"شيء على" - Traduction Arabe en Turc

• bir şey
• bir şeyler
• hiçbir şey
• şeyi
• şeyin
• birşey
• hiç
• şeye
• şey mi
• Herşey
• şey yoluna
• şey iyi

Televizyonda konuyla ilgili bir şey söylemediler henüz. Daha kimse bilmiyor.
لا شيء على القنوات الإخبارية ولا أحد يفهم ما يجري هنا

Çok etkileyici. Ama Dünya'daki hiç bir şey bu ana gemilere karşı koyamaz.
مثير للإعجاب جداً، لكن لا شيء على الأرض يمكنه مضاهاة هذة السفن الرئيسية

Özel bir şey yok. Belki biraz formda kalmak için.
لا شيء على وجه الخصوص ربما لأجل القليل من الانسجام

Buralarda bu akşam olağan dışı bir şeyler fark ettin mi?
فقط أتساءل, إن كنت لاحظت أى شيء على غير المعتاد الليلة؟

Harika, elimizde hiç bir şey yok. Yerini bilmiyoruz, ipucu yok.
رائع، إذا ليس لدينا شيء لا موقع، لا شيء على الإطلاق

Bundan böyle internette bir şey yazmadan önce benden onay alacaksın, tamam mı?
من الآن فصاعداً قبل نشر أي شيء على الانترنت لابد أن تسألني، اتفقنا؟

Yaranın üzerine bir şey koymamız gerekiyor böylece enfeksiyon kapmaz.
يجب علينا وضع شيء على هذا حتى لا يصاب بالعدوى.

Dersime iyi çalıştım. İnsanlar konuşur ama bir şey buldum.
لقد عملت فروضي, الناس تتحدث ولكن خطر شيء على بالي

Bakıcı aileye gönderildi ve hiç bir şey eskisi gibi olmadı.
وضعوه في نظام التبني ولم يعد شيء على حاله بعد ذلك

- Herhangi bir şey. - Yani kesinlikle öldürüldü mü?
ـ أيّ شيء على الأطلاق ـ إذاً، هل قتلت بالفعل؟

İlerleyen saatlerde Amy masanın altında yerde bir şey buldu ve bana verdi.
نهاية الليل، يجد ايمي شيء على الأرض تحت طاولة. حتى انها يعطيها لي.

Ön loblarda herhangi bir şey ya da temporal loblarda tahriş var mı?
أي شيء على السَطح السُفلي من الفَص الجبهي، أي تهيّج في الفص الصدغي؟

Sesinin nasıl olduğunu merak ettiğim izlenimini verecek herhangi bir şey yaptım mı?
أفعلت أيّ شيء، أي شيء على الإطلاق يُوحي أني أرغب في سماع صوتك؟

Dünya'da bir şey olsa insanların başka bir yerde yaşaması gerek.
إذا ما حدث شيء على الأرض، فنحن بحاجة إلى أناس يقطنون في مكان آخر.

Ayakkabınıza bir şey takıldığında ne yaparsınız?
ماذا تفعلون عندما يلتصق شيء على حذائكم؟

Gazeteci olarak bize öğretilen her şeye ters düşecek bir şey yapmaya karar verdik: Paylaşmak.
لقد قررنا القيام بعمل شيء على النقيض تماماً لكل ما تعلّمناه كصحفيين: المشاركة.

Deli olmadığım sürece, onu yoldan çıkartmak için yola bir şeyler koydu.
ستقولي بأني مجنون، لقد قام بوضع شيء على الطريق لجعلها تنحرف عنه

Dağların arkasında hiçbir şey yok, tamam mı? Dünyanın sonu.
لا يوجد شيء على الجانب الآخر من الجبال ، حسنا؟

Durum şu ki, Birleşmiş Milletler kimseye bir şeyi empoze etmez.
حسنًا، إن الأمم المتحدة لا تفرض أي شيء على أي شخص.

Yoldaki en hızlı şeyin o olduğuna bahse girerim. Dostum, o mükemmel!
أراهن أنها أسرع شيء على الطريق يا سلام ايها السيد انها متأنقة

- Çekinecek birşey yok tatlım. Söz veriyorum. - Korkuyorum.
كل شيء على ما يرام يا عزيزتي اعدك انا خائفة

Belirli bir şeye bağlı olduğu görülmeyen büyük bir burun var.
وهناك أنف كبير جداً لا يبدو أنه يرتبط بأي شيء على وجه الخصوص.

O diskette senin hayatta olduğunu kanıtlayacak bir şey mi var?
هناك شيء على ذلك القرصِ الذي اعادك إلى الحياةِ؟

O yüzden Herşey yolunda şimdi, öyle değil mi kardeşlerim?
لذلك كل شيء على ما جيدة الآن، الحق، أيها الإخوة؟

Bak her şey yoluna girecek. Bu gece biraz oyun oynarız...
اسمع، سيكون كلّ شيء على مابرام سنقوم ببعض الألعاب هذا المساء

DH: Her şey iyi mi, atmosfer, .. ---
دان هولزمان : هل تشعر ان كل شيء على مايرام ؟ .. الجو المحيط ؟