Kuzenim günde altı veya yedi kutu içiyor ve sadece üç yaşında. | Open Subtitles | من المحتمل سته إلى سبع علب باليوم وهو بالثالثه من عمره فقط |
İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş. | Open Subtitles | رجل دخل إلى السوق أراد شراء 6 علب من الحبوب. |
Senden altı paket istedim. Bana uzun bir çocuk getirdin. Sadece söylüyorum. | Open Subtitles | لقد طلبتُ منكَ ستَ علب بيرة ، فأحضرت لي علبةً واحدةً كبيرة |
Annemde en azından şu nane şeker kutuları var mıdır ki? | Open Subtitles | ألا تملك أمّنا على الأقل بعض من علب حلوى القصب تلك؟ |
- Eğer zengin değilsen, o zaman nasıl yeni bir buzdolabın elektrikli konserve açacağın ve bir milkşeyk makinen var? | Open Subtitles | اذا لم تكن غنيًا ، اذن كيف لك ان تمتلك ثلاجة جديدة وفتّاحة علب كهربائية ، و ماكينة خفق الحليب |
Tamam. Piyanonun üzerine meyve suyu kutusu konmayacak dememiş miydim? | Open Subtitles | اجل هذا صحيح،ماذا اخبرتك عن وضع علب العصير فوق البيانو |
Garajda bir kaç tane eski boya kabı vardı sadece. | Open Subtitles | كان هناك مجموعة من علب الطلاء القديمة في قراج سيارته |
Bir mimar olarak ben, gelecekte bu ruhsuz kibrit kutularını tekrarlamamamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | لذا، كمعماري، لا أظن في المستقبل يجب أن نعيد علب الكبريت غير الإنسانية. |
İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş. | Open Subtitles | رجل دخل إلى السوق أراد شراء 6 علب من الحبوب. |
kutu portakal sularından alsanıza. Çok daha kolay. | Open Subtitles | ،أعتقد أنه يجب عليك أن تشتري عصير برتقال في علب أنها أسهل |
O gün sadece kutu ve şişe aramakla kalmadım. | Open Subtitles | وخرجت في ذلك اليوم أبحث عن أكثر من مجرد علب وزجاجات. |
Günde bir paket içen fakir adam günde 10 paket almak zorunda kalacak. | Open Subtitles | الوغد المسكين الذي يدخن علبةً في اليوم سوف يحتاج تدخين 10 علب يومياً |
Bütün o meyve ve sebzelerin arasında birkaç paket bisküvi buldum. birkaç paket bisküvi buldum. | TED | وجدت علب بسكويت قليلة جداً وسط الخضروات والفواكه وكل شيء آخر موجود هناك. |
Git başımdan, dostum! Bana zaten 5 paket borçlusun. | Open Subtitles | اغرب عن وجهى يا رجل أنت مدين لى بخمس علب |
Bu kostümü mısır gevreği kutuları ve yoga matlarıyla yaptık. | Open Subtitles | هذا الرداء مصنوع من علب حبوب الإفطار ومن حصائر اليوقا. |
Hepsi elmas, bira kutuları ve kraliyet ipleriyle karıştırılmış plastik kristaller içeriyor. | TED | إنهم يحوون كريستالات بلاستيكية ممزوجة بالألماس علب البيرة والحرير الملكي جميعهم في مشهد واحد |
Doğumgünümde bana elektrikli konserve açağı almıştı. Ah! İyi, demek gereksiz şeyleri seviyor. | Open Subtitles | اشترت لي مرّة فتّاحة علب كهربائية بعيد ميلادي إذاً، تهوى الأجهزة الغير نافعة |
Şekli dairedir. Dilimleri üçgen, kutusu kare şeklindedir. | Open Subtitles | اعني شكلها دائري, وتقسم الى مثلثات وتوضع في علب مربعة |
Yarım düzine oda spreyi ve birkaç tane çikolata al. | Open Subtitles | أحضـر مجموعة مـن علب تلطيف الجـو و عـدة قـطع شكـلاطـة |
Peki size süt kutularını bir daha asla açmamanızı garanti eden yepyeni bir ürün var desem? | Open Subtitles | ماذا إذا أخبرتك أنه يوجد منتج جديد يضمن أنك لن تضطر إلي فتح علب اللبن الكارتونية ثانية ؟ |
Ona Kaptan Crunch deniyordu çünkü farketmişti ki bu küçük düdük Cap'n Crunch corn flakes kutularından çıkıyor ve ATT uzun mesafe ekipmanları ile aynı tonda ses çıkarıyor. | Open Subtitles | هذا الشخص كان يسمى كابتن كرنش لأنه اكتشف هذه الصافرة الصغيرة التي تجدها في علب حبوب كابتن كرنش |
Herkes partiye dönsün! Orda bir sürü browni var! 9 şişe de merlot! | Open Subtitles | الجميع عودوا للحفلة يوجد الكثير من كعكة الشوكولا و تسع علب من الشراب |
Üzgünüm, babalık. Önemsiz insanları mısır gevreği kutularının üstüne basmıyorlar. | Open Subtitles | آسف يا أبي، لا يضعون صور المغمورين على علب الحبوب. |
- Arabamın bagajına 4 teneke benzin koy ve çalıştır. | Open Subtitles | ضع 4 علب من الوقود في مؤخرة سيارتي و أحضرها |
Depo kafesinde kutular için yeterince yer bulamamana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه لم يكن عندك المتسع من الحيز في مخزنك لبضعة علب |
Hiç orduda görev yapmadım ve... evimi içecek kutularına karşı... savunmak zorunda kalmadım. | Open Subtitles | أنالمأخدمفيالجيشمنقبل , و لم أضطر للدفاع عن منزلي ضد هجوم باستخدام علب الصفيح |
Evet, bagajında altılı bira taşımak için iyi bir bahane. | Open Subtitles | نعم, عذر رائع لإبقاء 6 علب جعة دائماً في شاحنتك |
Ama illaki bir yeni nefesle yorgun ve işine gelmeyen boş bira kutularıyla etrafta dolanan biriyle diri ve capcanlı yeni soluğu karşılaştıracaksam bence hiç de fena bir şansım yok. | Open Subtitles | لكن إذاكان هناك خيار بين الفكر الجديد و نقيب مُتعب وغائب يقود ومعه علب البيره الفارغه |