"واقع" - Traduction Arabe en Turc

    • aşığım
        
    • aşık
        
    • gerçeğini
        
    • doğrusu
        
    • aslında
        
    • gerçeğe
        
    • gerçekliği
        
    • başı
        
    • Aslına
        
    • âşık
        
    • Hatta
        
    • belada
        
    • gerçeklik
        
    • gerçektir
        
    • aslı
        
    Hey. En iyi arkadaşımı geri istiyorum. Çünkü ona aşığım. Open Subtitles أنا أريد أن أسترجع أعز صديقاتي لأني واقع في غرامها
    Bilmem ki, sana aşık ama belki seninle bir bardak kahve içmek isteyebilir. Open Subtitles بدلالة انه واقع في الحب معك بشدة لن يمانع بتناول كوب من القهوة
    Bu kural, bir başkasının gerçeğini görmezden gelemezsiniz, sadece onun üzerine bişeyler kurabilirsinizdir. TED وهي تتمثل في عدم قدرتك إنكار واقع الآخر بإمكانك فقط البناء عليه
    doğrusu, hiçbir sigorta budalalık sebeplerini karşılamıyordu. TED فى واقع الأمر، لا يوجد تأمين ضد التصرفات الغبية.
    aslında, düşünüyorum da, sanırım kanserden bir nesne gibi bahsetmek bile hata. TED و في واقع الأمر، أظن أننا مخطئون عندما نتكلم عن السرطان كشئ.
    Şimdi kurguladıklarımı gerçeğe dönüştürmeliydim. TED بعدها توجّب عليّ فقط أن أحول تخيلاتي إلى واقع.
    Hiçlik özel gerçekliği söz konusu olsaydı da, bu konuşmayı yapıyor olmazdık. TED وأما واقع استثنائي من العدم، لم يكن علينا أن نقيم هذه المحاضرة.
    Umarım bir şey olmamıştır ya da başı dertte değildir. Open Subtitles أنا أدعو بأن لا يكون مصاباً أو واقع في مشكله
    Aslına bakarsan. Seni Los Angles'a geri götürmek de umurumda değil. Open Subtitles انه واقع الأمر أنا لا أمانع في إعادتك إلى لوس أنجلوس
    Ben de sana aşığım ve senin aksine bunu dile getiriyorum. Open Subtitles وأنا واقع في حبك ايضا على الرغم من انني قلتها ?
    Ben bir şaheser yazdım! Ayrıca sana aşığım. Open Subtitles لقد كتبت مسرحية ناجحة وأنا واقع في غرامك
    Çünkü aşık olmuştum. Ve bunu kendime itiraf etmekten korkuyordum. Open Subtitles لأنى كنت واقع فى الحب وخفت من الاعتراف بهذا لنفسى
    - Lütfen saçmalama! - Birileri Funk'a aşık mı yoksa? Open Subtitles ارجوك, لا تكون سخيف حد ما واقع في حب فنك
    Ve insanlarda zar oyunlarına gömüleceklerdi, çünkü oyunlar çok çekiciydi, ve bizleri tatmin edecek mutlu bir verimliliğe gömecekti, Onlar yiyeceklerinin olmadığı gerçeğini görmezden geleceklerdi. TED وينغمسون في الألعاب لأن الألعاب ممتعة. وتغمسنا في حالة من الإنتاجية السعيدة، سيهملون واقع أنهم لم يأكلوا.
    Peki karınızın, kendi rızasıyla gitmiş olduğu gerçeğini nasıl açıklarsın? Open Subtitles إذن كيف تفسر واقع أن زوجتك قد سمحت أن تلتقط ؟
    Peki, Afrika'nın gerçeği nedir? Daha doğrusu, Afrika'nın pek çok gerçekliğinden hangisine odaklanmayı seçiyoruz. TED إذًا ما هو واقع أفريقيا، أو بالأحرى، على أية حقيقة من حقائق أفريقيا يجب علينا أن نركز؟
    aslında daha fazla telefona sahip olan ülke 1989 verilerine göre Sovyetler Birliği'ydi. TED في واقع الأمر أن دولة الإتصالات هي الإتحاد السوفيتي, وتعود البيانات لعام 1989م.
    Yıllardır onları rahatsız eden sorunlara çözüm bulmayı hayal ediyorlardı ve bu, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bir şanstı. TED كانوا يحلمون بحل للمشاكل التي كانت تزعجهم لسنوات، وكانت هذه فرصة لتحويل تلك الأحلام إلى واقع.
    Şimdi bu fikrin pratikte gerçekliği ne oldu ? TED إذًا بالطبع، الآن ما أصبح واقع عملي لهذه الفكرة؟
    Şimdi asker kaçağı, başı büyük belada herhalde. Open Subtitles انه متغيب بدون اذن على الارجح واقع بمشاكل جمة
    Aslına bakarsan, saatin geri sayması bitene kadar hayatta kalmanı tavsiye ederim. Open Subtitles في واقع الأمر، أنصحك بأن تبقى حياً حتى ينتهى العد التنازلي اللعين
    Çok âşık ve gözümün başkasını görmediği sevgilimi çok özlüyorum. Open Subtitles أنا فقط أفتقد عشيقتي التي أنا واقع في حبها بشدة
    Hatta, savaş sona erip serbest bırakıldığında pek çok arkadaşı ve ailesi ölmüştü. TED وفي واقع الأمر، بعد الانتهاء من الحرب تم الإفراج عنه، معظم أصدقائه وعائلته قد ماتوا.
    Sadece Facebook şifresini değiştirdi diye onun başının belada olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles وأنت تعتقد أنّه واقع بورطة بسبب تغييره لكلمة السر لحساب الفيسبوك خاصّته؟
    Sahte bir gerçeklik yaratırız, insanları olmaları gereken yerde varmışlar gibi gösteririz. Open Subtitles نحن نخلق واقع مُزيف, نجعل الناس بالأماكن التي من المفترض تواجدهم بها
    Şu bir gerçektir ki temel karakter özelliği bakımından liberaller yeni tecrübelere muhafazakarlara göre daha açıktırlar. TED في واقع الأمر أن الليبراليون المتحررين أعلى من المحافظين في سمة شخصية أساسية تسمى الإنفتاح على التجربة.
    İşin aslı, o kelimenin ne anlama geldiğini de tam olarak bilmiyorum. Open Subtitles واقع الأمر , لا أعتقد في الواقع كنت أعرف ما تعني الكلمة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus