1960'lar itibarıyla yüzlerce yeni parçacık bulunuyordu, her hafta yeni bir parçacık keşfediliyordu. | Open Subtitles | وبحلول الستينات كان هناك مئات من الجسيمات الجديدة مع جسيم جديد يكتشف أسبوعيا |
Hem konumu hem momentumu olan bir parçacık elde etmek için iki resmi karıştırarak, sadece küçük bir alanda dalgaları bulunan bir grafik yapmamız gerek. | TED | وللحصول على جسيم بموقع وقوة دافعة، يلزمنا مزج الصورتين لعمل رسم بياني يتألف من موجات، ولكن في مناطق صغيرة فقط. |
Bak, çok büyük bir hata yaptım. Asla ondan ayrılmamalıydım. | Open Subtitles | انظري ,لقد فعلت خطأ جسيم لم يكن من الصحيح ان انهي علاقتي بها |
Yani Thompson, ilk atomaltı parçacığı keşfetmişti. Yani bu günümüzde bildiğimiz elektron. | TED | لذا اكتشف طومسون أول جسيم دون الذرية، التي نطلق عليه الآن الإلكترونات. |
Köy göründüğünde tecrübesiz köpek takımı ciddi bir hata yapıyor. | Open Subtitles | ضِمن مرأى البيت , فريق الكِلاب القليل الخِبرة يقوم بخطأ جسيم. |
ağır saldırıdan ve alkolü araç kullanmaktan hüküm giymiş. | Open Subtitles | مُدان في قيامة باعتداء جسدي جسيم و القيادة تحت تأثير الشراب |
Bunun nasıl olduğuna dair ortaya çıkan bir teoriye göre gezegenin erken evrelerinde Mars'ın kuzey yarım küresine bir cisim çarptı ve dış katmanın büyük bir kısmını yerinden kaldırdı. | Open Subtitles | نظرية انبثقَت عن كيفية حدوث ذلك أنه في باكورة تاريخ الكوكب ضرب جسيم النصف الشمالي للمريخ |
o nedenle kedinin dalga davranışını asla görmeyiz. Elektron gibi küçük bir parçacık ise ikili doğasına ilişkin belirgin kanıtlar sergiler. | TED | ومع ذلك، فإن جسيم صغير مثل الإلكترون يمكن أن يوفر دليلًا واضحًا على طبيعته المزدوجة. |
Yani, bir parçacık evrende dolaşırken, bu Higgs parçacıkları ile etkileşebilir. | TED | الان عندما يتحرك جسيم عبر الكون، يمكنه التفاعل مع جسيمات هيجز تلك. |
Fizik öğrencileri sık sık okulun içinde koşuşup, yeni bir parçacık daha bulunmuş ve teorilere tam uyumluymuş diye birbirlerine haber veriyorlardı, ve tüm bunlar çok heyecan vericiydi. | Open Subtitles | مبنى الفيزياء قائلين أنهم اكتشفوا جسيم أخر, وهو ملائم للنظريات. |
Bu üç parçaya ayrıIdığı görülen keşfedilen ilk temel parçacık. | Open Subtitles | هذا هو أول جسيم أولي تم إكتشافه أن تراه ينقسم إلى ثلاثة أجزاء مختلفة |
Ama biz ev arkadaşıyız ve bunu yapmamız çok büyük bir hata olur. | Open Subtitles | لكننا شريكين في السكن و إنه لخطأ جسيم الاستمرار في هذا الاتجاه |
C.F.O. yetkilendirmesine hayır dediğinizi biliyorum ama bu çok büyük bir hata. | Open Subtitles | أعلم أنك رفضت تعيين مدير مالي لكن هذا خطأ جسيم. |
Belki de içten içe onun senin gerçek aşkın olduğunu ve onunla ayrılmanın çok büyük bir hata olduğunu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | لعلّه في أعماقك حبّك الحقيقيّ الأوحد، وربّما انفصالك عنه كان خطأ جسيم. |
Yani, bu nesneler bir toz parçacığı kadar, hatta daha da küçük bile, bunu görmek oldukça zor. | TED | لذلك هذه العناصر مثل جسيم الغبار أو أصغر، لذلك تصعب رؤيتها. |
Bu Higgs parçacığı ne yapar bilmek istiyorum." | TED | أريد ان اعرف ما الذى يفعله جسيم هيجز ذلك |
Hanüz göremediğimiz ama varlığından oldukça emin olduğumuz Higgs parçacığı diğer tüm parçacıklara kütle sağlar. | TED | جسيم لم يرى حتى الآن ولكننا متأكدين من وجوده .. هو جسيم هيجس والذي يعطى كتل لكل هذه الجسميات الأخرى. |
Sayın Yargıç, bu ifade ciddi bir şekilde Adalet Bakanlığının mevcut bir soruşturmasına zarar verecek. | Open Subtitles | سيدي القاضي إن هذه الشهادة ستضر بشكل جسيم تحقيقًا جاريًا في وزارة العدل |
Teorisyenlerin kollarını açtıklarını biliyorum çünkü ağır bir Higgs olabilir ama her zaman dedim ki en kötü durumda elimde sadece ve sadece Higgs olacak. | Open Subtitles | ـ أعلم أن المنظرين كلهم ثائرين لأنه، يمكن أن يكون جسيم هيجز ثقيلا ولكن، كنت أقول دائما |
Merkez, hızla yaklaşan bir tanımlanamayan uçan cisim var. | Open Subtitles | إلى القاعدة، لدينا جسيم طائر يقترب بسرعة |
Hesaplamalarımızın gösterdiğine göre, Higgs bozonu kütlesinin ölçülen değeri oldukça özel. | TED | أظهرت حساباتنا أن القمة المقاسة لكتلة جسيم هيقز بوزون خاصة جدا. |
Nötron, bir alfa parçacığının kütlesinin çeyreği kadar atom altı bir parçacıktır. | Open Subtitles | النيوترون جسيم تحت ذرّي، مجرّد رُبع كتله جسيم ألفا. |
Standart modeldeki 17 parçacığın yerine her şeyin tek bir nesneden son derece küçük sicim düğümlerinden oluştuğu düşünülüyor. | Open Subtitles | بدلاً من الـ 17 جسيم في النموذج القياسي يكون كل شيء يبدو أنه جسم مُفرد عبارة عن حلقة وترية متناهية الصغر |