"açtı" - Traduction Turc en Arabe

    • فتح
        
    • فتحت
        
    • بفتح
        
    • وفتح
        
    • افتتح
        
    • يفتح
        
    • تفتح
        
    • رفع
        
    • جائعاً
        
    • فتحوا
        
    • وفتحت
        
    • فتحه
        
    • أجابت
        
    • جائعة
        
    • إفتتح
        
    "Gaz maskesi taktı, çatıdaki bir kapağı açtı ve tozu aşağı döktü." Open Subtitles كان مُرتدياً قناع الواقى من الغاز فتح فتحة ، وأسقط المسحوق للداخل
    İddia makamı, son dakikada sunduğu adli kanıtla önümüzü açtı Sayın Yargıç. Open Subtitles الإدّعاء فتح الباب على نفسه,حضرة القاضي بتقديم الدليل العدلي في آخر دقيقة
    Birileri aç gözlü koca ağzını açtı ve oğlumu kaybettim. Open Subtitles فتح شخص ما الفم الكبير الجشع وفقدت ابني في ذلك.
    Yani, onların aşk bağlantı psişik bağlantı çeşit açtı ne düşünüyorsunuz? Open Subtitles إذاً تظن أن وصلة حبهم فتحت قناة من نوع فيزيائي ؟
    Grace, baygın gibi uyuduktan sonra gözlerini açtı. Kafası karışmıştı. Open Subtitles غرايس فتحت عينيها بعد نوم مؤرق تقريباً،و قد كانت مرتبكة.
    Galiba geçen yıldı, şirket Maryland'da bir satış ofisi açtı. TED في العام الماضي او نحوه, الشركة قامت بفتح مكتب مبيعات في ماريلاند.
    Ve virüslerin keşfiyle, Beijerinck bize bu yepyeni dünyanın kapılarını açtı. TED ومن خلال الكشف عن الفيروسات، فتح بيجيرينك حقا عالما جديدا بالكامل لنا.
    Genetik, insan çeşitliliğini araştırmanın kapılarını açtı. TED علم الأجنة فتح الباب لدراسة مدى تنوع البشر.
    Oğlumdan o mektubu aldığımda, bir günlük tutmaya başladım çocukluğumda ve hapiste yaşadığım şeyler hakkında ve bunun bana yaptığı da aklımı telafi etmek fikrine açtı. TED عندما حصلت على تلك الرسالة من ابني، بدأت في كتابة يوميات عن الأشياء التي مررت بها في طفولتي وفي السجن، وذلك قد فتح عقلي لفكرة الغفران.
    O yıl okuduğum kitaplar, gözlerimi birçok şeye açtı. TED ساعدت الكتب التي قرأتها خلال تلك السنة في فتح عينيّ على الكثير من الأشياء.
    Çekimin çıktısı -- bu gelecekteki çekimimiz -- uçsuz bucaksız kapasiteler için gözlerimizi açtı. TED ما تم التقاطه، هو مستقبلنا. الذي فتح أعيننا على إمكانات هائلة،
    Kolunda bir damar açtı ve beni içmeye zorladı. Nedir o? Kim o, Martin? Open Subtitles فتح وريد في ذراعه, و جعلني أشرب منه ما الأمر؟
    Sayın Başkan, 1997'de Kuzey Kore, hava sahasını ticari uçuşlara açtı. Open Subtitles سيدى الرئيس فى 1997 فتحت كوريا مجالها الجوى إلى الطائراتِ التجارية
    Ve tam önümde, arabanın ön camında bacakları iki yana açtı. Open Subtitles و فتحت ساقيها على زجاجة السيارة أمامي مُباشرةً بدون لباسها الداخليّ.
    Annem dikkatlice makinenin kapağını açtı ve kirli çamaşırları makineye yerleştirdi, aynen böyle. TED اذكر عندما فتحت والدتي باب الغسالة بهدوء ووضعت الغسيل داخل الغسالة هكذا
    Bize verisini açtı ve bağışladı, bu veri ile su kıtlığının gıda üretimini nasıl etkilediğini izleyebiliyorduk. TED قاموا بفتح بياناتهم وتبرعوا بها، ومع هكذا بيانات يمكنكم تعقّب كيف يؤثّر الجفاف على إنتاج الغذاء.
    Ama bana bakmak istediği için emekli oldu ve mağazayı açtı. Open Subtitles ولكنه أراد قضاء وقته في الإهتمام بي، لذا تقاعد وفتح المحل
    Harvard Sanat Müzesi, sanatçıların göçle ve evlerini taşımakla ilgili düşünceleri üzerine bir sergi açtı. TED افتتح متحف هارفارد للفنون للتو عرضاً عن كيفية تفكير الفنانين في الهجرة وتأسيس منزل في مكان آخر.
    Bu nedenle en iyi üniversitelerden birkaçına girmem kolay oldu ve bu da bana fırsatlarla dolu bir dünyanın kapısını açtı. TED لذا كان من المسلم به أن أدخل أفضل الجامعات، والذي بدوره يفتح الباب لعالم الفرص
    Rakunlar, insanları ve dönüşümü öğrenmekle meşgulken kış bitti, kaysılar çiçek açtı ve aşk mevsimi gelip çattı. Open Subtitles عندما كان الراكون مشغول بالتعلم عن الانسان و مهارة التحول الشتاء قد انتهى و الورود قد تفتح و موسم الحب قد اتى
    Beşinci arayışımda biri açtı. TED في المرة الخامسة، رفع أحدهم سماعة الهاتف.
    Kafesin içine bir fare koyduk... ve farzet ki "fare açtı ve peyniri buldu.", ama ya kocaman bir fareye(sıçan) peyniri niye bulduğunu sorarsak? Open Subtitles يمكنك وضع فأر في قفص والافتراض أنه وجد الجبنة لأنه كان جائعاً
    Netflix bunu yaptığında, işlerini dönüştürmek için tamamen yeni bir yolun kilidini açtı. TED عندما فعلت شركة نتفليكس هذا، فتحوا طريقًا جديدًا لتغيير نشاطهم التجاري.
    Oh, evet. Ona seslendim, o da kapıyı açtı. İyiydi. Open Subtitles نعم, لقد ناديتها من الخارج وفتحت لى الباب وكانت بخير
    Sonra; hikâyenin kalanında, katil dolaba gitti kilidi açtı, İngiliz anahtarını aldı sonra biz, salona geçen geçiti keşfettik ve motorcuyu ölü bulduk. Open Subtitles لنكمل القصة ، ذهب القاتل إلى دولاب الأسلحة فتحه و أخذ المفتاح ثم وجدنا الممر لغرفة الجلوس و وجدنا السائق مقتول
    Telefonu açtı ve arka plandan bir adamın sesini duydum... Open Subtitles و أجابت ثم سمعت بالخلفية رجل ما يقول شيء مثل
    İçimde bir sürü dürtü vardı ve sürekli karnım açtı. Open Subtitles لقد كنت أشعر بتلك النزوات، كما كنت جائعة طيلة الوقت.
    Bir yıl önce bugün, bu adam burada Londra'nın en iyi restoranını açtı. Open Subtitles قبل سنة من الآن هذا الرجل إفتتح أفضل مطعم فى لندن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus