"وقتًا" - Traduction Arabe en Turc

    • vakit
        
    • zamanım
        
    • zamanımız
        
    • uzun
        
    • vaktim
        
    • zamanı
        
    • biraz
        
    • vaktimiz
        
    • zamana
        
    • zamanın
        
    • zamanlar
        
    • vakti
        
    • vaktin
        
    • zamanını
        
    • zamandır
        
    Şu keşiften döner dönmez karım ve kızımla daha fazla vakit geçireceğim. Open Subtitles ولكن بمجرد انتهائي من هذا الاكتشاف سأقضي وقتًا أطول مع ابنتي وزوجتي
    Şuradaki güzel bir parçaymış. Söylesene, ailen denizde çok vakit geçirir mi? Open Subtitles هذه قطعة فنيّة جميلة، أخبريني هل أمضت أسرتك وقتًا طويلًا في البحر؟
    zamanım pek yoktu, uygun bir şey bulup getirdim sadece. Open Subtitles لا أملك وقتًا كافيًا، لذا اخترت له شيئًا بشكل عشوائي
    Beraber daha fazla zamanımız olur diye düşündüm hep. Open Subtitles لقد اعتقدت دومًا بانه سيتيح ليّ وقتًا لأفعل هذا..
    Galaksiler arası kolonileşme çok daha zor değil, sadece daha uzun sürüyor. TED والمستعمرات داخل المجرة ليست بالأمر الصعب، بل تأخذ وقتًا أطول لا غير.
    Paçavraları çıkaracak vaktim yok. Belki işe yaramaz, o yüzden... Git. Open Subtitles لا أملك وقتًا لخلع هذا القماش، لذا اذهبي تحسبًا لفشل محاولتي.
    Şimdi Londra'ya gidip eski karını görme zamanı değil. Open Subtitles الآن ليس وقتًا مناسبًا للإقلاع إلى لندن ورؤية خليلتك السابقة
    Beklendiği gibi ancak kırılan kalbin onarılması biraz zaman alır. Open Subtitles بخير كما كنا نتوقع لكن القلب المكسور يأخذ وقتًا لمداواته
    Tatillerde masanın etrafına oturup güzel zaman geçirecek vaktimiz olacak. TED تعلمون، إنها الأعياد وسيأتي الوقت عندما نجلس حول الطاولة ونمضي وقتًا جميلًا.
    Benim harcadığım kadar vakit harcayınca sen de onu çözeceksin. Open Subtitles ستعرفينه جيّدًا عندما تقضين معه وقتًا أطول كما فعلت أنا.
    Genç bir kıza göre mezarlıkta çok fazla vakit geçiriyorsun. Open Subtitles إذ يبدو أنّك تمضين وقتًا طويلًا في المقابر بالنسبة لمراهقة.
    Bu gece çok güzel vakit geçirdim. Sihire inanmadığım için özür dilerim. Open Subtitles لقد قضيت وقتًا ممتعًا هذه الليلة, وأنا آسفة لأنني لا أؤمن بالسحر.
    Hep beraber langırt oynuyor, şarkı söylüyor iyi vakit geçiriyorlardı. Open Subtitles وكانوا يلعبون كرة الطاولة ويغنون سويًا ويقضون وقتًا ممتعًا حقًا
    Bu tür hikayelerle çok vakit harcadım , arşivler taradım, gerçekten bu araştırmayı yapmak için yıllarımı verdim. ve bu beni değiştirdi. TED وبما أنني قضيت وقتًا طويلًا مع تلك القصص، من خلال غوصي في السجلات، قضيت سنوات لإجراء هذا البحث، وقد غيّرني.
    Hapiste, kitap okumak için çok zamanım oldu. Open Subtitles لكنني قضيتُ وقتًا طويلاً في الدراسة داخل السجن
    biraz daha zamanımız olsa o gücü elde edebilirdik. Open Subtitles إن تسنّى لنا وقتًا مزيدًا .لملكنا تلك القوى نحن الآخرون
    Eğer kendi atalarımı daha önce tanısaydım kişiliğimde ve yaşadığım toplumda bir gurur kaynağı bulmam bu kadar uzun sürmezdi belki de. TED ربما لو عرفت أسلافي في وقتٍ أبكر، لم يكن ليتطلب مني العثور على مصدر كبريائي وقتًا طويلًا، في كل من هويتي ومجتمعي.
    Sanki siz üçünüzün peşinde koşmaktan, dedikoduya vaktim kalıyor da. Open Subtitles و كأن لدي وقتًا للثرثرة بعد الإهتمام بثلاثتِكن؟
    Üç hafta dizanteri olunca insanın düşünecek zamanı oluyor. Open Subtitles ثلاث أسابيع من الإسهال يعطيك وقتًا كثيرًا لتفكّر
    Nasıl hissettiğini anlıyorum. Ama güven bana, normal biraz zaman alacak. Open Subtitles أتفهّم شعورك، لكن ثقي بي، الاعتياد على الحياة أيضًا سيستغرق وقتًا.
    Çünkü lavaboya gitmeye vaktimiz yoktur. Open Subtitles لأننا لا نمتلك وقتًا للذهاب لدورة المياه
    Dövüş Sanatları camiasında, sıradaki hedefi bulmak için zamana ihtiyacım var. Open Subtitles وإنّي أحتاج وقتًا لتبيّن هويّة هدفه التالي وفق حلقات الفنون القتاليّة.
    Senden bir şey istediğimde zamanın hiç uygun olmaması ne garip. Open Subtitles مرح ان لا يكون وقتًا مناسبًا أبدًا كلما احتجت منكى شئ
    Los Angeles'ta bir şişe şampanya alıp Paris'te uyandığım zamanlar vardı. Open Subtitles كان هناك وقتًا أشرب كأسًا من الشمبانيا بلوس أنجلوس وأستفيق بباريس
    Ama senin için çok yazık ki o lanet olası boynunu yarısına kadar ısırmıştım. Muhtemelen sohbet edecek pek vakti yoktur. Open Subtitles مؤسف أنّي عضضته في منتصف عنقه ربّما لا يملك وقتًا طويلا للدردشة
    Gerçekten bulunmak istemeyen bir adamı bulacak kadar vaktin var mı? Open Subtitles أحقًّا تملك وقتًا كافيًا لإيجاد شخصٍ لا يودُّ أن يجده أحد؟
    Bilekliği hack'lemek için bayağı bir zamanını ayırmıştır bence. Open Subtitles أنا أظن بأنه ركز وقتًا طويلًا على كيفية حل شفرة السوار.
    Seni o kadar uzun zamandır görmedim ki. Open Subtitles أوه، لقد مضى وقتًا طويلاً منذُ أخر مرة رأيتكِ بها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus