Bütün bunlar tanıdık geliyor, hatta klişe, eğer yeterince TV izliyorsan. | Open Subtitles | فى وسط كل هذا كُلّ هذا يَبْدو مألوف بشكل حتى إذا كنت تُشاهدُ تلفزيوناً بما فيه الكفايه |
Merak ediyorum da bir çuval incili mahvetmek tabiri sana tanıdık geliyor mu? | Open Subtitles | أنني مستاء هل أنت مألوف على التخريب بأحجام كبيرة ؟ |
Çok tanıdık geldi, değil mi? | Open Subtitles | غريب بشكل كبير ورغم ذلك مألوف بشكل غريب هل أنا محق؟ |
Onun kendine göre tedavi yöntemleri var ve eminim sana yabancı değil. | Open Subtitles | حسناً ، لديها طريقة للمعالجة الذاتية وأنا متأكد بأنه مألوف جداً إليك |
Dükkânda ya da poligonda Sıra dışı bir şey olmuş muydu? | Open Subtitles | هل من نشاط غير مألوف في المتجر أو في ميدان الرماية؟ |
79.Cadde ile Borsa Caddesi'nin kesiştiği yerdeki Calvin'in Berber Dükkanı'nı bilir misiniz? | Open Subtitles | أنت مألوف بدكانِ حلاق كالفين في تاسع وسبعونِ وتبادلِ؟ |
1970'li yılların Ankara'sında bu alışılmadık bir durumdu. | TED | وفي أوائل السبعينيات, في أنقرة, كان هذ وضع غير مألوف. |
Bir ışık, kemer,sandalye, tanıdık gelen herhangi bir şey hatırlıyor musun. | Open Subtitles | ضوء , قوس , كرسي أي شئ مألوف يمكنك أن تتذكريه |
Ağabeyin vurulmadan önce, sıradışı herhangi bir şey söyledi veya yaptı mı? | Open Subtitles | هل فعل أخوك أو قال اي شيء غير مألوف قبل موته؟ |
Merak ediyorum da bir çuval incili mahvetmek tabiri sana tanıdık geliyor mu? | Open Subtitles | أنني مستاء هل أنت مألوف على التخريب بأحجام كبيرة ؟ |
Tanrım! Şoför tanıdık geliyor. Bizden biri mi? | Open Subtitles | إلهي، هذا السائق يبدو مألوف لي هل هو واحد منا ؟ |
Korkutucu bir şekilde tanıdık geliyor, değil mi barbar? | Open Subtitles | مألوف بشكل كثير , إليس كذلك , أيها البربري ؟ |
- Bir tek bana mı tanıdık geldi bu adam? | Open Subtitles | من هو هدفي ؟ لا أحد يعتقد أن هذا الشاب مألوف |
Suçlu hissetmek size tanıdık geldi, değil mi? | Open Subtitles | أنّه مألوف لديكِ، أليس كذلك؟ أنْ تشعري أنّكِ مُلامة؟ |
Onun kendine göre tedavi yöntemleri var ve eminim sana yabancı değil. | Open Subtitles | حسناً ، لديها طريقة للمعالجة الذاتية وأنا متأكد بأنه مألوف جداً إليك |
Beynimiz yabancı olanı çirkin olarak algılar... | TED | عقولنا تقوم بتسمية القبح ما هو غير مألوف |
Sana şunu sormalıyım Sıra dışı bir şey görmedin mi? | Open Subtitles | لذايجبأن أسألك.. ألمَ تلاحظ شيءٍ غير مألوف أو ما شابة؟ |
Nick, golfle ilgili şehir efsanelerini bilir misin? | Open Subtitles | نيك، أنت مألوف بأيّ القصص المكرّرة الكاذبة حول الغولفِ؟ |
Bu bir kayıp şahıs formu. Kayıt oldukça alışılmadık. | Open Subtitles | هذه استمارة بلاغ عن شخص مفقود والاسم غير مألوف تماما |
Yukarıdaki kadının benim yaşlı halim olduğunu biliyorum ama onda tanıdık gelen hiç bir şey yok. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّ الإمرأةِ فوق هناك ني عندما أَنا كبير السنُ، لكن هناك لا شيء مألوف حولها. |
Bizimle yaşamaya başladığından beri sıradışı olan bütün olayları ve alışılmamış davranışlarını belgeliyorum. | Open Subtitles | لقد سجلت كل ما هو حدث غير مألوف وسلوك استثنائي منذ أن حصلنا عليه. |
Birkaç hafta sonra, kozmoloji makinesinden garip şeyler gelmeye başladı, garipti çünkü tanıdıktı. | Open Subtitles | بعد عدة أسابيع شيء غريب نتج من الجهاز الفلكي غريب لأنه كان مألوف |
Kendisi bir dağ gorili. Herkesin yakından tanıdığı Bay Go'dan oldukça farklı. | Open Subtitles | هو غوريلا جبل على خلاف السّيد جو الذي كلّ شخص مألوف مع |
Tanımadığın insanlarla bu kadar samimi olman tuhaf. | Open Subtitles | غير مألوف أن تكوني حميمة جدّاً مع أناسٍ لا تعرفيهم |
Polis şiddeti yüzünden sorgulanmanız yüzünden bu sizin adınıza alışıldık bir an. | Open Subtitles | هل هذا وضع مألوف بالنسبة لك ان تستجوب في قضايا ضد الشرطه |
# Benim gibi olan bu yabancıların bir şeyleri bana tanıdık gibi # | Open Subtitles | فهناك شئ مألوف في الغرباء الذين يشبهونني |
O gün bulutlara dalıp gittiğimde gerçeğin kuşkulu bir konu olduğunu fark ettim, annemin aşina olduğu çevreye uyarlanabilen. | Open Subtitles | عندما حدّقت في الغيوم ذلك اليوم أدركت أن الحقيقة موضع شك أنني أستطيع أن أضع أمي ضمن محيط مألوف |
Bir daha tanıdık bir şeyler görmek istediğinde, beni ara. | Open Subtitles | هاتفني في المرّة القادمة التي تودّ فيها رؤية شيء مألوف |