Kendi kendime sadece bir bölüm okuyacağım demiştim ve bu dört bölüm önceydi. | Open Subtitles | لقد قلت لنفسي اني سوف اقرأ فصل واحد وهذا كان قبل اربعه فصول |
Okuduğum bölüm akıl hocasının ona bunu nasıl öğrettiğini anlatıyor. | Open Subtitles | هنالك فصل كامل عن أسرار المهنة التي أعطاه إياه معلمه |
- Maine Üniversitesi Felsefe bölümü'nde okumaya başlamış ama Hindistan'da geçirdiği bir sömestr onu başka bir yöne götürmüş. | Open Subtitles | لقد بدأ شهادته فى الفلسفه فى جامعه ماين ولكن فصل دراسى فى الخارج فى الهند أرسله فى اتجاه أخر |
Öğrencilerin dikkatine. Gelecek dönem ki spor dersi seçimi için kayıt zamanı. | Open Subtitles | انتباه أيها الطلبة ، حان وقت إختيار فصل رياضي لأجل الترم القادم |
Benim bir sınıf dolusu, söylediğim tek kelimeyi bile anlamamaya hevesli öğrencilerim vardı. | Open Subtitles | لدي فصل مليء بالطلاب الامريكيين الجدد يتوقون الى عدم فهم كلمة مما قلت. |
Seni ilk kez din kültürü dersinde gördüğüm andan beri çok değer veriyorum. | Open Subtitles | وقد عرفت ذلك منذ المرة الأولى التي رأيتكِ فيها في فصل دراسة التوراة |
Ve Lenny ölümü yeni bir mevsim başlattı Johnny'nin akciğerlerinde. | Open Subtitles | و بمقتل ليني ، بدأ فصل جديد في رئتي جوني |
Bu Cebir 2 sınıfı öğrencileri için korkunç bir şeydi. | TED | كان هذا مريعًا لهؤلاء الطلاب في فصل علم الجبر 2. |
Dünya tarihi kayalara yazılmış durumda, bir bölüm diğerinin üzerine öyle ki, en eskiler en altta yenilerse yukarıda. | TED | إن سجلات تاريخ الأرض مؤرخة في الصخور، فصل بعد فصل، على أن أقدم الصفحات مؤرخة في باطن الصخور وأحدثها على السطح. |
Bu kitabı yazarken dönmeyle ilgili bölüm vardı. | TED | عندما كتبت كتابي، كان فيه فصل عن اللف المغزلي. |
Dönüşümlü olarak Çin'de ve San Francisco'da geçen romanda, her bölüm Joy Luck Club'ın veya onların Amerikalı kızlarının dört anaerkilliğinin birinden tek bir hikâye anlatıyor. | TED | تدور أحداثه بشكل متبادل في الصين أو سان فرانسيسكو. يحكي كل فصل قصة أحد القادة الأربع لنادي الحظ المبهج، أو أحد بناتهن اللاتي ولدن في أمريكا. |
Ne var ki, bilimin ölümü tedavi edebileceği fikri, medeniyet kadar eski olan sihirli iksir hikayesinin bir başka bölümü sadece... | TED | لكن فكرة أن بمقدور العلم أن يعالج الموت ليست إلاَّ فصل آخر في قصة الإكسير السحري قصة قديمة بقدم الحضارة |
Yeni bir dönem, okulda ilk dersim. | Open Subtitles | إنه فصل دراسي جديد، ويومي الأول في الدراسة |
Ve gördüğünüz şey bu anlamda küresel bir sınıf olma yolunda ilerliyor. | TED | وأعتقد ما سترونه هو ظهور فكرة فصل دراسي عالمي بشكل موحد |
Özelliklere kızlara. Sınıfta tam önümde oturan bir kız vardı. Kompozisyon dersinde. | Open Subtitles | لذا, كانت هناك هذه الفتات التي تجلس أمامي في فصل التركيب الإنجليزي |
İlkbahar, yaz, sonbahar ve ... Ses:Benim en sevdiğim mevsim kıştır. MT: Şey evet, benim de. | TED | هناك فصل الربيع، والصيف، الخريف و صوت: الفصل المفضل لدي هو الشتاء.م. ت: نعم، هو مفضل لدي كذلك. |
Küçük bir okuma yazma kursuyla Kuran okumaya başladık, sonra matematik sınıfı, ingilizce sınıfı, bilgisayar sınıfı eklendi. | TED | لقد بدأنا كفصل صغير لتعليم قراءة القرآن, ثم إمتد الى فصل للحساب, ثم فصل للغة الإنجليزية ثم فصل لتعليم الكمبيوتر. |
Özel hayatımızı iş hayatımızdan ayrı tutamayız diye kim demiş? | Open Subtitles | من قال بأنّنا لا نستطيع فصل حياتنا الشخصية عن العمل؟ |
Arkadaşlık ile ilişkiyi birbirinden ayırmak için çok zaman harcadım. | Open Subtitles | أتعلم قضيت الكثير من الوقت محاولة فصل .الرومنسية و الصداقة |
Sonbahardayız. Kene sezonu. | Open Subtitles | انه فصل الخريف فصل المرض المنتقل بسبب القرادات |
İlk kez bir yazı sınıfında öğretmenlik yaparken bayağı endişeliydim. | TED | عندما درست لأول مرة فصل الكتابة في الكلية، كنت قلقة. |
Yeni bir sayfa açmak, bilinmeyene doğru bir yolculuk. | TED | كتابة فصل جديد هو المغامرة نحو المجهول. |
Öğretmenlik yaptığım tiyatro okulunda, Sahne Etkinlikleri adlı bir ders var. | TED | حيث أعلّم الطلاب في مدرسة الدراما، يوجد فصل يُسمى التمثيل المسرحي. |
Sıkıcı bir yarıyıl ile birlikte herkes mimarlığa giriş dersine çok çalıştı. | Open Subtitles | لقد العمل الجميع بجد في فصل واحد من مادة البناء و العماره |
Tabii ki, anne. Şimdi dersim var. Görüşürüz. | Open Subtitles | نعم يا أمى ، لدى فصل دراسى الآن ، إلى اللقاء |