Diyelim ki bir kızıl Haç gönüllüsü, bir deprem bölgesine gidiyor. | TED | لنفرض مثلًا أن متطوعًا في الصليب الأحمر يذهب إلى منطقة زلزال. |
KızıI Haç'ın bir daha gelene dek elimizde kalan son çayı. | Open Subtitles | أخر ما تبقى من الشاى حتى يعبر الصليب الأحمر مرة آخرى |
Siz ve Beyaz Şövalyeleriniz evimin önünde Haç yakmadınız mı? | Open Subtitles | ألم تقم أنت وفرسانك البيض بحرقة الصليب أمام بيتي ؟ |
Midesinin üstünde gamalı Haç var, büyük siyah bir gamalı Haç. | Open Subtitles | , هناك وشم صليب معكوف على بطنه صليب معكوف أسود كبير |
İsa'nın Haç'ının parçası olduğuna inandığınız bir kutsal emanet taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل آثر شىء تعتقد أنه جزء من صليب المسيح |
Oradaki Haç işaretli yer aslında kutsal bir yer değil. | Open Subtitles | عندهم السيد المسيح على الصليب ولكن هذا ليس المكان المقدس. |
Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
Hoş geldiniz diyerek başlar, sonra Kızıl Haç'tan falan bahsederiz. | Open Subtitles | حسنا سوف أبدا بــ بيانفيندوس ثم بعد ذلك الصليب الاحمر |
Bu bilgi, bölgedeki bir Kızıl Haç temsilcisi tarafından verildi. | Open Subtitles | تلك الكلمة من الصليب الأحمرِ، الذى له ممثل فى الموقع |
Vampir buraya gelip dev bir Haç görünce ne olacağını düşünüyorsun? | Open Subtitles | مالذي تظن بأنه سيفعله عندما سيأتي ويرى هذا الصليب الكبير؟ ؟ |
Gün boyunca mağazada duruyorum... akşamları da Kızıl Haç için çalışıyorum. | Open Subtitles | خلال النهار, أبقي المتجر مفتوحاً وفي الليل, أعمل لصالح الصليب الأحمر |
Bunu, kurbanın sırtında Haç şeklinde bir iz bulduğumuz için soruyorum. | Open Subtitles | أنا أسأل هذا، حيث أن رمز الصليب محفور على ظهر الضحيّة. |
Bunu yapsak bile, onlara göre Haç ve sen bir arada var olamazsınız. | Open Subtitles | علينا انهاء ذلك بالنسبة لهم , انت و الصليب لا يمكن ان تتعايشوا |
Şimdi Haç'ı öpeceğiniz yer olan saraya kadar emekleyerek yüzüstü yere yatacaksınız. | Open Subtitles | الآن ستزحفان طوال الطريق تجاه القصر حيثما ستقبلا الصليب وتستلقيا على وجهكما |
Kızıl Haç'ın sıhhiyecileri beni en yakın eve sürükleyip bana siper oldular. | Open Subtitles | بعض عمّال الصليب الأحمر دفعوني إلى أقرب منزل و قاموا بحمايتي بأظهرهم |
Ve burada da vücudunda ters dönmüş bir Haç beliriyor. | Open Subtitles | و مثل هذا، لقد بدأ يظهر صليب في داخل جسده. |
O sadece bir Haç, sen haçı bozuyor... | Open Subtitles | ولكنه مجرد صليب. اسمع يا زاكرى طوال حياتك |
Çevresi haleden yayılan beyaz ışıkla doluydu ve elinde pırıl pırıl parlayan gümüş bir Haç vardı. | Open Subtitles | هالة من الضوء ألآبيض حولها وكانت تحمل صليب فضى لآمع |
Kibriti ve İncil'i al tamam mı? Sende Haç'ı al. | Open Subtitles | إذهب وأحضر عود ثقاب وأناجيل، حسناً أنت إذهب وأحضر صلبان |
Kızıl Haç'ın şu atletizm burslarını takip ediyorum işte. | Open Subtitles | لذا سألتحق بمنح الرياضية لجامعة "هولي كروس". |
Sikkelerin bir yüzünde gamalı Haç, ötekinde aslan başı var. | Open Subtitles | مختومة بصليب معقوف من جانب ورأس أسد من الجانب الآخر |
İkinci ve üçüncü bölüme, üç tane haçlı Haç, aralarına da dişli geçiş. | Open Subtitles | الثانية و الثالثة راقصات بين الصلبان الثلاثة |
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi herkesle konuşuyor ve tarafsız olduğu için konuşuyor. | TED | اللجنة الدولية للصليب الاحمر , اي سي ار سي تتحدث للجميع وتفعل ذلك لانها محايدة |
Peşimize düşen polis. Dünya içindeki Haç rozeti takıyor. | Open Subtitles | الشرطى الذى يطاردنا فهو يرتدى صليبا فى هذه المنطقه |
Yani... yeniden tacımı giyeceğim, ve kutsal kase üzerine, ve büyük gümüş Haç üzerine yemin ederim ki geri döneceğim. | Open Subtitles | فإذن، سأرتدي التاج مجددًا، والغفارة الذهبية، والصليب الفضي العظيم |
Üzerinde kızıl Haç olan beyaz bir bayrak vardı. | Open Subtitles | عليهم اتباع علامة العلم الابيض بالصليب الاحمر |
Haç şuralarda bir yerde bir denizaltıya yüklenmiş. | Open Subtitles | صليبك كان مُحملاً على غواصة فى مكان ما فى هذة المنطقة |
Bugün mültecilere 20 oda verdim, Kızıl Haç hariç. | Open Subtitles | لقد أعطوني 20 يتيماً اليوم من قِبَل الصّليب الأحمر |
Damarlarla kaplı derisi şişmiş pazılarının üstünde gerilmiş gibi dilinde gamalı Haç dövmesi olan bir herif. | Open Subtitles | بجسد متعرق ، عضلات ذراعه ممدودة متورّمة ، وشَمَ على لسانه صليبٌ معكوف |
Yaraklı Haç daha iyiydi. | Open Subtitles | لا يعجبني هذا بقدر الشعار ممتلىء بالقضبان. |
Burda bir Haç vardı değil mi? | Open Subtitles | أرى بأن لديك الصليب وصورة المسيح المصلوب هنا، صحيح؟ |