Bu ayıcık üç kez geri toplatılmadan kurtuldu, ama senden kurtulamadı! | Open Subtitles | نجا هذا الدب اللعبة من 3 اختبارات صيانة ولم ينج منك |
Ayağı bir meta insana takıldı ve oradan sağ kurtuldu. | Open Subtitles | لكنهُ اشتبك مع بشر متحول وقد نجا ليروي لنا ذلك |
Her iki hastanenin de son 1000 hastasından, A hastanesinde 900'ü hayatta kalırken B hastanesinde sadece 800 kişi sağ kalmış. | TED | من آخر 1000 مريض في كلا المستشفيين 900 منهم نجا في المشفى أ، بينما فقط 800 منهم نجا في المشفى ب |
Patlamadan sağ kurtulmuş olsa bile, çöken kayalar girişi kapattı. | Open Subtitles | حتى لو نجا من الإنفجار فتساقط الصخور يسدّ طريقه للخروج |
Geriye kalan tek hasta o. Deneylerden tek sağ kurtulan. | Open Subtitles | هو المريض الوحيد الذى غادر الوحيد الذى نجا من التجارب |
O, savaştan kurtuldu ama eşi ve oğlu öldü. | TED | قد نجا من الحرب، لكن توفي كلٌ من زوجته وابنه. |
canlı kurtuldu. | Open Subtitles | اذن فهو قد نجا من هذه العمليه لما انت قلق ؟ |
Başkan Ford bugün, 17 gün içinde ikinci kez olası bir suikastten kurtuldu. | Open Subtitles | للمرة الثانية خلال 17 يوم نجا الرئيس فورد من الإغتيال نداء إلى جينى 1 |
Donald kurtuldu, ama gururu kırıldı. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال ، دونالد نجا مع كل شيء ولكن اعتزازه سليمة. |
Soprano küçük yaralarla kurtuldu ve hastaneye kaldırıldı. | Open Subtitles | سوبرانو نجا و لكن بجروح طفيفة و تم نقله إلى مستشفى في منطقة لم يعلن عنها |
hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. | Open Subtitles | نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق |
Cidden, ikimiz savaşı atlattık üçümüz barış zamanında da hayatta kalacak. | Open Subtitles | لكن جدياً كلانا نجا من الحرب و ثلاثتنا سننجو من السلام |
hayatta kaldı ama bir sürü hastanede aylarca zaman geçirdi. | Open Subtitles | لقد نجا و لكنه ظل عدة اشهر يتنقل بين المستشفيات |
Gençken, üçüncü kattaki bir pencereden atlayabildiği için, bir ev yangınından kurtulmuş. | TED | عندما كان شابًا نجا من حريق منزل، فقط لأنه قفز من نافذة الطابق الثالث للفرار. |
59'da, bir kampçı ayı saldırısından kurtulmuş, daha çocukken. | Open Subtitles | عام 59 نجا أحد المخيمين من الذي من المفترض بأنه هجوم دببة مجرد طفل |
Geriye kalan tek hasta o. Deneylerden tek sağ kurtulan. | Open Subtitles | هو المريض الوحيد الذى غادر الوحيد الذى نجا من التجارب |
Thierry hala yaşıyor. 8 mermiyle vuruldu, omuzunda hala 2 mermi taşıyor. Fransız Devletinden Binbaşı rütbesiyle emekli oldu. | Open Subtitles | نجا تيري بالرغم من اصابته بثمانية رصاصات اليوم هو يعيش مع 2 من الرصاص مازال في كتفه |
Muhabirimizin öğrendiğine göre fırtınadan sadece bir karides teknesi sağlam çıktı. | Open Subtitles | ولقد علمنا أن قارب جمبرى واحد نجا من العاصفة |
Çok kan kaybetti ve durumu kritik ama ameliyatı atlattı. | Open Subtitles | فقدَ الكثير من الدّم وحالته حرجه، لكنّه نجا من الجِراحة. |
Diyelim ki başardı, onu kontrol altına alma şansımız olmaz, bağlantı da kuramayız. | Open Subtitles | اعتبر انه اذا نجا سوف يكون خارج عن السيطرة سوف نفقد الإتصال به |
Şimdi er Ryan'ın atlayıştan sağ kurtulduğunu farzetsek bile herhangi bir yerde olabilir. | Open Subtitles | وبفرض أن الجندى رايان نجا من القفز ، فقد يكون بأى مكان |
Peki, avcılarınızdan hiçbiri özgür kalacak kadar uzun yaşadı mı? | Open Subtitles | وهل حقاً نجا أحدٌ من الرجال أو النساء بما يكفي ليُطلق سراحه؟ |
"Bütün birimler, iki mahkum kaçtı. | Open Subtitles | راديو: جميع الوحدات، قد نجا 2 نزلاء السجون. |
Ama suçlamalarla yüzleşmesi için iade edilmesini talep ediyorlar, eğer yaşarsa. | Open Subtitles | لكن هم يطلبون أن نعيدة لمواجهة التهم اذا نجا |
sağ kalmayı başardı, ama gerçekten canlı mı, yoksa... | Open Subtitles | لقد نجا من القتل ولكن هل ينعم بحياة طبيعية؟ |
ölmedi ve ona ölümle yüzleştiğinde ne düşündüğünü sordum, tek düşündüğü şeyin yaşamaya ihtiyaç duyduğu bizi bırakmak istemediğini söyledi. Bu ona hayatı için yaşama iradesi vermişti. | TED | لقد نجا منها وعندما سألته عن ماذا كان يدور في عقلك عندما واجه الموت، أخبرني أن كل ما كان يفكر به هو أنه بحاجةٍ ليعيش حتى يكون هناك معي ومع أخي، وهذا أعطاه العزم ليقاتل من أجل الحياة. |