمر , أريدك أن تتمالك نفسك فلا أرغب أن تُصاب بنوبة قلبية |
Çizgi romanlar yapmaya devam ettim ve Worcester Sanat Müzesi'nde, bana hiçbir eğitmen tarafından verilmeyen en harika tavsiye verildi. | TED | و ظللت أصنع الرسوم الفكاهية، و في متحف وركستر للفنون تم إعطائي أعظم نصيحة قد يستطيع تقديمها معلم على الإطلاق |
bir işadamının en sevdiği iki kelimeyi yaratıyor: mallarımız tükendi. | TED | وهي تقدم كلمتين محبوبتين لأي مشتغل بالأعمال: قد تم بيعه |
Şimdi daha da ilginç bir resimle karşılaşacaksınız, çünkü şimdi şempanzelarden biri beslendi. | TED | والآن سترون صورة أكثر إثارة للاهتمام، لأنه أحد هذين الشمبانزيين قد تم إطعامه. |
Paris'te her sene yapılan Nükleer Enerji Fuarı'na davet edildim. | Open Subtitles | لقد تم دعوتي لحضور معرض الطاقة النووية السنوي في باريس،فرنسا |
bu tiyatrodaki ışıkların kullandığı elektrik sadece birkaç dakika önce üretildi. | TED | الكهرباء التي تمد انارة هذا المسرح بالطاقة تم توليدها منذ لحظات. |
Eldeki malzeme taşıyıcılar paletleri ve yapıştırıcı kutularını perakende dükkanlarına taşımak için kuruluydu | TED | تم إنشاء منصات تجهيز الأصناف للضخ المتواجدة حاليًا وأغلفة تعليب لمحلات البيع بالتجزئة. |
bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |
Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
Sistemimizin ve alt yapımıza derin bir şekilde inşa edilmiş. | TED | لقد تم غرسه في بعمق في أنظمتنا و بنيتنا التحتيه. |
bu teknikleri kullanarak yapıldı: kopyalamak, biçim değiştirmek ve birleştirmek. | TED | وقد تم فيه استخدام هذه التقنيات الثلاثة: النسخ والتحويل والدمج. |