"مرتفع" - Traduction Arabe en Turc

    • yüksek
        
    • fazla
        
    • yüksekti
        
    • yükseldi
        
    • gürültülü
        
    • yükselmiş
        
    • yüksektir
        
    • uçurumdan
        
    • yüksekmiş
        
    • üst
        
    • yukarıda
        
    • pahalı
        
    En tepede olmak emekliyken yüksek bir geliriniz var manasına geliyor. TED حين تكون في الأعلى يعني أنك تتمتع بدخل مرتفع في التقاعد.
    Tansiyon 140'a 90. Her zaman bu kadar yüksek midir? Open Subtitles ضغط الدم 140 على 80 هل هو دائماً مرتفع ؟
    Kira çok fazla geldi, yerine daha farklı bir mekan açıldı. Open Subtitles الايجار كان مرتفع للغاية .. المكان الآن مساوى بالأرض
    Demek sesim yüksekti. Ama azıcık da olsa iyi miydim? Open Subtitles إذن, أنا صوتى كان مرتفع و لكن هل أبليت جيداً؟
    Babana söylediğim gibi, kalp atışın biraz yükseldi. Open Subtitles حسناً، كما أخبرت أباك، معدّل ضربات قلبك مرتفع قليلاً
    Evet, burası biraz gürültülü... ve bende biraz eskidim, yani, öyleyse... Open Subtitles نعم, الصوت مرتفع هنا قليلاً وأنا ظعيف السمع قليلاً
    Er... Kurbanın kanındaki demir yoğunluğuda yükselmiş. Open Subtitles الضحية أيضاً عنده تركيز مرتفع لعنصر الحديد في دمه
    Oyundan sonsuza dek ayrılmanın bedeli hayal edemiyeceğin kadar yüksektir. Open Subtitles طريقة ليكون بعيد عن اللعبة للابد الثمن مرتفع بما لا يمكن تصوره
    Eğer bir şey söyleyeceksen, yüksek sesle söyle, değil mi? Open Subtitles اذا كنت ستقول شيئا قله بصوت مرتفع أليس كذلك ؟
    Bir Rus gangsteriyle aynı hücreyi paylaşmıştım ve bana çok yüksek sesle konuştuğumu ve eğer kesmezsem taşaklarımı boynuma dolayacağını söylemişti. Open Subtitles كنت في زنزانة مع رجل عصابات روسي ةقال بأن أتكلم بصوت مرتفع وإن لم اتوقف سيقوم بربط كرات قضيبي في عنقي
    Pekala, hadi yüksek bir yere çıkalım. Bakalım sinyalin kaynağını bulabilecek miyiz? Open Subtitles لنتجه إلى مكان مرتفع ولنرَ إن كنّا نستطيع إيجاد مصدر تلك الإشارة.
    Aslında biz de çekirgeye benzer bir lezzete sahibiz; karidesler, yüksek bir fiyattan satılan bir lezzet. TED في الحقيقة, نحن نهتم بالدقة وهذا يشبه إلى حد كبير الجندب : الروبيان، طعمه شهي يباع بثمن مرتفع.
    Burada Güneş'te olandan bile fazla radyasyon var. Open Subtitles الإشعاع مرتفع للغاية هنا أكثر حتى مما على شمسنا
    - fazla ödeme yaptı ve 5 milyonluk dolarlık anlaşmayı kaybetti. Open Subtitles -مرتبهُ مرتفع وقد أفسد صفقه بـ5 ملايين -تباً, أخرس عليك اللعنة
    Daphne'nin potasyum seviyeleri 2 gün önce ölen birine göre çok yüksekti. Open Subtitles ومستوى البوتاسيوم لدى دافني مرتفع جدا بالنسبة لشخص توفي منذ يومين
    Kalp ritmi yükseldi. Open Subtitles معدل نبضات القلب، مرتفع قليلاً ذلك لا يبدو طبيعياً
    Tabii buradan bir şey anlayabilirsem acayip gürültülü de. Open Subtitles واعني اذا كنا نستطيع ان نسمعهم من هنا يجب ان يكون مرتفع جدا
    Çoktan yükselmiş potasyum seviyesini gizlemek için mi? Open Subtitles أخفاء مستوى مرتفع مسبقاً من البوتاسيوم ؟
    Başarı oranım epey yüksektir. Open Subtitles يا رجل، ومعدل نجاحي مرتفع جدا.
    Sana söyleyeceğim, ve varsayıyorum ki bunu eğer ben bir uçurumdan falan düşerim diye endişelendiğin için soruyorsun. Open Subtitles سأفترض أنك تسألني بدافع قلقك من أن أسقط من على مرتفع أو ما شابه
    Jessica'nın progesteron seviyeleri yüksekmiş. Open Subtitles جيسيكا لديها مستوى مرتفع من هرمون البروجسترون
    Vurulan bölge kafatasının üst kısmında, genelde düşmeyle ilişkilendirdiğimiz kafanın arkasında değil. Open Subtitles والموقع هنا مرتفع على الجمجمة، ليس بمؤخرة الرأس والذي يمكننا ربطه بالسقوط
    Omuzlar geriye, göğüs yukarıda, ayaklar ayrık, baş yukarı ve kasılarak yürü Open Subtitles ،الكتفين للخلف، الصدر مرتفع الأقدام على حدة، ترأسي وتباهي
    Bazıları organik ya da yerel gıdaların daha pahalı olduğunu söylüyor, peki gerçekten öyle mi? TED بعض الاشخاص قد يعترضون على الطعام العضوي .. او المحلي مرتفع السعر اكثر ولكن هل هو كذلك ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus