"يرد" - Traduction Arabe en Turc

• istemiyordu
• geri
• istememiş
• istemiyor
• açmıyor
• istememişti
• cevap vermiyor
• istiyor
• istemediği
• cevap vermedi
• karşılık
• istemiyorsa
• istemediğini
• tepki
• dönmedi

Ve, o anda dahi, yapmakta olduğu şeyin ne olduğunun kendisine anımsatılmasını istemiyordu.
وحتي في لحظة وحشيته لم يرد أن يذكره أحد بوحشيته أو بما يفعله

Ama geri dönmedi, geri dönse bile, gitmeme asla izin vermez.
لم يرد علي لكن حتى لو فعل سيخبرني ان لا اذهب

Eski ortağı tanınmasını istememiş gibi.
وكأن شريكه السابق لم يرد أن يتم التعرف عليه

Rahmetli babasının yaşadığı günlerden beri bu aileyle. Onu fakirlik içinde görmek istemiyor.
فقد كانت تعمل لدى العائلة من أيام والده ولم يرد أن يرسلها للتكيّة

Ve hademe adam hâlâ Aziz Anthony'yi arıyor, fakat o telefonu açmıyor.
ومازال عامل النظافة يناجي القديس أنتوني، ولكنه لا يرد عليه.

Önceden Sophie'yi de istememişti değil mi? Ama şimdi istiyor.
لم يرد صوفي قبل اليوم، لكنه أرادها الآن، لماذا ؟

Telefonlarıma cevap vermiyor. - Kim cevap vermiyor? - Winston.
قلت بأنه يريد العودة إلي و لكنه لا يرد علي

Sorun şu ki, bulunmayı istemediği taktirde, kelimenin tam anlamıyla sırra kadem basabiliyor.
المشكلة هي إذا لم يرد أن يعثر عليه يمكن أن يختفي بشكل حرفي

Petrayı aradım ama cevap vermedi. Hala o kahrolası gizli görevde sanırım.
كنت احاول الاتصال بة ولكنة لا يرد حسنا دعنا من هذة القضية

Ya da bir başka ailesi yoktu. Belki hiç aile istemiyordu.
أو ربما ليس هناك عائلة ثانية ربما لم يرد ابدا عائلة

Herkes bildiğinde, bir şey yapmak isteyeceklerini düşünmüştü, ama aslında kimse bilmek istemiyordu.
ظنَّت بأنه عندما يعلم، سوف يريدون أن يقوموا بعمل شيء ما، لكن في الواقع لم يرد أحد أن يعرف.

Okul muduru bir hukuk mucadelesine girmekten cekindigi icin ebeveyne karsi gelmek istemiyordu.
المدير لم يُرِد الوقوف في وجه الأم لأنه لم يرد التورط في بعض الإجراءات القانونية أكثر من ذلك.

Hiç bu işlerden sıyrılmak istemedi. - Sıkıntı yok. geri dönmek istiyor.
لم يرد الخروج من اللعبة أصلاً لا خوف منه، يريد العودة إليها

Hikâyeye göre, vücudunu kimsenin parçalamasını istememiş.
لماذا؟ الأقاويل أنه لم يرد أن تـُكرم جثته

Madem kızla yaşamak istemiyor, ne düşündüğünü söylesin o zaman.
حسنا، ان لم يرد العيش معها فليخبرها اذا بما يشعر

Ben 200.000 dolarlık belanın içindeyim ve o telefonu açmıyor.
أنا على وشك فقدان 200 ألف دولار وهو لا يريد أن يرد على الهاتف

Ya konudan haberdardı ya da renk vermek istememişti.
: لدرجة أننا بدأنا نتساءل هل كان يعرف بالأمر مسبقاً ؟ أم أنه لم يرد أن يُظهر رد فعل أو أعتبار لما توصلنا اليه ؟

Dale benim hastane yönetimindeki tek bağlantım o da aramalarıma cevap vermiyor.
ديل هو صلتى الوحيدة مع مجلس المشفى وهو لا يرد على مكالماتى

Kendi ülkesinden çocuklarının korku içinde büyümesini istemediği için ayrılmış.
غادرَ لأنه لم يرد لأطفاله أن يكبروا خائفين في بلدهم

Son iki haftada, ne postalarıma ne aramalarıma ne de mesajlarıma cevap vermedi.
انه لا يرد على بريدي الإلكتروني ,على هاتفي أو رسائلي في الأسبوعين الماضيين

Birine sevdiğini söylediğinde ama o karşılık vermediğinde ne yaparsın?
ماذا تفعل عندما تخبر احدهم انك تحبه ولا يرد عليك؟

Seninle olmak istiyorsa dönecektir. İstemiyorsa dönmeyecektir.
إذا أراد أن يعود إليك فسيعود إذا لم يرد فلن يفعل

Annem ortada bir yanlış olduğunu düşündü ve Bobby'nin annesini aradı. O da Bobby'nin beni sevmediğini ve partisinde istemediğini söyledi.
ظنت أمي أن هذا وقع عن طريق الخطأ فهاتفت السيدة فينكل، التي أخبرتها أن بوبي لم يكن يحبني، ولم يرد وجودي في حفلته.

Fiziksel uyarılara tepki veriyor, hemen hemen bir sinir sinyali gibi.
إنه يرد على الحافز المادي يكاد ان يكون مثل النبض العصبي