| öyle bir şey yapmak istiyorsan önce yönetimden izin alman gerek. | Open Subtitles | عندما تحتاجين شيء كهذا يجب موافقته من قبل الإداره أولاً ماذا؟ |
| öyle bir şey, ama bunlar sadece son altı ayda gelenler. | Open Subtitles | شيء كهذا فقط أن التي معك للست أشهر الماضية |
| öyle bir şey yapmadım, sadece ödünç almıştım. | Open Subtitles | لم أفعل أبداً شيئاً كهذا لقد استعرتها فقط |
| Yok, yok, öyle bir şey yok! Daha önceden planladığımız bir şey. | Open Subtitles | لا شيء من هذا القبيل، فقد كان ذلك متفقا عليه من قبل |
| Bir çeşit hukuki sekreter ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | بعض أنواع أعمال السكرتاريه القانونيه أو شئ كهذا |
| Saçmalık! öyle bir şey yok. | Open Subtitles | يال السخافة , أنت تعلم أنه لا يوجد شيء من ذلك |
| Son altı senede ayda bir sanırım, ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ,لست متأكدّة ,مرة شهريا على مدى ست سنوات شئ من هذا القبيل |
| Anlattıklarını biliyorum Liam, ama bence yalan söylüyorsun. Aslında öyle bir şey olmadı, haksız mıyım? | Open Subtitles | ولكنني اعتقد أنك تكذب، هذا ليس ما حدث حقًا، صحيح؟ |
| Hayır, hayır, hayır, öyle bir şey yoktu. Artık annemi görebilir miyim? Josh. | Open Subtitles | لا، لا، لم يحدث شيء كهذا أيمكنني رؤية والدتي الآن؟ |
| Karısı yılar önce erkek arkadaşıyla kaçtı ya da öldü, öyle bir şey. | Open Subtitles | زوجته هربت مع عشيقها قبل سنوات أو ربما ماتت شيء كهذا شيء كهذا ؟ |
| Ne zamandır bu görevdesin, iki yıl mı oldu, öyle bir şey. | Open Subtitles | وأنت تعمل على هذه القضية قبل عامين، أو شيء كهذا. |
| öyle bir şey değil. Yarışmacılardan biriyle birlikte oldum. | Open Subtitles | ليس شيئاً كهذا لقد فعلتها مع إحدى المتسابقات |
| Kim gecenin karanlığında gökyüzünde öyle bir şey gördü? | Open Subtitles | من النجومِ، هل رأى أحدكم شيئاً كهذا فى ظلام الليل |
| öyle bir şey yok. Sadece kendi alanının sınırlarını çizmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كلا، لا شيء من هذا القبيل لقد كان يحدّد منطقته فحسب |
| - öyle bir şey. - Yani, şu anda boşta. | Open Subtitles | شيء من هذا القبيل اذا هي في حالة الطفرة شعورياً |
| Bir çeşit hukuki sekreter ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | بعض أنواع أعمال السكرتاريه القانونيه أو شئ كهذا |
| "Yok öyle bir şey. Yanlış anladın." | Open Subtitles | ابدا يا فيير ليس هنا شيء من ذلك لقد اسئت فهمي |
| Demir parmaklık ya da öyle bir şey görmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا ترين قضباناً أو شئ من هذا القبيل ، أليس كذلك ؟ |
| - Güzel, çünkü öyle bir şey yok. Ama yardımcı olduysam ne mutlu. - Sağ ol. | Open Subtitles | جيد، لأن هذا ليس ما عليه الموضوع لكن اذا كان ذلك يساعد |
| Yani bugün şirkette tuhaf bir gün oldu ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | أشعر مثل أن الأمور كانت غريبة قليلاً اليوم , أو شيئاً من هذا |
| Bu tam olarak öyle bir şey değil. | Open Subtitles | ليس هذا ما مطابقاً هذا ما يفعله. الى جانب ذلك، لا أعتقد |
| öyle bir şey istemenin adı olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | انا حتى لم اكن اعرف ان محبة شيئ كهذا يمكن ان يكون مهما |
| Yas tuttuğumuz sırada bizi dış dünyadan ayırması için veya öyle bir şey işte. | Open Subtitles | يساعدوننا بالإبتعاد عن العالمِ أثناء الحِدادِ أَو شيء مثل ذلك |
| Seninle gizlice ambara girdiği veya öyle bir şey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب تخفيها في المخزن معك أو شيء مثل هذا |
| Belki onları unuttuğumuzu hatırlamalıyız demek istiyordur ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ربما تعني أن نتذكر أننا نسيناهم، أو ما شابه |
| Senatörlük, valilik ya da öyle bir şey için aday olacak. | Open Subtitles | سيترشح لمنصب سيناتور، او حاكم او شيئا من هذا القبيل |
| Bir daha öyle bir şey söylersen yemin ederim seni gebertirim. | Open Subtitles | إن تفوّهت بشيء كهذا مجددًا أقسم بالله لأقتلّنك |