Çocuk: "Hayır". KL: Eğer yalan söyleyen bir numara diyorsanız, el kaldırın. | TED | غانغ لي: حسناً، من يعتقد أن الطفل الأول يكذب، الرجاء رفع يده. |
çocuk, ne başka çocuğun merakını anlar, ne de yetişkin birinin cahilliğini. | TED | وكوني طفلة، لم أستطع تفهم فضول الطفل الآخر. ولا تفهم تجاهل الكبار. |
Hatırlıyor musun? Bana gelen zayıf çocuk vardı, geçen, sene. | Open Subtitles | هل تتذكر فتى فتى أتي لزيارتي في الخريف الماضي ؟ |
Altıncı sınıftan bir çocuk beni bisikletiyle kovaladı, bende kaçtım. | Open Subtitles | لقد تبعني فتى من المرحلة السادسة بدراجته و كنت أركض |
Bu çocuk bir arkadaş edindi. O da başka bir arkadaş. | TED | ومن ثم هذا الولد كان لديه صديق وهذا الصديق لديه صديق |
Benim 1 2 yaşındaki çocuk parmaklarım var, bunu yapamıyorum. | Open Subtitles | ،أنا أملك أصابع ولد عمره 12 سنة لايمكنني فعل هذا |
Ona biraz dikkatlerini verseler sıradışı bir çocuk olduğunu anlayacaklardı. | Open Subtitles | لو أنها أولتها أدنى إهتمام، لأدركت أن لديها طفلة إستثنائية. |
Ve bu çocuk o köyde yaşayanlardan biriydi -- o zaman orada değildi -- ve bu, o olay üzerine yaptığı film. | TED | وهذا الطفل كان يعيش في تلك القرية ولم يكن هنالك حينها .. وهذا هو الفلم الذي قام بصنعه عن هذا الامر .. |
çocuk canlandı, annesi şükranla ağlayıp önceki vurdumduymazlığına hayıflanarak pişman oldu. Pişmanlığı göstermek adına tüm varlığını İsis'e sundu. | TED | دبت في الطفل الروح، وبكت أُمّه امتنانًا وتَحَسّرت على غلظة قلبها السابقة، وتابت إلى آيزيس بتقدّيم كامل ثروتها لها. |
Ve bu da aynı çocuk amliyattan iki hafta sonra sağ gözü açık. | TED | وها هو نفس الطفل بعد العملية ب 3 أسابيع, و عينه اليمنى مفتوحة. |
çocuk çocukken elma ve ekmeklerin arasında yetişir. Bu onun için yeterlidir. | Open Subtitles | عندما كان الطفل طفلا،كان يعيش على التفاح والخبز فقط، فهذا كان يكفيه |
Bu çocuk iş arkadaşlarımdan birine saldırdı ve onu yaraladı. | Open Subtitles | فتى المذبح هذا قد هاجم واحداً من مساعدى وآذاه بشدة |
Lord Griffin öldü. Bu sadece benim, Peter, havlucu çocuk. | Open Subtitles | لورد جريفن ميت انه انا فقط ، بيتر فتى المناشف |
Bir iyi amigo çocuk tarafından Komaya girene kadar dövülmek. | Open Subtitles | إبراحك ضرباً حتى يغمى عليك بواسطة فتى من فريق المشجّعات. |
Elbette seni bekleyeceğim. çocuk oyalanır, biz de böylece konuşabiliriz. | Open Subtitles | ، سوف تُـشغل الولد و سنكون قادرين على التحدث سوياً |
Ama çocuk babasını öldürürken onu net olarak gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لكنها كانت قد شاهدت وبنظرة فاحصة الولد وهو يطعن أبيه. |
Ama bir çocuk, ve Zapatti ailesinin başındaki adamın yeğeni ölüyor. | Open Subtitles | وذلك بالإضافة إلي ولد ميت وأبن أخ رئيس عائلة زباتي ميت |
Benim sessiz bir çocuk olduğumu düşünürlerdi ama sürekli konuşurdum. | Open Subtitles | ظنوا أني طفلة هادئة .. لكني كنت أتكلم طوال اليوم |
Fakat bir buzdolabı veya bir TV için, iyi çocuk olmaya gerek yoktur. | Open Subtitles | و لكن من أجل ثلاجة او تلفاز لا داعي للعب دور الرجل اللطيف. |
çocuk doğduğundan beri, babası onun bu güçleri kullanmasını engellemeye çalıştı. | Open Subtitles | منذ أن ولدت الطفلة, حاول والدها منعها من إستخدام تلك القوة |
Ve 2008 yılında, Kenya'da çocuk ölüm oranının 128 olacağını öngörüyorlar. | TED | ويتوقع القيم في عام 2008 ان يكون معدل وفيات الاطفال 128 |
Çoğu çocuk 12 yaşına gelmeden önce kanoya binmekten veya yıldızlı bir gökyüzünde kamp yapmaktan daha fazla kez Disney Dünyası'na gidecek. | TED | في السابق معظم اطفال سن 12 قد قاموا بزيارة عالم دزني أكثر بكثير من ركوبهم زورق أو التخييم تحت سماء مليئة بالنجوم. |
Yani, erken okumaya başladım. Ve okuduklarım İngiliz ve Amerikan çocuk kitaplarıydı. | TED | إذاً فقد كنت قارئة مبكراً. وما قرأته كان كتباً للأطفال إنجليزية وأمريكية. |
Küçük güzel çocuk, bu şehirde iyi bir otel var mı? | Open Subtitles | هل يوجد فندق جيد هنا في هذه البلدة ايها الصبي الجميل؟ |
Ama bu çocuk... şey, bir gün Başkan bile olabilir. | Open Subtitles | ولكن ذلك الفتي فعلها يوما ما قد يكون الرئيس حتى |
Garip biri. Bir çocuk gibi. Yaşına göre çok genç. | Open Subtitles | انه مضحك , انه كالطفل هو شاب جدا بالنسبة لسنه |
Bir yanda, iş yerinde çocuk yuvalarının olması harika ve parlak bir fikir. | TED | من ناحية تضع ميزه رعاية الأطفال في مكان العمل وهو أمرٌ رائع ومستنير. |
Ve hayır evde herşey muhteşem değil, halime bir bak 3 yetişkin çocuğum var ve çocuk bahçesi haberi yapıyorum | Open Subtitles | ولا، ليس الوضع مثاليًا في البيت كما هو واضح، انظري إليَّ.. لدي ثلاثة أولاد ناضجون بينما أذهب لمقابلات حضانة الأطفال.. |