| Bu benim. Boş ver, burada her yerde kemikler var. | Open Subtitles | على أية حال يوجد هنا عظام في كل أرجاء المكان |
| Ve onlar gibi, solungaç etrafındaki küçük kemikler soluk almaya yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | ومثلهم ، أيضا ،لديها عظام صغيرة وراء خياشيمها التي تساعدها على التنفس |
| Ve burada da ikinci ve üçüncü metakarpal kemiklerin kırıldığı görülüyor. | Open Subtitles | و هنا حيث كسرت الثاني و الثالث من عظام مشط اليد |
| Bak Bones, eğer buna katılmak istemezsen yani seni bekleyen kadim Çin kemikleri var ya... | Open Subtitles | بونز اذا أردت أن لا تكملي التحقيق لا عليك أعلم أنه هناك عظام صينينة أثرية بانتظارك |
| Rivayete göre 9000 rahibin kemiklerinden inşa edilmiş. | Open Subtitles | لقد بنيت كما يعتقد من عظام تسعة الآف راهب |
| Bütün kötü dekorasyona rağmen bu evde belirsiz kemikler var! | Open Subtitles | في الطابق التحتي الكل مرمم هذا المنزل به عظام حيوان |
| Fakat dinozorların kemiklerini kesmek sizin de anlayacağınız üzere oldukça zor çünkü müzeler için kemikler oldukça kıymetli parçalar. | TED | لكن القطع في عظام الديناصور من الصعب القيام به,لأنه يمكنك ان تتخيل بسبب المتاحف العظام ثمينة |
| Sadece yeni kutular ekleyebilir, iskelete yeni kemikler. | TED | هي فقط تضيف جداول جديدة، عظام جديدة إلى الهيكل العظمي. |
| Böylelikle D vitamininden yararlanabildiler, güçlü kemikler geliştirdiler ve sağlıklı döller üretecek kadar iyi şekilde hayatta kaldılar. | TED | لذا فقد استفادوا من فيتامين د، ونمت لديهم عظام أقوى، ونجوا سليمين بما فيه الكفاية لإنجاب ذرية سليمة. |
| Burada kemikler var, ama gerçek kadın etiyle çevrili kemikler. | Open Subtitles | هذا ما أحبه هناك عظام هناك، لكن العظام مغطاة بامرأة حقيقية |
| Hepsinden önemlisi de... sağlıklı kemikler ve dişler için, kalsiyumu unutmayalım. | Open Subtitles | هام جداً لذلك الجزء. ودعونا لا ننسى الكالسيوم من أجل عظام جيده وقوية ولأجل الأسنان. |
| Bu toprak solucanı gibi hayvanların, aslında çoğu hayvanın, dokularını kemiklerin üzerine sararak korumadıklarını önceden biliyordum. | TED | و أعلم ان حيوانات مثل دودة الارض هذه, وفي الواقع جميع الحيوانات, لا تدعم انسجتها عن طريق لفها حول عظام. |
| Harika kemiklerin var, gözlerin çok güzel, ve giyim tarzın çok ilginç. | Open Subtitles | ولديك عظام رائعه وعينان رائعه كما تلبس باناقه |
| Git bak bakalım ne satıyorlarmış Bones. | Open Subtitles | أذهي و أنظري بماذا يتاجرون يا عظام ماذا ؟ |
| Burada, Sessiz Kardeşler Gölgeavcılarının kemiklerinden ve küllerinden güçlerini alırlar. | Open Subtitles | هذا المكان يُمددنا بكل تلك الطاقة من كل عظام ورمادّ صائدي الأشباح الموتى |
| Sol uyluk kemiğinde, sağ kol kemiğinde ve kalça kemiğinde de kırıklar var. | Open Subtitles | و كسور مضاعفة في عظام الفخذ الأيسر و العضد الأيمن و العظم الحرقفي |
| Babam bir nörolog annem de ortopedi cerrahı. | Open Subtitles | ، والدي طبيب أمراض عصبية . ووالدتي جراحة عظام |
| Mimi kalça kemiğini kırdı, ve orda öylece sabaha kadar yattı. Sabahleyin biri teadüfen odasına geldi ve onu gördü ve hastaneye gönderdi. | TED | كسرت ميمي عظام الحوض, و ظلت هكذا طوال الليل و النهار التالي حتى جاء أحدهم ووجدها و أرسلها إلى المستشفى. |
| Sağ ve sol dirsek kemiği, kaburga ve köprücük kemiklerinde kırıklar var. | Open Subtitles | وأيضاً كسور صدمية على عظام الزند والكعبرة اليمنى واليسرى، الأضلاع والترقوة اليسرى. |
| Sen pediatri cerrahı değilsin. Sporculara bakan ortopedik cerrahsın. | Open Subtitles | أنت لست جراحة أطفال ، أنت مختصة في الطب الرياضي جراحة عظام |
| Çünkü çimenler savaşta katledilen büyücülerin kemikleri ve kanlarında yetişiyorlar. | Open Subtitles | لانه يتغذي علي عظام ودماء .السحرة الذين ذبحوا في المعركة |
| Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. | TED | شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه |
| Birkaç kemikten, dinozorların varlığına ulaşıyoruz. | TED | حيث أثبتنا من بضعة عظام وجود الديناصورات. |
| Kalça kemiğindeki tırtıklı kesik, testere kullanıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | هناك التشققات الخشنة على عظام الفخذ داكي : تدل على استخدام المنشار في القطع توني : |
| Şu fildişine bak. Kurbanlarının kemikleriyle süslü. | Open Subtitles | انظر للعاج الذي تتزين بها فكله موضوع من عظام الحيتان الضحايا |
| Görüldüğü gibi ayak kemiklerindeki tabakalar yetişkin gibi gelişmemiş. | Open Subtitles | حسنا ، يمكن أن ترى من خلال لوحات النمو هذه أن عظام ساقه حتى لم تبدأ تلتأم مثل عظام البالغين |