İçimden bir ses diyor ki, polise gidersem hayatta kalma şansım daha fazla. | Open Subtitles | هناك شىء يخبرنى بأن لدى فرصة أكبر فى البقاء لو ذهبت إلى الشرطة |
Vermişti ama bu konuda, o öldüğüne göre pek fazla şansım yok. | Open Subtitles | آجل , لكنه رحل الآن لا أعتقد أن هناك فرصة لحدوث ذلك |
Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك |
Eline bir silah veririm ve iddia ediyorum başka şansım yoktu. | Open Subtitles | سأضع مسدساً في يدك، وسأدعي أنه لم يكن لدي خيار آخر. |
Bugün yemek odasının dekorasyonuna bir göz atma şansım oldu. | Open Subtitles | اليوم كان لدى الفرصة لألقى نظرة على غرفة طعامك الجديدة |
Bazen bunun tek şansım olduğunu ve berbat ettiğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أفكر أن هذه كانت فرصتي الوحيدة و أنا أضعتها |
Kaderim şansımı beklememe izin vermedi, şansım da bana yeteri kadar kader vermedi. | Open Subtitles | ايماني لم يسمح لي بالانتظار لحلول فرصة و الفرصة لم تعطيني ايماناً كافياً |
Baksana, dostum. 15 adım öteden seni ıskalama şansım çok düşük. | Open Subtitles | من على بعد 15 قدم، هناك فرصة لتخفـق في تصويبك علي |
Cuma gecesi şehir merkezinde, bir fıstığı yakalama şansım var... | Open Subtitles | ليلة الجمعة في قاعة المدينة. حصلت على فرصة لتخويف الدهون. |
Sadece "bir ailem olması için son umutsuz şansım" gibi birşey. | Open Subtitles | انه فقط شيئا ما مثل اخر فرصة يائسة ليكون لدي عائلة |
Annenle ilgili herşeyi bilmiyorsun, Sence benim annen gibi biriyle olma şansım varmıydı. | Open Subtitles | لم تعرف أمك أبداً .. لو أن شخص مثلي لديه فرصة لشخص مثلها |
O söylediklerinden sonra, başka seçim şansım kaldığına gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | أعني، بعد ما قلتِ أتعتقدين أنّه يوجد ليّ خيار بعد الآن؟ |
Eğer benden uzakta büyürsen, başka bir velet yapmak için şansım olsun isterim. | Open Subtitles | إذا لم نوافق على العملية أريد أن يكون لدي خيار لانجاب صديق أخر. |
Ağaçların arasından çıkıp bana silah doğrulttu. Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | خرج من الأشجار يلوح بندقية، لم يكن لدي أي خيار. |
şansım yaver giderse hırsızlık da yaparım ama riyakar değilim. | Open Subtitles | سأكون لصاً إن سنحت لي الفرصة لكنني لست منافقاً لعيناً |
Ve bu benim bir ustayı tek yakından izleme şansım olabilir. | Open Subtitles | وهذه قد تكون فرصتي الوحيدة لاشاهد مسخروا النار المحترفين واتعلم منهم |
Kovulmamak adına daha fazla satış yapmak için bu son şansım. | Open Subtitles | أعمل نوبة مضاعفة إنها فرصتي الأخيرة للقيام بمبيعات كي لا أُطرد |
Jettel! Asla şansım olmadı çünkü hep evli bir kadına aşık oldum. | Open Subtitles | كان من سوء حظي أنني كنت أقع بحب نساءٍ كُنَّ لغيري بالفعل |
Los Angeles belediye başkanı olarak, zaman zaman mühim insanlarla tanışma şansım olur. | Open Subtitles | كرئيس لمدينه لوس انجيلوس احصل على فرصه فى اغلب الاحيان للألتقاء بأشخاص رائعين |
şansım var ki, hala beni eve bırakabilecek bir insan vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظ .. مازال هناك شخص واحد استطيع مكالمته ليقلني للبيت |
Bir keresinde beş yıldızlı lüks bir otelde kalma şansım olmuştu. | TED | وذات مرة حظيت بفرصة لأن أبيت في فندق فخم وخمس نجوم |
- Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر |
Birazcık şansım varsa, bugün sivil hayattan önceki son günüm. | Open Subtitles | مع حظ بسيط، اليوم سيكون آخر يوم لي كمواطن عادي |
Muhabir evime geldi o yüzden pek seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | حسناً، تفاجئت بالمراسلة عند منزلي لذا فلم يكن أمامي الخيار |
Mesela batı yarımküredeki ilk yumurtaları bulacak kadar yaver gitti şansım. yuvalardaki ilk bebek dinazorları, ilk dinazor embriyosunu ve inanılmaz çok sayıda kemiği ben buldum. | TED | وكنت محظوظاً بما فيه الكفاية لاجد اشياء مميزة مثلا البيضة الاولى في نصف الكرة الغربي اول ديناصور صغير في منزله واول جنين ديناصور والكثير من العظام |
Sonra buraya gelme fikrine kapıldım. Bu son şansım, Charlie. | Open Subtitles | ثم روادتنى فكرة المجىء الى هنا هذه فرصتى الاخيرة تشارلى |
Evet. Ayrıca seninle şansım yaver gitmezse, hemen bir çiftçi kızı bulabilirim. | Open Subtitles | وإن لم أكن محظوظا معكِ ، يتوجب علينا الركض نحو إبنة المزارع |
Başarana kadar, sen ve senin arkadaşların benim en iyi şansım. | Open Subtitles | قبل أن ينجح فربما انت و أصدقاء قد تكونوا أفضل فرصي |