bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. | TED | لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها. |
bu yüzden 10 yaşındaki Julia'nın yaptığını yapmanın bir anlamı yok. | TED | هذا سبب عدم جدوى تكرار ما فعلته جوليا ذات العشرة أعوام. |
bu yüzden kendi kendime sordum: müzik bu durumda nerede? | TED | لذلك اجد نفسي اتساءل اين هي الموسيقا من كل هذا؟ |
bu yüzden düşkün devletler tüm bir bölgeyi kaosa ve çatışmaya sürükleyebilir. | TED | ولهذا السبب يمكن للدول الفاشلة ان تسحب مناطقها بأكملها الى الفوضى والعنف |
Genellikle öyleyimdir. bu yüzden eski üç yastık hilesini kullanırım. | Open Subtitles | أنا عادة ما اكون لِهذا أَستعملُ خدعة الوسادةِ الثلاثية القديمةِ. |
Ruslar bizi tek parça halinde ele geçirmek istiyorlar, bu yüzden buradalar. | Open Subtitles | الروس بحاجة لاحتلالنا في قطعة واحدة، وهذا هو السبب في وجودهم هنا |
Kanun dışı araştırmalar yapıyorsunuz. bu yüzden işini ve diplomanı kaybedeceksin! | Open Subtitles | تقوم ببحوث غير شرعيه لقد فقدت عملك بسبب هذا ورخصتك الطبيه |
bu yüzden, kendimizi dünyaya yansıtmaya çalışırken yüzümüzün görünümü bizim için hayatidir. | TED | لذا مظهر وجوهنا امر حيوي بالنسبة لنا ونحن نحاول تقديم انفسنا للعالم. |
Çenemi kaybettiğim için artık bu kapalı ortamı yaratamıyordum. bu yüzden de dilim ve bütün diğer ses araçlarım güçsüz kalmıştı." | TED | ولانني فقدت فكي لم يكن بمقدوري ان احجز الهواء .. لذا فان لساني .. وباقي الاعضاء المتعلقة بالصوت غدت لاقيمة لها |
Çok fazla verimiz var, bu yüzden de çok fazla güce sahibiz. | TED | إننا نملك الكثير من البيانات ، لذا فلدينا الكثير من القوة والسلطة. |
Burası gözlerden uzak bir daire. Onu bu yüzden seçtim. | Open Subtitles | . هذه شقة سريّة للغاية و هذا سبب أختياري لها |
Kendimi ona hep yakın hissederdim. bu yüzden buraya geldim. | Open Subtitles | لطالما شعرت بأنني قريبة منها، هذا سبب قدومي إلى هنا |
Belki de bu yüzden dünyaya gelmişimdir. Son sözümü ve vasiyetimi düşünün. | Open Subtitles | ربما يكون هذا سبب وجودي على الأرض لذلك اعتبروا هذه وصيتي الأخيرة.. |
Bu çok eski bir video, bu yüzden çakışma gibi sorunları henüz çözememiştik ama daha sonra oldukça düzeldi. | TED | إنه فيديو أولي جدا. لذلك لم نكن قد تعاملنا مع التداخل وكل ذلك، لكن ذلك تحسن قريبا جدا، لاحقا. |
İşte, bunu yapmak zor, bu yüzden bazı teknolojiler geliştirmek zorundaydık. | TED | حسنا, من الصعب فعل ذلك, لذلك كان علينا أن نحدث تكنولوجيا. |
İşte bu yüzden 40 farklı girişimci bu problem üzerinde çalışıyor. | TED | ولهذا السبب يعملُ 40 من أصحاب المشاريع المختلفة على هذه المشكلة. |
bu yüzden, artık bu şekilde konuşmaya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | ولهذا السبب يجب أن نتوقف هنا والآن عن الحديث هكذا |
bu yüzden bir hata olmaması gerek. Bu nedenle buradasın. | Open Subtitles | بهذة الطريقة، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتفادى المشاكل لِهذا أنت هنا |
İşte bu yüzden bizim dünyamızda çizgi romanları yayınlamayı kestiler. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أنها توقفت عن نشر الكتابالهزليفي عالمنا. |
Paige, bu yüzden işimi kaybedebileceğim için cidden çok endişeliyim. | Open Subtitles | بايدج ، أنا حقاً قلقة بشأن خسارة عملي بسبب هذا |
Siz verdiniz. bu yüzden Amerikan askerleri ve siviller öldü. | Open Subtitles | أنت فعلت ذلك ومات جنود أميركيون ومدنيون أبرياء بسبب ذلك |
Biliyor musun Brian, hep yazılarını biraz yapmacık ve bayağı buldum ama galiba zaten bu yüzden Hollywood'ta çalışamıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت دائما اجد كتاباتك مملة وغبية لكن اعتقد هذا السبب في عدم وجود عمل لي هنا في هوليوود |
bu yüzden de tam gün çalışacak bir psikolog tutmak istiyorum. | Open Subtitles | وهذا سبب رغبتي في استئجار طبيب . نفسي , بدوام كامل |
Her zaman diğerinden daha fazla seven biri vardır. bu yüzden çok zordur. | Open Subtitles | شخص واحد دائما ما يحب بقدر أكبر، هذا ما يجعل الأمر صعبا جدا |
Herneyse, işte bu yüzden her Noel ona kadeh kaldırtıyorum. | Open Subtitles | على أيّة حال، لهذا أنا أدعوه إلى هنا كل ميلاد |
bu yüzden esas bunu tasarlamak istediğimi düşündüm bir alışveriş merkezi değil. | TED | ولذلك فكرت، بأن هذا هو ما أريد تصميمه حقا وليس مركزا للتسوق |
ne kadar sürer bilmiyorum, bu yüzden şimdi, vur bana. | Open Subtitles | لا أدري كم سيتطلبُ ذلك لِذا في هذا الوَقت اضرُبني |
bu yüzden helikoptere binip ortadan kaybolmuş. Çünkü ondan ayrılıyormuş. | Open Subtitles | لأجل ذلك هي صعدَت الهليكوبتر و اختفت لأنّها كانت تهجره |