Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum, | TED | كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها. |
Yapabileceğin bir şey var mı sor. Belki o zavallı ruha yardım edebilirsin. | Open Subtitles | و سله اذا كان هناك ما تقوم به ربما يمكنك مساعدة هذا المسكين |
Ateşe düşmeni, beni de sürüklemeni seyrediyorum ve bir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | أشاهدك تسقط في النيران وتأخذني معك وليس هناك ما يمكنني فعله |
Yapabileceğim bir şey yok. Yardım etmek isterdim... - ama yapamam. | Open Subtitles | أنا آسف ,ليس هناك ما أستطيع فعلة,أود المساعدة ,لكن لا أستطيع |
Ve yardım edebileceğim başka bir şey varsa, lütfen söyleyin. | Open Subtitles | واذا كان هناك ما يمكننى عمله للمساعدة، من فضلك اخبرينى. |
Lütfen buna izin vermeyin. Yapabileceğiniz bir şey olmalı. Lütfen. | Open Subtitles | أرجوك, لا تسمح بهذا حتماً هناك ما يمكنك فعله, أرجوك |
Onun için senden daha önemli bir şey olabileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أن هناك ما هو أهم منك عنده |
Davayı kaybettik, Raj. Artık yapacak bir şey yok. Bay Raj... | Open Subtitles | . لقد خسرنا القضية يا راج وليس هناك ما يمكن عمله |
Ve harika olmuş. Aslında sana sormak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | تعلمون ، في الواقع ، هناك ما أريد أن أطلب منكم. |
Eğer tökezlemediyse, düşmesine bir şey neden olmuş olmalı. Felç? | Open Subtitles | إن لم يكن تعثر هناك ما جعله يسقط، سكتة، نوبة؟ |
Eğer Santillan arkadaşınızı aldıysa yapabileceğiniz bir şey yok demektir. | Open Subtitles | إذا سانتيلان أخذ صديقك ليس هناك ما يمكنكم القيام به |
Oğlunun çete veya uyuşturucu işine karıştığına dair elinde bir şey mi var? | Open Subtitles | هل هناك ما يدعوك للشك بأن أبنك كان متورطاً مع عصابة أو مخدرات؟ |
Bize yaptığın şeyle ilgili söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | أن كان هناك ما تودين إخبارنا به عن سبب فعلك لهذا |
Eğer tek bir adam olsaydı eminim onun hakkında bir şeyler yapılabilirdi. | Open Subtitles | لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه |
Tam olarak anlamadığım birşey var, Bay Masry. | Open Subtitles | هناك ما لا أفهمه في هذه القضية سيد مازري |
Suyun altındaki bir şeyin bacağını çektiğini söylediler ama bunu yapacak bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّ شيء ما قام بِــ شدّ رجلها من أعماق المياه ولكن، ليس هناك ما يمكنهُ فِـعل هذا |
Kahve fidelerini ilerideki tepede buldum. Hepimize yetecek kadar var. | Open Subtitles | وجدت النباتات على قمة الجبل هناك ما يكفي لنا جميعاً |
Biliyorsun sizin bu yaptıklarınıza hiç inanmadım ama doğru olmayan bir şeyler var. | Open Subtitles | لم أصدّق أبدًا بأمور الخوارق التي تعملان بها لكن هناك ما يُثير الريبة |
Zaman kaybı, bütün her şey. Ve artık hiçbir şey yapılamaz. | Open Subtitles | إنها مضيعة لكل شيء، وليس هناك ما نستطيع فعله حيال ذلك |
Neyse ki, burada kısmî yeniden oluşturma için yeterli kafatası var. | Open Subtitles | أأمل أن يكون هناك ما يكفي من الجمجمة لإعادة بناء جزئية |
Bu kişinin yapmaması gereken yaklaşık 50 şey var ve zaman ilerledikçe, daha fazla yalana batacak böylece işler daha fazla sarpa saracak. | Open Subtitles | هناك ما يقرب من خمسين شئ غفل عنها هذا الشخص و كلما مر الوقت كلما زاد كذبه قد يحدث له ما هو أسوأ |