"عمد" - Traduction Arabe en Turc

    • bilerek
        
    • kasten
        
    • kasıtlı
        
    • vaftiz
        
    • kasıtsız
        
    • düştüm
        
    • İsteyerek
        
    • yanlışlıkla
        
    • Mahsus
        
    • bile bile
        
    • istemeyerek
        
    • kasti
        
    Sorundan kaçınıyorsun. Beni bilerek incitmek için erkek arkadaşlarımı çaldın. Open Subtitles أنتِ تبتعدين عن الموضوع ألم تسرقي صديقي لتؤلمينني عن عمد
    Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. bilerek yaptım. Open Subtitles مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد
    Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. bilerek yaptım. Open Subtitles مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد
    Dur biraz, birinin bunu bize kasten yaptığını mı söylüyorsun? Open Subtitles إنتظر لحظة.. أتقول لي بأن شخص فعل هذا عن عمد
    Bu suçun kasıtlı olarak mı işlendiğini yoksa dikkatsizlikten mi kaynaklandığını bilmiyoruz. Open Subtitles لا نعلم حتي الان ان كانت تلك الجريمة عن عمد او متهورة
    Bak, bir eve yerleşirsin, o çocuğu vaftiz ettirirsin ismini koyarsın. Her şey yoluna girer. Open Subtitles إسمع، عندما تستقر عمد هذا الطفل أعطيها اسماً، وكل شيء سيكون على ما يرام.
    Çok sevimli bir şey. bilerek benim ocağı açık bırakmıştı. Open Subtitles ,لطيفة فى وجهها فقط لقد تركت موقدى يعمل عن عمد
    Buraya geri gelebilme bahanesi olsun diye bilerek bıraktı bence. Open Subtitles أعتقد بأنها تركته عن عمد حتى يكون لها العذر للعودة
    Diğer bölümde, yandaki odadaki kişinin şokları kasten ve bilerek verdiği söylenir. TED في الحالة الثانية من التجربة اخبر الذين يتم صعقهم ان الشخص في الغرفة المجاورة يعلم شخصيتهم ويصعقهم عن عمد
    Benim lisem Chicago, farklı ve bilerek ayrılmış TED مدرستي الثانية هي ولاية شيكاغو, متنوعة وتفصل بين الجنسين عن عمد.
    Bazen bilerek genel konuşmak ve detaya inmemek iyidir. TED من الأفضل أحيانًا أن تكون غامضًا عن عمد.
    Saate öylesine mi baktım yoksa bilerek mi kontrol ettim? TED هل قمت بالتحقق منها عن عمد أو فقط كانت نظرة عرضية على الساعة؟
    ve tam olarak kabul edenler. bilerek, tam olarak yapılan örnekleri olmadan kimseyle bir şey imzalamıyoruz. TED والأكثر موافقةً. نحن لا نوقع على أي شيء مع أي شخص عن عمد حتى نتحصل في الواقع على تلك التي تعمل.
    Amaçları teknolojik gelişimleri kasten erteleyerek var olan üretim hattının devamını sağlamaktı. Open Subtitles لإطالة عمر خطوط الإنتاج عن طريق إبطاء تطور الأطراف الصناعية عن عمد.
    Bu filmde kasten gerçek bir pandeminin neye benzediğini gösterdik ama oldukça korkunç bir virüs seçtik. TED لكننا قمنا بهذا الفيلم عن عمد لنوضح كيف تبدو الجائحة، لكننا اخترنا فيروساً مريعاً جداً.
    En sonunda da, bir çeşit elektromanyetik sinyaller aracılığıyla varlıklarını kasıtlı olarak veya başka bir şekilde ortaya koyduklarını düşünürdünüz. TED عن وجودها، عن عمد أو غير عمد، من خلال إشارات كهرومغناطيسية من نوع ما.
    İnsanlar, kasıtlı olarak bilgilendirilmediklerini düşünüyorlar. Open Subtitles الناس يستشعرون أنهم يبقون في الظلام عن عمد
    vaftiz olup, İsa'nın sözlerini dünyanın her yanına yaymaktan beni ne durdurabilir artık? Open Subtitles الآن ما يمكن أن يوقف بلدي يجري عمد وأخذ كلام يسوع في أنحاء العالم؟
    Eğer ani bir öfkeyle yapmışsa kasıtsız adam öldürme diyebilirler. Open Subtitles إن كان قد قتله في فورة من الغضب فسيُعتبر هذا قتلا بغير عمد
    - Çok yorgun düştüm ve canavarın beni öldüreceğini düşündüğüm sırada kazara meşalemi düşürdüm. Open Subtitles بعدما أرهقت نفسي وحسبت أنّ الوحش سيقتلني أوقعتُ مشعلي بغير عمد
    Bir şeyi nasıl gördüğümüzle oynuyorum ve bunu çok isteyerek yapıyorum. TED ألعب بكيفية عرض شيء معين. وأنا أفعل ذلك عن عمد.
    Ben de ateş ettim ve yanlışlıkla Ajan Fuller'ı vurdum. Open Subtitles رردت إطلاق النار وبدون عمد أصبت العميل فولر.
    Bana mı öyle geldi yoksa Mahsus mu üstü kapalı konuşup geçti? Open Subtitles أنا وحدي أم أنكم شعرتم بأنها تتصرف بغموض عن عمد ؟
    Öyle bir tahrik ettin ki ben de hata yaptım. Tabii bu hatayı bile bile yapmadıysan. Open Subtitles إلا لو كان جزء منك قام بهذا الخطأ عن عمد
    Diyordum ki dün burada bir iş yaptık ve istemeyerek... Affedersiniz, bayım. Open Subtitles كنت أقول ، أننا قمنا بعمل هنا بالأمس .. وعن غير عمد ،
    kasti olarak yapmadığından eminim. Open Subtitles أنا واثقة من أنه لا يفعل ذلك عن عمد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus