| Örgütünüz muhbir kaynıyor... öyle ki hiçbir kararınız uzun süre sır olarak kalmıyor. | Open Subtitles | منظمتك مألوفة جدا للمخبرين ذلك بانة لا شيء تقررة سيبقي سرا لفترة طويلة. |
| Senin yaptığın gibi sır tutacak pek fazla eş yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الزوجات يحتفظون بسر مثل ما فعلتِ |
| Göreceksin. Görmek üzere olduğun şey muhtemelen dünyadaki en sıkı korunan sır. | Open Subtitles | سترين,ما أنت على وشك رؤيته ربما يكون أفضل سرّ محفوظ في العالم |
| Varlığının ve yerinin sır tutulmasının çok iyi sebepleri olduğuna eminim. | Open Subtitles | متأكّد من أنّ هنالك أسباباً وجيهة جدّاً لكون وجوده وموقعه سرّاً |
| Aranızdan su sızmıyor, seni sır küpü küçük şeytan. | Open Subtitles | كما أنه لطيف جدا معك و يبدو بأن بينكما أسراراً |
| - Bu ülkenin resmi sır kanunu yoktur. - Biliyorum. | Open Subtitles | هذة البلد ليس لديها قانون اسرار رسمى انا أعرف ذلك |
| Toprak ana böyle bir set çektiğine göre, yukarıda... çok özel bir sır saklıyor olmalı. | Open Subtitles | امنا الارض يجب ان يكون هناك بعض الاسرار ضع سلم هنا |
| Aslında Todd'un Jill'i dövdüğü, ...pekte büyük bir sır değil. | Open Subtitles | حسنا.. فعليا لم يكن هذا سرا تود كان يضرب جيل |
| - sır olarak kalması gerekiyordu. - Bunu geride bırakabiliriz. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون الامر سرا نستطيع تجاوز هذا |
| Sana bir sır vermemi istersen Onlar beni takip etti | Open Subtitles | دعني اقول لك سرا يا صديقي. هم ليسوا اتباع لي |
| Sana bir sır vereceğim. Burası bir avukat bürosuna benzemiyor. | Open Subtitles | سأخبرك بسر عظيم هذا المكان لا يمت بصلة لمكاتب المحاماة |
| Senin yaptığın gibi sır tutacak pek fazla eş yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الزوجات يحتفظون بسر مثل ما فعلتِ |
| Sen zeki birine benziyorsun. Sana küçük bir sır vereceğim. | Open Subtitles | الآن، أنتَ تبدو لي حصيفًا، لذا سأطعلكَ على سرّ صغير. |
| Çok konuşkan bir arkadaşıma sohbeti sürdüreceği konusunda güvenebilirken belki sır tutması konusunda güvenemem. | TED | ربّما أثق في أكثر أصدقائي ثرثرة كي يحافض على سير محادثة ما، لكن لا أثق به في حفظ سرّ. |
| Ne bileyim, bir hikâye ya da bir sır gibi. | Open Subtitles | مثل، لا أعرف، أن نُعلنُ سرّاً أو قصّة عن أنفسنا. |
| Bunu anlattım çünkü aramızda sır olsun istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أخبرك بذلك لأني لا أريد أن أخفي عليك أسراراً |
| Küçük bir kasabada sır yoktur Bay Dagget, karanlık olsun ya da olmasın. | Open Subtitles | لا توجد اسرار في بلده صغيره يا سيد داغيت مظلمه او غيرها |
| Geçmişinde karanlık, romantik bir sır saklıyor olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنك قد تختفي بعض الاسرار الرومانسي المظلمة في ماضيك |
| Size bu sır 100 sterline patlayacak, aksi takdirde babama söylerim. | Open Subtitles | سيُكلّفك ذلك مائة جنيهاً حتى ! لا اُفشي السرّ إلى أبّي |
| Bu bir sır değil. Oyuncular ve ekibin haberi vardı. | Open Subtitles | ليس هذا بالسر الكبير ,معظم الممثلين و المصورين علموا بذلك |
| Güçlerimizin sır olması gerek, bir işe girebilmek için kullanamazsın. | Open Subtitles | قوانا من المفترض أن تكون سرية وليست مهارة عمل صالحة للعرض |
| Buralarda sır saklamak zordur, bunu siz de göreceksiniz, bayan. | Open Subtitles | ستجدين من الصعوبه الإحتفاظ بالأسرار في المناطق النائيه يا آنسه |
| Yani, aldatmak hiç bu kadar kolay olmamıştı ve bir sır saklamak hiç bu kadar zor olmamıştı. | TED | لذلك فإنه لم يكن من السهل الخيانة، ولا شيء أصعب من الحفاظ على السرية. |
| Babamın ölümünü bir sır olarak saklayabileceğimizi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد اننا يُمْكِنُ أَنْ نَبقي موت أبي سِرّ |
| Yani, dekanın oğluyla çıkıyorum. Bu... Bu bir sır olarak kalamazdı. | Open Subtitles | أنا أواعد ابن عميدة الكلية لم يكن ليبقى هذا سرًا للأبد |
| Ama sır saklamayı sevmediğim için kendi zulamı seninle paylaşayım dedim. | Open Subtitles | ولأنني لا أحب الأسرار اعتقد أنني أود أن أشارككي سري المخفي |