filmin TV ve tiyatro dagitimcilari icin de 5 Haziran gunu gosterimi ucretsizdir. | TED | الفيلم يمقدم مجانا الى الموزعين في التلفاز والمسرح لعرضه في الخامس من يونيو. |
Duygusallığını yakalayabilmem için filmin... ne hakkında olduğunu bilmem gerek.! | Open Subtitles | يجب أن أعلم عن ماذا يحكي الفيلم كي أشعر بذلك |
Ve filmin gerçek hayata sıçramasının harika bir fikir olacağını düşündüler. | Open Subtitles | واعتقدا أنها ستكون فكرة جيدة إذا جعلنا الفيلم بطريقة الحياة الحقيقية |
filmin bağımsız bir bölümü zamanın akışını değiştirmez veya zamanı kapsamaz; ancak parçaların birlikte dizilişiyle ortaya çıkan bir varlıktır. | TED | لا يتغير إطار واحد في الفلم أو يحتوي على تغير الزمن، ولكنها خاصية تأتي من كيف تلتصق القطع مع بعضها. |
Peşinden her yere gelen kameralar var, filmin konusu bu. | Open Subtitles | يا إلهي، إنّها فيلم عن أن الكاميرا تتبعك أينما كنت. |
Söylemedi deme, ben dönene kadar eminim filmin bitmiş olacak. | Open Subtitles | وتذكّر كلامي، بحلول موعد عودتي، ستكون قد إنتهيت من فيلمك. |
İşte bu yüzden filmin çıkmadan bir sonraki projeni bağlarsın. | Open Subtitles | لهذا يجب ان نحجز العمل القادم قبل ان يعرض الفيلم |
filmin kahramanı olmasan bile her zaman benim ve Mike'ın kahramanı olacaksın. | Open Subtitles | حتى لو انت مش بطل الفيلم هتفضل بطل بالنسبة لى أنا ومايكل |
Belki de bilinçaltımda bu filmin onları üzeceğini hep biliyordum. | Open Subtitles | ربّما في قرارة نفسي كنتُ أعلم كم سيجرحهم هذا الفيلم |
Aslında yalnızca talep bile, filmin kaybettirdiğinden daha çok kazandırır. | Open Subtitles | في الحقيقة الطلب قد يربحنا أكثر من أن يخسر الفيلم |
Bu filmin yapımına destek veren herkese yürekten teşekkür ederiz. | Open Subtitles | و نشكر كل من ساهم في إظهار هذا الفيلم للوجود |
Bugün filmin ilk bölümünü çekeceğiz burada bir sürü gazeteci var. | Open Subtitles | اليوم هو اليوم الذي سوف تعرض فيه الحلقة الأولى من الفيلم |
Buda filmin neden dandik olduğunu gösteriyor. Kötü adam daha havalıydı. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أن الفيلم نجح لأن الشرير كان رائعاً |
Bu filmin gerçek bir hikayeden alıntı olmasına imkan yok. | Open Subtitles | حسناً، محالٌ أن يكون هذا الفيلم مستوحىً من قصّةٍ حقيقيّة. |
Kimse Disney'e gitmiyor. Kimse filmin içinde felan da olmayacak. | Open Subtitles | لن يذهب أحد إلى الملاهي لن يكون أحد في الفيلم |
Yine de bana mail atıp filmin bir kopyasının evinin garajında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنّه أرسل رسالة إلكترونية للتو يخبرني أنّه يملك نسخة من الفيلم في مرآبه. |
Cambridge Üniversitesindeki Scott Polar Araştırma Enstitüsü müzesinin arşivinde bu filmin binlerce makarası var. | TED | وكانت هناك الآلاف من بكرات ذلك الفلم بأرشيفات متحف معهد البحوث القطبية سكوت لدى جامعة كامبريدج. |
Yakınlarda Pixar'daydım ve size 15'inci filmin başarılı olacağını söylemek için buradayım. | TED | كنت مؤخرًا في بيكسار، وأنا هنا لأخبركم أن الفلم رقم 15 سيكون كاسحًا بلا شك. |
Bit filmin güzel mi yoksa kötü mü olduğuna bir faşist nasıl karar verir? | TED | كيف يحدد الفاشي إن كان فيلم ما جيدًا أو سيئًا؟ |
Senin şu nazi filmin. Nasıl bitiyor? | Open Subtitles | فيلمك النازي لابد أن له نهاية أليس كذلك ؟ |
Çünkü filmin sizi sınırların ötesine götürebilecek vasfı olduğuna inanıyorum. Sizden sadece yaslanmanızı ve birkaç dakikalığına farklı bir dünyaya götürülmeyi deneyimlemenizi istiyorum. | TED | لأنني أؤمن بأن للفيلم المقدرة على أخذك عبر الحدود. أريدكم أن تجلسوا وتجربوا لعدة دقائق تأخذكم لعالم آخر. |
Bekle gör. Yan etkileri, jenerik gibi filmin sonunda sıralayacaklar. | Open Subtitles | انتظر وحسب، سيبدئون بتسجيل الأعراض الجانبية الكثير، كالأسماء بنهاية الأفلام |
Dört: Bu filmin Philadelphia'nın merkezindeki sıradan bir sinema salonunda gösterilmesi. | TED | الرابع : كان هناك عرض لفيلم عادي في قاعة وسط فيلادلفيا |
filmin nakil faturasını her zaman sakla. | Open Subtitles | فاتورة الشحن الخاصة بالفيلم. احتفظ بها دائما. |
LA ibaresi ve tarihi gördüğü anda hangi filmin çıkacağını anlıyordu. | Open Subtitles | حالما رأى لوس أنجلوس و التاريخ علم أية أفلام سيتَم عرضها |
Bazen arkana yaslanman, rahatlaman ve beyazların olduğu bir filmin tadını çıkarman gerek. | Open Subtitles | وأحيانًا يجب أن تجلسي وتسترخي وتستمعين بفيلم به الكثير من أصحاب البشرة البيضاء |
Ama bir sonraki filmin patlarsa ya da ondan sonraki nasılsa döneceksin. | Open Subtitles | لكن حين يفشل فلمك القادم أو الذي يليه ستعود إلي |
Bize bu filmin gerçekten Başkan Kennedy'e ne olduğunu anlattığını söylemiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | انتم لا تخبرونا ان هذه الافلام الشىء الذى حدث حقيقه للرئيس كيندى ؟ |
Henrich, bazı kötü olayların yaşanması bu filmin yarıda bırakılmasını gerektirmez. | Open Subtitles | يَنتهي الفلمَ هنا. لا، هينريك , هذا الفلمِ سَيَستمرُّ. |
ve gerçekten filmin harika olacağını düşünüyorum ve o da filmde harika olacak. | Open Subtitles | وأؤمن حقاً أن سيكون فيلماً عظيماً، وستؤدي الدور ببراعة |
- Ulusal televizyona gittin ve filmin baş oyuncusunu ortaya döktün. | Open Subtitles | ظهرت في التلفزيون الوطني وفضحت خيوطاَ تجري في فيلمنا |