"شيءٌ" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şey
        
    • şeyler
        
    • birşey
        
    • şeyim
        
    • şeyi
        
    • şeyin
        
    • şey var
        
    • sey
        
    • şeydir
        
    • birşeyler
        
    • şeye
        
    • falan
        
    • şeydi
        
    Etik, Güç Düğümünü güvende tutması için Hedge'e verdiğinde inanılmaz bir şey oluyor. TED حين أعطت إيثيك العقدة إلى هيدج ليحفظه بشكل آمن، حدث شيءٌ لا يصدق.
    Joo Goon geri döndüğümde sana söyleyeceğim önemli bir şey var. Open Subtitles ،أيها الرئيس عندما أعود، هناك شيءٌ مهم يجب أن أُخْـبرك بهِ
    - Yalnız bir şey var çocuklar beni tanımıyorsunuz, oldu mu? Open Subtitles شيءٌ واحد : أنتم يا جماعة لا أحد منكم يعرفني، إتّفقنا؟
    Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. TED إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء.
    Augustine, işlerimizi elimize yüzümüze bulaştırma kapasitemizin insanlık sisteminde bir çeşit utanç kaynağı olmadığını, ancak yok edebileceğimiz ve üstesinden gelebileceğimiz birşey olduğunu görmüş. TED لقد استوعب القديس اغسطين ان قدرتنا على ان نخطىء ليس امرٌ محرج ففي النفس البشرية شيءٌ يجلعنا نتجاوز الاخطاء حينما نكتشفها ونعيد بناء انفسنا
    Ve ihtiyacım olanın daha önce yapmadığım bir şey olduğuna karar verdim. Open Subtitles أعتقد أنّ ما أحتاجه هو شيءٌ لم أحظى به من قبل أبداً
    Memnuniyetsizlik şarkını mı dinleyeceğim yoksa sahiden bir şey mi oldu? Open Subtitles هل أنا أرفِّه عن استياءكِ أم هنالك شيءٌ حدث بالفعل ؟
    Önce ben! İçimden bir ses iyi bir şey çıkacak diyor. Open Subtitles . سوف ألعب أولاً، لدي شعوراً جيداً بأن شيءٌ جيد سيأتي
    Bu operasyon yüzünden mi huzursuzsun yoksa başka bir şey mi vardı- Open Subtitles هل أنت قلق حول هذه العملية ؟ أم أنه شيءٌ أخر ؟
    Kendine saklayıp da söylemediğin bir şey varsa hemen söylemen gerek. Open Subtitles ،إن كان لديكِ شيءٌ لتقوليه، شيءٌ كتمتِه .فيجب أن تقوليه الآن
    Sadece, sanırım bu tek başıma yapmam gereken bir şey. Open Subtitles فقط، أظن أن ذلك شيءٌ ما أريد أن أفعله بنفسي
    Umuyorum ki bu videoyu izleme nedeniniz inanılmaz bir şey başarmış olmamdır. Open Subtitles هذهِ أمنيتي، إن كُنت تُشاهد هذا الفيديو شيءٌ لا يُصدق قد حدث
    Eğer burada aradığınız türde bir şey yoksa bir arkadaşımın evi var. Open Subtitles إن كان هناك شيءٌ لم تعثر عليه هنا، صديقٌ لي يملك شقّة.
    Ölümden başka topluluğun mührünü kaldırabilecek bir şey var mı? Open Subtitles حسنٌ، هل هناك شيءٌ آخر غير الموت بإمكانها تفكيك الدائرة؟
    Bayan Mortar Bayan Dobie'ye onunla ilgili garip şeyler olduğunu söylemiş. Open Subtitles سيدة مورتر وهي تخبر آنسة دوبي بأن هنالك شيءٌ غريب عنها
    Hayır, onu içmeyin. Size daha iyi bir şeyler vereyim. Open Subtitles لا، لا تشربي ذلك لديّ شيءٌ أفضل من ذلك بكثير
    Orada bu durumla savaşmama yardım edebilecek bir şeyler vardır diye umuyorum sadece. Open Subtitles أنا فقط آمل أن هناك شيءٌ ما هنا ليساعدني في محاربة هذا الشيء
    Belli birşey olacak zannediyoruz ve bunun yerine başka birşey oluveriyor. TED نحن على الدوام نتوقع ان يحدث شيئاً ما .. واذ يحدث شيءٌ آخر
    Şimdi, benim kaybedecek bir şeyim yok, ama sizin var. Open Subtitles الآن، أنا لم يبقَ لي شيءٌ لأخسرَهُ ولكن أنتم لديكم
    En azından annemin sevdiği bir şeyi yaparak ölürüm ama. Open Subtitles لكن على الأقل سأموت وأنا فالعةٌ شيءٌ أمّي كانت تحبّه.
    Ama bir şeyin gerçekten yapılması gerktiğinde, çıkıp olayı gerçekleştiren ben oluyorum. Open Subtitles لكن عندما يتطلب الأمر إنهاء شيءٌ ما أنا من يتقدم وينهي الأمر
    Evet soruyorum. ikinizin arasinda bir sey oldu mu olmadi mi? Open Subtitles أجل, انا اسأل. هل حدث شيءٌ بينكما أم لا؟
    Bir kadın için üstüne silah doğrultulmuş olunması bambaşka bir şeydir. Open Subtitles بالنسبة لأمرأة, أن ترى مسدساً موجهاً إليها هو شيءٌ مختلف بالكامل.
    ya bilmediğimiz birşeyler varsa kafanın içinde? Open Subtitles ماذا لو كان هناك شيءٌ آخر؟ عالقاً في ذهنك؟
    Hareket eden, insanı ısıtan, gözlerinin içine bakan bir şeye. Open Subtitles شيءٌ يتحرك، شيءٌ دافئ شيءٌ ينظر إلى عينيك
    Nesin sen, ressam falan mı? Open Subtitles من أنتَ إذاً؟ هل أنتَ فنأن أو شيءٌ من هذا القبيل؟
    Ve bunu onlarla yaptım. Yapılan riskli bir şeydi, çünkü onlar sokak çocuklarıydı. TED وقد كان شيءٌ خطير قمت به .. لانهم كانوا أطفال شارع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus