Eğer bir saati varsa, Niye Bayan Porter'a saati sordu ki? | Open Subtitles | إذا كان عنده ساعة، لما يجب أن يسأل السيدة بورتر للوقت؟ |
Asistanım ve efektçim de oyundaydı. Onlarla Niye konuş muyorsun? | Open Subtitles | مساعدتي والمشرف على المؤثرات الخاصة لعبا أيضاً,لما لا تتكلم معهما؟ |
bu ne dağınıklık. Sanki ahırdayız. Sana Niye bulaşık makinesi aldım? | Open Subtitles | إنها فوضي، إنها كالزريبة برأيِك لما تظنينني أشتريت لكِ غسالة الصحون؟ |
Genellikle ülkeler kendi hazinelerini kullandılar, ki bu ilginçtir, en azından benim için daha sonra yapmayı planladıklarım açısından ilginçti. | TED | والمثير للاهتمام، أن الدول وفرت معظمها باستخدام سندات خزائنها، وبرأيي على الأقل، هو مثير بالنظر لما أنوي فعله بعد ذلك. |
bir yandan TV setinde olan biteni dinlerken diğer yandan da antenleri babam, kızkardeşim ve annem için ayarlayan kişiydim. | TED | أستمعُ لما يحدثُ في الجهةِ الأماميّةِ من التّلفاز كنتُ أتولى مهمّة، كما تعرفون، ضبطَ الهوائيّ من أجلِ أبي وأختي وأمي. |
Niçin bu şehirlerden hiçbiri eski şehirlerimizin o büyüleyici özelliklerini hiç taşımıyor? | TED | لما لا تمتلك أي منها تلك الصفات الساحرة التي تميز مدننا القديمة؟ |
bu ne dağınıklık. Sanki ahırdayız. Sana Niye bulaşık makinası aldım? | Open Subtitles | إنها فوضي، إنها كالزريبة برأيِك لما تظنينني أشتريت لكِ غسالة الصحون؟ |
Sana Niye anlattığımı bilmiyorum ama sende onun gücünü görüyorum. | Open Subtitles | لاأعرف لما أخبرك بهذا الان ،عدا أني أرى قوتها فيك |
bu da New York'taki erkeklerin Niye hep onlara baktığını açıklar. | Open Subtitles | مما يفسر لما الرجال بـ نيويورك يمضون كل وقتهم بالنظر إليهم |
Havaalanı yolundaydım,ve sonra... bilirsin, bana ilkinde Niye geri geldiğimi sormuştum. | Open Subtitles | كنتفيطريقيإلى المطار, .ثم. كماتعلمين, أنتِ سألتينني لما عدت في المرة الأولى |
Şu anda Niye bir FBI ajanının bu otobüste olduğunu sormayacağım. | Open Subtitles | . أثقُ بك . لن أتسائلُ لما إلتقيت بعميل مباحثٍ هنا |
Gerçekten bilmek istediğin tek şey bu. Niye bana soramıyorsun? | Open Subtitles | هذا ما تود معرفته لما لا تسألني هذا السؤال ؟ |
Fakat en önemli şey zihnimi eğitmekti maydana gelecek şeylere kendimi hazırlamak için. | TED | و لكن الشيء الاكثر اهمية كان تدريب عقلي لاجهز نفسي لما سوف يحدث. |
Resmi bir iş için buradayım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا هنا في مهمة رسمية لا وجود لما يدعو للقلق |
Benim için büyük acılar taşıyan duygusal... bir dönemi kullanarak terbiyesizleşiyorsun. | Open Subtitles | تقدمين عرضاً مبتذلاً و عاطفياً لما يمثل بالنسبة لي محنة كبيرة |
bu yüzden "Niçin onu oluşturduğumuz sırada bunu yapmayalım ki?" | TED | لذلك فكّرت، لما لا يكون بنفس الترتيب الذي أدخلته به؟ |
İstersen, gidip sana kahve getirebilirim. - Neden okulda değilsin? | Open Subtitles | لو لم اخبرك ان معي قهوة لما سمحت لي بالدخول |
Ve biz bir şeyi okunaksız hale getirdik. Ve bu yarattığımız dünyada gerçekten neler olup bittiğini tamamen kaybettik. | TED | نحن نقدم شيئاً .. غير مقروء .. لقد فقدنا ادراكنا لما يجري في هذا العالم الذي يدور من حولنا |
Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |
Ve ben bir gün eve giderken, kocasının arkadaşından bir telefon geldi bana, arkadaşına olanlardan dolayı neşesinin kaçtığından söz ediyordu. | TED | وكنت أقود السيارة إلى المنزل في أحد الأيام، وتلقيت مكالمة من صديق الزوج، إتصل بي لأنه كان محبطاً لما يجري لصديقه. |
- Kesinlikle ellerinde pervasızca şekillenen kaderimi hiçbir şeye değişmezdim. | Open Subtitles | وإلّا لما وضعت قَدَري بين يديك بتهوّر. الأربعاء، 29 يوليو |
Olduğum şey yüzünden beni kabullenmeyi reddediyorsun ki bu yas tutmanı engelliyor. | Open Subtitles | إنكِ ترفضين تقبلي لما أنا عليه، مما يمنعكِ من تعزيتي على عملي |
- Beni götüremezsiniz. - Nedenmiş o? | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أخذي معك لما لا؟ |
Öyle bir şeyin peşinde koşsaydım, bu kadar açık konuşmazdım. | Open Subtitles | لو كنت أبحث عن مصلحتي, لما كنت صريحا هذه الصراحة |