"şeylerin" - Traduction Turc en Arabe

    • الاشياء
        
    • الأشياء
        
    • أمور
        
    • شيء ما
        
    • الامور
        
    • اشياء
        
    • الأشياءِ
        
    • الأمور
        
    • شيئًا
        
    • لشيء
        
    • بالأشياء
        
    • بأشياء
        
    • شيئاً ما
        
    • للأشياء
        
    • وأشياء
        
    Sizi heyecanlı şeylerin olacağı... bir dünyaya götürecek bir meteor gibi. Open Subtitles مدهش, النيزك المحترق سوف تحملك الى عالم اخر حيث الاشياء المدهشة
    Barney hâlâ iyi olan şeylerin gece saat 2'den sonra olacağını kanıtlamaya çalışıyordu. Open Subtitles بارني مازال يحاول اثبات ان الاشياء الجيدة يمكن ان تحدث بعد الثانية صباحاً
    Belki de vücudunuzda istemediğiniz şeylerin daha etkili bir şekilde atılmasını sağlayabilirsiniz. TED وربما تستطيع جعلها أكثر فعالية بتصفية الأشياء التي لا تريدها في جسمك.
    Ama basit şeylerin aynı zamanda çok önemli olan, bir diğer sınıfı vardır. TED لكن توجد فئة أخرى من الأشياء البسيطة، التي تكتسي أهميةً كبرى هي الأخرى.
    Biz dev gibiyiz ve görmek için çok küçük olan şeylerin farkında değiliz. TED نحن البشر كائنات عملاقة، وبالتالي لا نستطيع إدراك أمور أصغر من أن نراها.
    Sadece kendi çevrelerindeki şeylerin doğru olduğunu sanan insanlarla dolu Open Subtitles الذين لا يعرفون أي شيء ما عدا الأشياء المتواجدة حولهم
    Bir dakika. Bir dakika! Bu şeylerin hepsini yaptık biz! Open Subtitles مهلاً لحظة ، مهلاً لحظة لقد فعلت كل هذه الامور
    Yeni yollar, tarımda iş imkanları eğitim, bunlar size sunabileceğim şeylerin yalnızca birkaçı. Open Subtitles طرق جديدة، وظائف فى زراعه والتعليم ,هذه اشياء قليله يمكننا ان نقدمها لكم
    Kötü şeylerin çoğu bu adamın başına geliyormuş gibi gözüküyor. Open Subtitles من الواضح ان الاشياء السيئه تحدث كلها لهذا الرجل المسكين
    Bu tür şeylerin oldukça zor olduğu biliyorum, bilirsin işte? Open Subtitles اعلم ان هذه الاشياء يمكن ان تكون غير ملائمة, تعلم؟
    Sonuçta değişip yeni biri olmaya çalışmanın en zor yanlarından biri de hangi şeylerin kontrolünüzde, hangilerinin ise gücünüz dışında olduğunu anlamaya çalışmak. Open Subtitles اصعب جزء هو أن تكون جديد وتحاول أن تغير و أن تفهم الاشياء التي هي تحت امرتك والاشياء التي لا يد لك عليها
    Son unsur, bu şeylerin gerçekten gelişmesine yardım eden, ortaklıklardı. TED والعنصر الأخير الذي ساعدنا في تطوير هذه الأشياء كان الشراكة.
    Adamın biri güzel şeylerin uzun sürmediğini söylemişti bir keresinde. Open Subtitles أحدهم قال ذات مرة أن الأشياء الجميلة لا تدوم طويلاً
    Amerikalıların bu Allahı cezası şeylerin nasıl çalındığına dair hikayesi ne? Open Subtitles ما هي قصّةُ الأمريكان عن كيفية سرقة هذة الأشياء الملعونة ؟
    Ama bir kitabımda yazıyor olsam, tüm kötü şeylerin olacağı yer burası olurdu. Open Subtitles ولكن لو كنتُ أكتب كتاباً، فهذا هو المكان الذي تحدث فيه أمور سيئة.
    Bundan biraz daha önemli bazı şeylerin olabileceğini düşünmeye başladım. Open Subtitles بدأتُ أفكّر بأنَّ هناك أمور أكثر أهمية بقليل من ذلك.
    Aslında her şey senin içinde var, bir şeylerin senin için doğru olup olmadığını hissetmene yarayacak tüm ekipmana sahipsin. Open Subtitles أنت حقيقةً تمتلك كل شي في داخلك، كل الوسائط الضروريّة لِتشعر إذا ما كان شيء ما مناسب لك أم لا.
    şeylerin nasıl çalıştığını anlamaya çalışırlar, onlara ulaşımları olmasını isterler, ve onları kontrol etmek isterler; TED فهم يريدون على الدوام معرفة كيفية سير الامور واتقانها .. واستيعابها وهو هم يريدون التحكم بها
    Bana, imkansız şeylerin peşinden gidebilmek için gerekli güveni verdi. Open Subtitles اعني، لقد اعطاني الثقة لمحاولة الحصول على اشياء تبدو مستحيلة.
    O bir bebek gibiydi. Böyle şeylerin nasıI yapılacağını henüz bilmiyordu. Korkunçtu. Open Subtitles هو كَانَ بيبي هو لَمْ يَعْرفْ كَيف يَعمَلُ تلك الأشياءِ لحد الآن.
    Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde bize yalan söylendiğini bilseydi bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün. TED أو تخيل كيف كانت الأمور ستختلف لو أن معظم الأميركيين عرفوا أنه قد كذب علينا في أربعٍ من حروبنا الست الأخيرة.
    Eğer bir şeylerin değişmesini istiyorsak şehirlerin politik seslerini yükseltmeleri gerekecek. TED على المدن أن تجد صوتها السياسي إذا أردنا أن نغير شيئًا.
    Peder Moore, bu kasedi doğaüstü şeylerin kanıtı olarak mı görüyorsunuz? Open Subtitles الأب مور، هل تؤمن بأن الشريط هو إثبات لشيء خارق للطبيعة؟
    Doğru olduğunu söylediğin şeylerin dövmeli kıçımın büyüklüğünde bir listesini verebilirim. Open Subtitles يُمكنني إعطائكَ لائحَة بحجمِ مُؤخرتي الموشومَة بالأشياء التي قُلتَ أنها صحيحة
    Yeni şeyler yapmayı da yeni şeylerin olmasını sağlamayı da severim. TED فأنا أحب القيام بأشياء جديدة والمساعدة على تحقيق الأشياء الجديدة.
    Eh, ben hava sunucusu değilim ama böyle şeylerin sürekli olduğundan eminim. Open Subtitles انا لست الجو ، يا فتاه لكنى متأكد ان شيئاً ما يحدث
    Bazı şeylerin zaman geçtikçe karıştırılması ve abartılması çok komik. Open Subtitles من المضحك كيف للأشياء أن تُحرّف وتتضخم مع مرور الزمن
    Klonlama, aynı zamanda, hayvan vücudunun, ihtiyaç duyulan ilaç ve benzeri şeylerin üretilmesi amacına yönelik de kullanılmaktadır. TED هذا الإستخدام الحالي للحيوانات تكوين العقاقير وأشياء أخرى في أجسامها التي نريد تكوينها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus