| Gördüğümüz işbirliğine dayalı sistemlerin çoğu, henüz, "kabullenme" sahfasına gelecek kadar uzun süre boyunca varolmadılar. | TED | معظم الأنظمة التعاونية التي شهدناها لم تكن موجودة منذ زمن طويل بما يكفي لتصل الى مرحلة القبول. |
| Dickweed. - Şimdi sana güven ve kabullenme ışınları gönderecek. Dickweed. | Open Subtitles | و الآن سترسل لك أشعة من الأمان و القبول التام |
| - İnkar isyan, pazarlık, depresyon ve kabullenme. | Open Subtitles | الإنكار , الغضب , المساومة الاكتآب , القبول |
| Tanrım... bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenme dinginliği, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti, ve aralarındaki farkı anlayabilecek bilgeliği bağışla. | Open Subtitles | الله امنحني الصفاء لأتقبل الأشياء التي لا أستطيع تغييرها |
| Tanrım, bana değiştiremeyeceklerimi kabullenme sabrını, değiştirebileceklerimi değiştirme cesaretini ve ikisini ayırt edebilecek bilgeliği bahşet. | Open Subtitles | يا الله ، ألهمني الصفاء لقبول الأشياء التي لا يمكنني أن أغيرها و الشجاعة لتغيير الأشياء التي يمكنني تغييرها |
| Birbirinizi kabullenme yetersizliğinizden bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما في الحقيقة تتحدثان عن عدم قدرتكما لتقبل بعضكما الآخر |
| İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve en sonunda kabullenme. | Open Subtitles | الإنكار, الغضب, المساومة، الاكتئاب، وأخيراً, التقبل. |
| İnkâr, öfke, uyum sağlama, depresyon, kabullenme. | Open Subtitles | الإنكار, الغضب, المجادلة, الإكتئاب, والقبول |
| İşte olmuştu, korku gitmiş ve geriye bir tek kabullenme kalmıştı. | Open Subtitles | وها هو, ذهب الخوف, وكل ما تبقّى هو القبول |
| Reddetme olayını aşıp artık tüm olanları kabullenme aşamasına gelmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تقفز من مرحلة النكران إلى مرحلة القبول بشأن هذا الأمر |
| Ama kabullenme demek onu rahat bırakmak nereye uçtuğunu görmek ve bundan bir rahatsızlık duymamak değil midir? | Open Subtitles | ذلك قبول. لكن أليس القبول بتركها وشأنها، ورؤية إلى أين تطير، ومن ثمّ لا تُمانع ذلك؟ |
| Çok daha fazla yerli yıldızlar yetiştirmeye ihtiyacımız olacak bu yüzden yurdumuzda kabullenme ve onaylanma görmeden önce yurt dışında mahvolmaya mecbur olduğumuz zihniyetini tersine çevirebiliriz. | TED | سنحتاج إلى ظهور الكثير من النجوم المحليين، لنتمكن من عكس الفكرة القائلة بأن علينا تحقيق نجاح مبهر في الخارج أولًا قبل أن نحصل على القبول والتصديق في الوطن. |
| kabullenme, hayatta kalmanın anahtarıdır.. | Open Subtitles | ... القبول والرضى هو مفتاح النجاة بملمات الحياة و |
| kabullenme evresinde değilsin ve bu da demek oluyor ki henüz pes etmedin. | Open Subtitles | مرحلة القبول لمم تصليها بعد ... وهذا يعني لم تستسلمي بعد |
| Öfke, inkâr, pazarlık, çöküntü, kabullenme. | Open Subtitles | الإكتئاب، القبول |
| kabullenme vakti. | Open Subtitles | إنه وقت القبول. |
| Ama kabullenme aşamasına ulaşmama az kaldı. | Open Subtitles | مع قرب مرحلة القبول |
| Ne bilmiyorum ki? "Tanrı bana değiştiremeyeceklerimi kabullenme sükunetini,.." | Open Subtitles | الإله وهبني السكينة لأتقبل الأشياء التي لا أستطيع تغييرها |
| kabullenme gücü değiştiremeyeceğiniz bir şeydir sihirli büyü tozu, tek boynuzlu atlar ve saire. | Open Subtitles | القوة لقبول ما لا يمكنك تغييره، الغبار الخرافي السحري، العهر، إلى آخره. |
| Bunu kabullenme zamanı geldi, Marianne, değil mi? Üzgünüm. Dr. Crane. | Open Subtitles | اليس هذا الوقت لتقبل هذه الحقيقة؟ |
| Direkt olarak inkârdan kabullenme kısmına geçelim. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت لمراحل الحزن الخمس لننتقل من الإنكار إلى التقبل مباشرة مراحل الحزن الخمس : |
| İnkâr, öfke, pazarlık depresyon ve kabullenme. | Open Subtitles | إنكار، والغضب, المساومة الاكتئاب، والقبول |
| Tüm bu çelişki kavramı, ama çelişkiyi kabullenme hikaye anlatmaktır, çözümü değildir. | TED | إن فكرة التناقص برمتها، وإنما قبول التناقض، هو رواية لقصة، وليس حلها. |