"başladığı" - Traduction Turc en Arabe

    • بدأت
        
    • يبدأ
        
    • تبدأ
        
    • بدأه
        
    • بداية
        
    • بدء
        
    • بدأته
        
    • بَدأتْ
        
    • بَدأَ
        
    • ابتدأ
        
    • يَبْدأُ
        
    • بدأو
        
    • بداء
        
    • بدأ
        
    • بدأوه
        
    Oslo'dan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveç'in kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış Open Subtitles و انتقلت من أوسلو إلى .بلدةصغيرةفيجنوب النرويج. حيث بدأت بالعمل كصحفية.
    Düşün bir kere; burası tam da köleliğimizin başladığı yer. Open Subtitles فكر بالامر: هذه هي النقطة بالذات التي بدأت فيها عبوديتنا
    Çünkü biri birine güvenmeye başladığı ana kadar hepimiz avlanmayı bekleyen birer hedefiz. Open Subtitles لأن حتى يبدأ شخص بالوثوق بشخص جميعنا نحدد الأهداف ، ونلتقط الناضج منها
    Tipik olarak anıların başladığı ve bittiği yerlerdeki bağlantı anlarında. Open Subtitles نموذجياً، فإن مركزها هو نقاط مجتمعة حيث تبدأ الذكرى وتتوقف
    Ya buradan geri dönmemek üzere gidecek ya da başladığı işi bitirecek. Open Subtitles إما أنه قد رحل من هنا للأبد أو أنه سينهي ما بدأه
    Batı Kenya'da 2012 Şubat başında, yağmurlar başladı, erken başladı, yağmurların erken başladığı zamanlar çiftçiler cesaretlidir, çünkü bu genellikle sezonun güzel geçeceği anlamına gelir. TED في بداية فبراير 2012 في غرب كينيا بدء المطر، وقد بدء مبكرًا وحين بدء المطر مبكرًا، يحث المزارعين لأنه عادةً يعني أن الموسم سيكون جيدًا
    Bu süreç, düşmeye başladığı noktadan yere kadar çok fazla tampon bölge gerektirir. TED هذه العملية تتطلب الكثير من مسافة الحماية بين نقطة بدء سقوطها و الأرض
    Kendinizi et yiyen bakteri salgınının başladığı yerde izole etmişsiniz. Open Subtitles عزلت نفسك في الغرفه التي بدأت منها البكتيريا الآكلة للحم
    Önemli olan nerede başladığı değil, önemli olan nereye gittiği. Open Subtitles إنه ليس بشأن أين بدأت الأمور إنه بشأن أين ستتجه
    Çünkü derinlerde yolculuğunuzun karanlıkta bittiğini bilseniz bile bu, karanlıkta başladığı anlamına gelmez. Open Subtitles أن الرحلة تنتهي في الظلام وهذا لا يعني بالضرورة أنها بدأت في الظلام
    Bütün alan bir süre takılıp kaldı ve 80'lerde tekrar ateşlendi analitik ve bilgisayar teknolojilerinin gelmeye başladığı sıralarda. TED وظل مجال البحث بأكمله عالقا لفترة، ثم عاد للظهور بقوة فى الثمانينيات عندما بدأت تقنيات التحليل وتقنيات الحاسوب بالتقدم.
    Her şeyin başladığı Orta Doğu'yu ele alalım, TED و سوف ابدأ من حيث بدأت القصة في الشرق الأوسط،
    Bu büyük formların oluşmaya başladığı bir zamandı. TED انه الوقت الذي بدأت فيه أشكال كبيرة في الظهور
    Şimdi burası Altına Hücum benzetmemizin dağılmaya, ki hatta bence oldukça fazlaca dağılmaya, başladığı noktanın olduğu yer. TED الآن، يبدأ هنا التبايُن بين تمثيلنا لهَجْمَة الذهب، وأظن أنه بحدّةٍ أكثر.
    Çocukların yalan söylemeye başladığı vakit, hikaye anlatımının başladığı vakittir. TED في اللحظة التي يبدأ الأطفال في الكذب تبدأ لحظة قول القصة.
    Gabi Operasyonu başladığı andan itibaren birbirinizi artık tanımıyor olacaksınız. Open Subtitles عندما تبدأ عملية القهوة انتما الاثنان يجب ألا تبقيا معا
    Bu karanlık havuzlar küresel tedarik zincirinin... ...başladığı yerlerdir. Küresel tedarik zinciri... ...en beğendiğimiz markalı ürünleri... ...ürünleri bizlere getirir. TED هذه هي التجمعات المظلمة حيث تبدأ سلسلة التوريد العالمية سلسلة التوريد العالمية التي تزودنا بعلاماتنا التجارية المفضلة
    Vücut, başladığı işi bitirecek şekilde ayar yapabilecek seviyeye erişememiş. TED فلا يتمكّن من اتمام ما بدأه بدّقةٍ كافيه.
    Dr. Jackson'ın başladığı işi bitirebilirim. Open Subtitles أستطيع أيضا مساعدتك بإنهاء ما بدأه الدكتور جاكسون
    Tasarımın tüm ciddiyetiyle başladığı 90lı yıllarda bilgisayar teknolojisi bu güçte değildi. TED بالتالي فإن القدرة الحاسوبية لم تكن موجودة في بداية التسعينيات عندما بدأت أعمال التصميم بشكل جدي.
    Bu şeytanı yok etmemiz için her şeyin başladığı yere dönmemiz gerekiyor. Open Subtitles كل الحلول لتدمير هذا الشر هي بالعودة إلى مكان بدء كل هذا
    Otobüs durağında işini bitirememiş. Onu oraya sıkıştırmış ki böylelikle başladığı işi bitirebilsin. Open Subtitles لقد تم اعاقتها بفناء الحافلة، لذا جائت إلي هنا لتُنهي ما قد بدأته.
    Onun başladığı şeyi bitirmek zorundayım. Open Subtitles أنا يَجِبُ أَنْ أَنهي ما بَدأتْ. جيّد، نظرة، نظرة.
    İntikam harekete geçirici güç olabilir ama intikamın başladığı yerde merakın devreye girdiğini hissediyorum. Open Subtitles إنتقام كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ قوة التَحفيز، لَكنِّي أَشْعرُ بأنّ الفضولِ سيطرَ حيث إنتقامَ بَدأَ.
    Vatandaşlar kilitli kapıların arkasında merakla bu korkunun sonunu... aniden başladığı gibi, tamamen bitmesini merakla bekliyorlar-- Open Subtitles المواطنون ، خلف الأبواب المغلقة* منتظرين نهاية هذا الرعب علي نحو مفاجئ مثما ابتدأ * منظرين لو ينتهي كل هذا
    Resiflerin bitip, açık denizin başladığı yerler. Open Subtitles حيث الشعب المرجانية تَنتهي والبحر المفتوح يَبْدأُ.
    Kadınlar Birliğinin, Bahçe İşlerinin Yılın Kasabası yarışması başladığı zaman lideri seçilmişti. Open Subtitles كانت رئيسة معهد مجتمع الزهور عندما بدأو مسابقة قرية السنة , عملت على مدار الساعة
    Sanchez başladığı zaman, Billy onun için bazı yüklemeler yapıyor. Open Subtitles عندما بداء شانشيز عملة ، بيلي قام بتهريب بعض البضائع من أجلة
    Bence burası her şeyin başladığı yer : 1903'te, Exeter Sokağı. Open Subtitles أعتقد بأنه هنا بدأ كل شيء في 1903, في شارع إكزيتير.
    Önemli olan kızlarla başladığı işi bitirecek olması, hepsi bu. Open Subtitles أنه سوف يمكث حتى ينهي ما بدأوه مع الفتيات هذا كل ما في الأمر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus