Ofiste çalışmıyorum. Bunun yanı sıra Benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا لن اترشح لاي منصب, إيضا, انتي لا تعرفين شيء عني |
Diğer insanlarla uğraşmak hiçbir kurallar setinin içeremeyeceği bir tür esneklik gerektirir. | TED | فالتعامل مع الاخرين يتطلب نوعاً من المرونة لا يمكن لاي حزمة من المقايس ضبطها او ان تشملها |
Los Angeles Emniyetinden Amir Yardımcısı Brenda Leigh Johnson. | Open Subtitles | نائبة الرئيس بريندا لاي جونسن، شرطة لوس أنجليس |
Vietnam Savaşı'ndaki en korkunç olay muhtemelen My Lai Katliamı'ydı. | TED | ربما كان الحدث الأكثر رعبا في حرب الفيتنام هو مجزرة ماي لاي. |
Kitabınızda ki herhangi bir karakterin, herhangi bir felaket için sunduğu çözümlerden herhangi biri, şuan ki uygulanandan daha iyi olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد ان الحلول المطروحة من خلال الشخصيات لاي من الكوارث في كتبك افضل باي شكل مما يحاول الآن ومما يفعلونه بالفعل |
Bence sahip olunanla ilgili şaka yapılabilir ama olunmayanla ilgili yapılamaz, Bu yüzden Kenneth Lay etkileyici eşiyle ilgili şaka yapamaz. | TED | اعتقد انه يمكن أن تسخر ممن هو دونك ولكن ليس العكس، ولذلك لن تجدني اسخر من كينيث لاي وزوجته الساحرة. |
Bu yüzden burada bu kitleye karşı hiçbir mazeretimiz yok. | TED | لذا لا يوجد اي عذر لاي شخص هنا بين الجمهور بان يفكر بعكس هذا |
hiçbir şey bu gibi bir durum için hazır değildi. Bildiğiniz gibi, gördüğümüz gibi işte neler yaptıklarını izliyoruz. | TED | فلم يكن هناك اي استعداد لاي شيء وكما نرى .. فان الذي يقومون به اليوم |
İnanılmaz. hiçbir Hollywood tasarımcısı bundan daha ilginç bir şey yaratamazdı. | TED | انه امرٌ رائع جداً .. ولا يمكن لاي مصمم في هوليوود ان يخرج بامر بمثل هذا الابداع .. او الاثارة |
hiçbir şeye değişmem! Ne? Yorgun yaşlı gözlerime bu parlak ışığı kim tutuyor? | Open Subtitles | لن افوت هذه المغامرة حتى لاي شيء في العالم ماذا؟ من يمسك بضوء قوي امام عيني المتعبتين الضعيفتين؟ |
Bugüne kadar gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor, ve Hiç böyle bir gelişme hızı ya da biçimi görmedim. | Open Subtitles | انه حقا ليس مشابه لاي من ماشاهته حتى الآن، و لم ارى تطوير أسرع أو ترتيب مثل هذا. |
Bu dünyada hiçbir şeye bağlı olmayan, meslekten atılmış eski bir polis sırf işe yaramaz bir sakatı korumak için kalbinin sesini mi dinledi? | Open Subtitles | مره واحده شرطي فاسد بدون ولاء لاي احد يجد ان عليه ان ينقذ اعرج عديم النفع |
Bir iki yıl önce Leigh'den Noel kartı almıştık. | Open Subtitles | وصلتنا بطاقة تهنئة بعيد الميلاد من لاي من سنتين |
Kardeşi Leigh şehir dışına çıkınca dairesini arayacağını söyledi. | Open Subtitles | الأخ قال انه سيفتش شقة لاي في المرة القادمة عندما يغادر البلدة |
Berryessa cinayetinden iki gün sonra Leigh Allen'la konuşan polisle görüştüm. | Open Subtitles | الذي قابل لاي ألين بعد يومين من جريمة بيريسيا |
Hugh Tompson, bu adam My Lai katliamını durduran kişi. | TED | هذا الرجل هج تومسون، هذا هو الرجل الذي أوقف مجزرة ماي لاي. |
My Lai'de öldürülen çocukları gösteren o posteri düşünmeye başladım. | Open Subtitles | دابت علي التفكير في منظر الاطفال الذين قتلوا في ماي لاي |
Demek ki, herhangi bir görüntüleme yönteminin meme kanserinden ölümü azaltıp azaltmadığını kanıtlamak için en az 10 yıl süreyle izlenmesi gerekli. | TED | سيتطلب الامر نحو 10 سنوات او اكثر لاي مفهوم جديد للتصوير لكي يستطيع ان يقلل اكثر نسبة الوفيات جراء سرطان الثدي |
Tom Lay'in ofisini arıyorduk. | Open Subtitles | نحن نبحث عن مكتب "توم لاي". محامي طلاقها من زوجها. |
Ona ne kadar tatlı olduğumu anlat Li. | Open Subtitles | أخبريه عن شخصيتي الرائعة يا لاي. |
Hiç bir şey yapmak veya Hiç bir yere gitmek istemiyor. | Open Subtitles | كما انها لا ترغب بالقيام باي شيء ولا الذهاب لاي مكان |
Ailemizin altıncı çocuğu Phung Thi Le Ly'dim ve yeryüzünün en güzel köyünde yaşıyordum. | Open Subtitles | كنت المولودة السادسة ... فانج ثيو لي لاي كنت أعيش في أجمل قرية على الارض |
Jordan ve diğer üreticiler gibi Hannah da çalışmalarını yayımladı ve herkese kopyalaması ve üretmesi için izin verdi. | TED | مثل جوردان وصناع اخرين كثيرين، نشرت هانا وصفاتها وتسمح لاي شخص لنقلها واعادة انتاجها. |