| Pekala, görünüşe göre uyku kaybı, açlık hormonu olan grelin hormonuna yol açıyor. | TED | حسنا، يبدو أن قلة النوم تؤدي إلى إطلاق هرمون غريلين، وهو هرمون الجوع. |
| uyku, vücudunuzdaki enerjinin enfeksiyonla savaş için kullanılmasına öncülük eder. | TED | ويتيح النوم لجسمك المزيد من الطاقة من أجل مقاومة العدوى. |
| Ne hayallerimizi onlarla bir uyku büyü ve anlaşma döküm olur? | Open Subtitles | ماذا لو قلنا تعويذة للنوم و نتعامل معهم في أحلامنا ؟ |
| Biraz önce altı buçuk günlük doz uyku hapı aldım. | TED | أنا بلعتها توا تعادل ستة أيام ونصف من الحبوب المنومة. |
| Artık uyku zamanı. Sarhoş çocuklar hep çirkin yalanlar söylerler. | Open Subtitles | حان موعد نومك الآن ، الأطفال الثمالى يتفوهون بأبشع الأكاذيب |
| Gece uyumuş bir birey ile uyanık kalıp fazla hareket etmemiş bir bireyi karşılaştırdığımızda uyku sırasındaki enerji tasarrufu bir gecede 110 kalori. | TED | إن قارنت فردا نام ليلا، أو بقي مستيقظا ولم يتحرك بشكل كبير، فإن توفير الطاقة بالنوم هو حوالي 110 سعرة حرارية في الليلة. |
| uyku tulumum ve barbie bebeğimle hazır bir şekilde bir kulübeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لكوخ الدجاج بـحقيبة نومي و دمية باربي المالوبية ، مستعدة للذهاب, |
| Gidip onu görmeliyim. Yoksa bu gece bana uyku haram. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لأرى وإلا فإنها لن تدعني أنام الليلة |
| Benim yerime esimle tartisip, aksamlari ogluma uyku oncesi masallari anlattilar. | TED | تجادلوا مع زوجتي من اجلي وقرؤوا لابني قصص ما قبل النوم. |
| Kötü uyku bize riskli, aceleci kararlar aldırır ve empati yeteneğimizi köreltir. | TED | تجعلنا قلة النوم نتخذ قرارات خطيرة وطائشة وهي استنزاف لقدرتنا على التعاطف. |
| Bugünkü zorlukların ardından doğrudan odanıza gidip, derin bir uyku çekmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | نتيجةً لما مررتم به، إنّكم تودّون أن تقصدوا غرفكم وتخلدوا إلى النوم. |
| Dikişleri, bir tür giysi olduğunu gösteriyor ceket veya uyku tulumu gibi. | Open Subtitles | التَخييط يَوحي بإنها ربَّما نوع من ثياب مثل سترة أو كيس للنوم |
| Kocaman bir öğünden sonra uyku saatler sürebilir, ama orman asla dinlenmez. | Open Subtitles | قد تأخذ ساعاتٍ للنوم بعد وجبة كبيرة ولكن الأدغال لا ترتاح أبداً |
| Tamam. Bir kaç tane uyku tulumu ve battaniye bulun kızlar. | Open Subtitles | الأن يا فتيات أذهبوا و اعثروا علي بطانيات و أكياس للنوم |
| Ne pislik buldular ki bir şişe uyku ilacı yuttu. | Open Subtitles | فقد حمل عبئاً ثقيلاً لقد ابتلعت حفنة من الحبوب المنومة |
| O buraya gelmeden önce annen yüksek dozda uyku hapı içmiş. | Open Subtitles | قبل قدومها الى هنا تناولت والدتك جرعة قاتلة من الحبوب المنومة |
| Jetlag gibi aşırı bir uykusuzluk da sizi biyolojik saatinizden çıkartabilir, uyku düzeninizi yıkabilir. | TED | والحرمان الشديد من النوم مثل تعب ما بعد السفر والذي قد يعطل ساعتك البيولوجية، ويبطش بنظام نومك بطشًا. |
| Ve adenozin miktarı arttıkça, uyuma isteğimiz de artar, bu uyku bastırması olarak da bilinir. | TED | مع تراكم الأدينوزين تزداد الرغبة بالنوم والذي يعرف أيضا بتثاقل الجفنين. |
| Anlık duygusal değişimleri gece rahat bir uyku çekmemi engelliyor. | Open Subtitles | حالتها العاطفة دائمة التغير تؤثر مباشرة على نومي أثناء الليل |
| Yoksa ne kadar çok yürümüş olsam da gözüme uyku girmiyor. | Open Subtitles | خلاف ذلك ، أنا لا أنام بغض النظر عن طول المشى |
| Yani, yaşamını sonlandırmak üzere olan bir adam, niçin bir kitap okuyor olsun ve uyku ilacı alsın? | Open Subtitles | أعني لو مرء على وشك قتل نفسه لماذا كان يقرأ كتاب ويأخذ أقراص نومه ؟ |
| Ama ben yatmıştım. Üstelik uyku hapı da aldım. Korkarım cevabım hayır. | Open Subtitles | أنا في السرير، وقد أخذت حبة منومة لذا أخشى أني لن أقبل |
| Martouf uyku durumuna getirildiğinde ortakyaşam hala yaşıyorduysa, onun yaralarını iyileştiremez miydi? | Open Subtitles | إذا السمبيوت كان حيا عندما خرج مارتوف من السبات ألم تكن هناك فرصة لعلاج جروحه؟ |
| uyku gazı dağıtıcıları, telepati önleyiciler... ve biraz da otomatik taret. | Open Subtitles | قنابل غاز منوم و مانعوا التخاطر و بعض ابراج البنادق الاتوماتيكيه |
| Şimdi güzel bir uyku için... bu kötü köpeği uyutma zamanıdır. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نعيد هذا الكلب كي ينام كي يسود الخير |
| - Uyuman için bir şey verebilirim. - Hayır. uyku olmaz. | Open Subtitles | استطيع أن أعطيك شيء ما ليجعلك تنام لا ، لا نوم |
| Ve biraz acele etmeliyim çünkü oğlanın uyku vakti çoktan geçti. | Open Subtitles | سوف اجادلك لوقت طويل لانه وقت قيلولة ابني الان |
| Yemek,uyku.... taki 9 yaşımıza girene kadar .boşalmak için aynı şeyi kullandık. | Open Subtitles | نأكل سويّة, ننام سويّة. كنّا ندخل الحمام سويّة حتى بلغنا سن التاسعة. |