Beni dinliyor musunuz, Bay Brown? Tuvalette bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | هل تستمع لي؟ لقد إلتقيت هذا الشخص في دورة المياة |
"Aradığım o değil ama onunla rahatım" adamla çıkarken... piyasadan çekilirsen kısmetin kapanır. | Open Subtitles | اسمعي أنت لا تحاجين لكي تعيشي معه إنا الشخص المريح لكي تعيشي معه |
Çıktığın şu adamla beni ne zaman tanıştıracaksın... merak ediyorum doğrusu. | Open Subtitles | .. فقط أتساءل متى ستعرفيني على ذلك الرجل الذي تخرجين معه |
Bu akşam kumarhanede bize ipucu verebilecek bir adamla buluşacağım. | Open Subtitles | سوف أقابل رجلاً الليلة في النادي قد يقودنا إلى شيء |
Eğer olsaydık, Corinne bana söylerdi o adamla birlikte çekip gideceğini. | Open Subtitles | لو كان الأمر كذلك, لكانت أخبرتنى عن نيتها فى الهرب معه |
Bugün, ağzını açamayan, bu yüzden kalbini açmayı öğrenen bir adamla tanışacağız. | Open Subtitles | اليوم سنلتقي برجل الذي لم يستطيع فتح فمه لذا تعلم فتح قلبه |
Seni fahişe gibi kullanan bir adamla dünyayı geziyorsun çünkü. -Benim babam değilsin! | Open Subtitles | تلفين العالم مع رجال لا يهمهم أمرك و يستغلونك كما لو كنتى عاهرة |
Ah, evet! Şu kısa boylu adamla uzun boylu karısı. | Open Subtitles | آه , صحيح , ذاك الشاب القصير صاحب الزوجة الطويلة |
Beni bu adamla kafese koy onu iki raundda rahat deviririm. | Open Subtitles | ضعيني في قفص مع هذا الشخص و سأهزمه في جولتين بسهوله |
Bu fotoğraf onun bu adamla tanıştığını gösteriyor sadece, değil mi? | Open Subtitles | تمهل .. تمهل هذه الصورة تؤكد لنا انها قابلت الشخص المنشود.. |
Kayıplara karıştı, fakat bu adamla birlikte bir sürü sabıka kaydı var. | Open Subtitles | انه في عداد الريح ولكن عنده الكثير من الاتفاقات مع هذا الشخص |
Sevgi ve merhamet göstermek üzerine kurulmuş hayatımı değiştiren adamla. | Open Subtitles | الرجل الذي غير حياتي في بلاد نشأت على المحبة والتراحم |
Sizi vuran adamla kardeşimi öldüren kişinin aynı adam olduğunu bulduk. | Open Subtitles | قرّرنا الذي الرجل الذي ضرب أنت نفس الرجل الذي ضرب أختي. |
Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. | Open Subtitles | يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية. |
Hasta çocuğu birkaç metre ileride yatarken evli bir adamla öpüştüm! | Open Subtitles | كنت أقبل رجلاً متزوجاً وكان ابنه المريض ينام على بعد أقدام |
Bu adamla tanıştığını, birkaç haftalığına çok sevdiği Avustralya'ya gideceklerini yazıyordu. | Open Subtitles | قالت انها التقت برجل وانه سيأخذها لمكانها المفضل أستراليا لمدة أسبوعين |
5 Nisan'da Kıbrıs'ta bu üç adamla yaptığın görüşmenin kaydı. | Open Subtitles | سجل بينك وبين 3 رجال بتاريخ 5 ابريل في قبرص |
Anlamamıştım. Sen, şu uzun adamla dans edeceksin. Uzun adam, ellerini kaldır! | Open Subtitles | لا أراكما معاً, سترقصين مع الشاب الطويل هناك, أيها الطويل ارفع يدك |
Öğrenci Birliği Barlarında bir adamla tanıştığımda zaten bir sevgilim vardı. | Open Subtitles | كان لديّ صديق حميم بالفعل. عندمـا قابلت شاب بأحدي مباني الجامعة. |
Babam bu meziyeti hatırladı ve evli bir adamla neredeyse kaçıyorken beni affetti ve bizim evliliğimizi kolayca onaylayabildi. | Open Subtitles | أبي تذكّر تلك المقولة الحكيمة.. وغفر لي عندما كنتُ قريبةً من الهروب مع رجلٍ متزوج. وسمح لزواجنا بهذه السهولة. |
Bu adamla diskoda tanıştım, ...bana özel uçağı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قابلتُ ذلك الرجلِ في النادي، وأخبرَني أن عنده طائرة خاصّة |
Büyük bir sevinç görünüyor aradığın adamla ilgili olan taraftan düştü. | Open Subtitles | إنها ترى بهجة عظيمة. ويتعلق الأمر بالرجل الذي كنت تبحثين عنه. |
- Şemsiyenle mi? Yara izi olan adamla daha önce karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق لى أبدا أن قابلت رجلا ذو ندبه من قبل |
Şu garip, Penguen denilen adamla mı ilgileniyorsunuz? | Open Subtitles | هل انت قلق عن شخصيه الغريبه للرجل البطريق ؟ |
Yedek Subay Okuluna girememiş bir adamla konuştuğunu bil önce. | Open Subtitles | وتفهم أنك تتحدث لرجل لم يستطع الدخول لمدرسة الضباط المرشحين |
Eğri oturup doğru konuşmanın zamanı geldi. Bu adamla evlemezsin. | Open Subtitles | لقد آن الأوان لكي أفصح عمّا بداخلي لا يمكنك أن تتزوّجي ذلك الرّجل |