Onunla oyun oynuyorum. Bu senin için, Güzel Çocuk. O parlak sarı burnuna! | Open Subtitles | أنا ألعب معه فحسب، هذا لك أيها الفتى الجميل ذو الأنف الصفراء اللامعة. |
Bu senin için. Kolejde yeniden bir araya gelmek istiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك نقيم حفلةإعادة لم الشمل في كليتنا |
Elbette! Çok üzgünüm. Bu senin için hayatım. | Open Subtitles | بالطيع أنا متأسف جداً هذه لك يا عزيزتي يمكنك أن تضعيها حول حافرك الأيسر |
Ram, Bu senin fırsatın. Git ve Bayan Chandni'yi dansa kaldır. Hayır, hayır. | Open Subtitles | . رام, هذه هي فرصتك اذهب واطلب من تشاندني فوراً أن ترقص معك |
Hadi ama, bu benim için değil. Bu senin için. | Open Subtitles | هيا، هيا، هذا ليس من أجلي هذا من أجلك أنت |
Ve Bu senin için, Helen. Oradaki beyefendinin selamları. | Open Subtitles | و هذا لكِ يا هيلين مجاملةً من السيد الجالس هناك |
Bu senin için. Bayım, lütfen buzu yutmayın. | Open Subtitles | هذا لك ولكن سيدي رجاء لا تبلتع الثلج، هذا كل ما أستطيع أن أتحمله لإعطائك |
L emin benim değil, çünkü Bu senin umuyoruz. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا لك لأنه بالتأكيد ليس لي |
Bu senin için Najma, kaybetmek üzere olduğum bir şeyi kazandırdın bana. | Open Subtitles | هذا لك يا نجمه لقد ساعدتني في كسب شئ كدت ان افقده انت اغلي هديه عندي |
Bu senin için sağdıcım, Tokyo'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك يا رجلي المفضل .. سنذهب إلى طوكيو |
"Pro sağ 90" oynuyoruz. "25 shovel." Smash, Bu senin oyunun. | Open Subtitles | سنذهب أقصى اليمين 25مجرفة لسماتش، هذه لك |
Bu senin galiba. Hâlâ şık görünmen gerek. | Open Subtitles | هذه لك على ما أظن يجب ان نظهر بصورة مشرفة |
Tam da istediğim şey. İşte Marge, Bu senin için. | Open Subtitles | ،هذا ما أردته بالضبط تفضلي يا (مارج) ، هذه لك |
Eğer bu işi tam yaparsam ve Bu senin kartın Stewie. | Open Subtitles | وإذا فعلت هذا بشكل صحيح إذاً هذه هي بطاقتك , ستيوي |
Eğer Bu senin çaresiz bir şekilde beni galaya çağrışınsa cevabım hayır. | Open Subtitles | إذا كانت هذه هي طريقتكِ اليائسة لتدعويني إلى الإحتفال فالإجابة هي لا |
Demek istediğim, Bu senin gibi birisine olması beklenmeyecek bir sistem hatası. | Open Subtitles | أعني أن نظام الفشل هذا من غير المفترض أن يحدث لشخص مثلك |
İşte, Tristen. Bu senin için... | Open Subtitles | تفضلى يا تريستن هذا لكِ بدون مقابل |
Hayır. UHD veritabanına girmişsin. Bu senin sunucu adresin. | Open Subtitles | لا، لقد اقتحمت قاعدة بيانات وكالة المراقبة الجوية، تلك هي هوية حاسوبك |
Zavallı çocuk Bu senin hayatım | Open Subtitles | أيها المسكين، أيها المسكين هذه لكِ يا عزيزتي |
Galiba Bu senin. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يخصك |
Bu senin bu şeyi kapatamayacağını bana söylemenin uzun bir yolu mu? | Open Subtitles | أهذه طريقتك المطنبة في الكلام لتقول لي أنّك لا تستطيع أن تطفئه؟ |
- Bu senin de davan. - Tek davam müziğim. | Open Subtitles | .لكن هذه كانت قضيتك أنت أيضاَ- .قضيتي الوحيدة هي موسيقاي- |
Evet, tabii ama dikkatli ol. Bu senin sanırım. İyi seyirler. | Open Subtitles | آه , نعم , كوني فقط حذرة آه , أعتقد بأن هذا ملكك تمتالترجمةبواسطةملكةالسيوف translatedbyqueenofswords |
Demek istediğin Bu senin arkadaş olmak istemenle ilgili değil miydi? | Open Subtitles | أتعنين أن هذا لم يكن لأنكِ أردت أن نكون أصدقاء |
Al. Bu senin. | Open Subtitles | تفضل , هذه تخصك |
Bu senin sahnedeki ilk seferin. Çabaladığın her şey. | Open Subtitles | هذة مرتك الاولى فى دائرة الضوء إن هذا ما تعمل من أجلة |
Bahçıvanım değil bu. Senin için herhalde. | Open Subtitles | حسناً ، هو ليس البستاني الخاص بي هو لك بالتأكيد |