| Beni sen tuttun. Şimdi peşimden gelmeyi bırak yoksa kızacağım. | Open Subtitles | لقد استأجرتنى, نعم, ولكن, توقف عن ملاحقتى, والاّ سوف اغضب |
| Hayır. Onlardan hapishanede yeterince gördüm. bırak dırdırı, yoksa canını acıtırım. | Open Subtitles | رَأيتُ الكثير مِنهن في السجنِ ، توقف عن مُضايقتي أو أُؤذيك |
| Hoşça kal lamba. Aylaklık etmeyi bırak da büyük babana yardım et. | Open Subtitles | وداعاً يا لمبة ، والآن توقف عن اللعب وساعدني على إخراج أمتعتي |
| Beni korumaktan vazgeç. Korunmaya ihtiyacım yok. Unut artık beni. | Open Subtitles | توقف عن محاولة إنقاذي، فأنا لست بحاجة للإنقاذ فلتتخلى عني |
| Yaklaşık 10 gün önce, internet sitesinde yayın yapmayı bıraktı. | Open Subtitles | من عشر ايام مضت توقف عن الكتابه على موقعه الالكترونى |
| İzlemeyi bırakın ve yeni bir emre kadar merkeze dönün. | Open Subtitles | توقف عن المطارده و عد إلي المركز حتى إشعار آخر |
| Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç ve bırak. bırak! | Open Subtitles | توقف عن محاولة التحكم في كل شئ وأتركها تمضي فحسب |
| Terlemeyi bırak ve gözeneklerini kapat, Kirky. Ben hep affederim. | Open Subtitles | توقف عن التعرق وأغلق مساماتك يا كيركي أنا أسامح دائما |
| Şunun hakında konuşmayı bırak. Bu senin için değil unutma. | Open Subtitles | توقف عن التحدث عن ذلك انهم ليس لك إنسه الامر |
| -O kızı rahat bırak da kendi boyunda birileri ile uğraş. | Open Subtitles | انت دريسكو توقف عن مضايقة الفتاة وتعدى على من يكون بحجمك |
| Mucuizevi ve muhtşem bir yeni yıl gecesinin peşinden koşmayı bırak Ted. | Open Subtitles | توقف عن محاولة ملاحقة عشية راس سنه رائعة و سحرية يا تيد |
| Ve bana dokunmayı bırak ve bana o çılgın bakışını at. | Open Subtitles | و توقف عن لمسي و عن النظر لي بهذه النظرة المجنونة |
| Clark, bahaneler uydurmayı bırak ve bana neler olduğunu anlat. | Open Subtitles | كلارك , توقف عن إختلاق الاعذار فقط أخبرني بما يحصل |
| Şu aptal kaydedicinle oynamayı bırak da git tuvaletleri temizle. | Open Subtitles | توقف عن لعب ادوارك الغبية .. واذهب الى تنظيف الحمامات |
| bırak bu ayakları, sen hayatımda tanıdığım en anormal herifsin. | Open Subtitles | توقف عن هذا أنت أكثر شخص غريب قابتله في حياتي |
| Bu çok kötü. Büyükbaba uzun bir süre önce bunu yapmayı bıraktı. | Open Subtitles | هذا سيء جدا، جدي توقف عن صنع خبز بونغ منذ مدة طويلة |
| Hayır ve her yere öneri kutuları koymayı bırakın artık. | Open Subtitles | لا و توقف عن تركيب صناديق الاقتراحات في كل مكان |
| Ve bana bakıp durma. Gönüllü oldun değil mi? | Open Subtitles | توقف عن التحديق الى بهذا الشكل ، انا جاد في هذا ؟ |
| - Eski hâline döndün sonunda. - Şu saçmalığı kes artık! | Open Subtitles | ـ هكذا أنت الآن على طبيعتك ـ توقف عن هذا الإزعاج |
| - Topumu alıyorum. - Kes şunu! Derhal tellerden uzaklaş! | Open Subtitles | احضر الكرة توقف عن ذلك , وأخرج من هناك فوراً |
| Ayrıca Dur sinyalleri de vardır. hemen hemen sekiz tane farklı Dur sinyalimiz var. | TED | ومن ثم ترسل اليه اشارة توقف عن الاكل ونحن نملك مايقارب 8 اشارات توقف لنتوقف عن الطعام بعد الشبع |
| Dırdır etmeyi kes. Kimse seni bir şey almaya zorlamıyor. | Open Subtitles | توقف عن التذمر لم يجبرك أحد على شراء أي شيء |
| Telefonlarını açmayı bırakıp, evini Grey Gardens'taki gibi dekore etti. | Open Subtitles | توقف عن الرد على هاتفه أعاد تنسيق منزله كحديقة رمادية |
| Oradan da yere ve çöp kovasına çarpıp durdu. | Open Subtitles | ارتطم بالأرض و توقف عن الدحرجة عند سلة المهملات |
| Beyin kanserine sanki beyin kanseriymiş gibi demeyi keser misin? | Open Subtitles | هل توقف عن قول سرطان المخ يبدو مثل سرطان الدماغ؟ |