Bunu ortalamada hesaba katacaklar ve faturasını Ulusal yarışma'ya ödetecekler. | Open Subtitles | و سيعتبرونها سوقية و مبتذلة و سوف تكلفكم المسابقة الوطنية. |
Aramızdaki çok cazipti ama Ulusal yarışma fiyaskosundan sonra, Glee kulübü cazip değil artık ve kayıtsız havam kaldıramayacak bunu, tamam mı? | Open Subtitles | ما كان بيننا كان رائعا ولكن بعد تلك الهزيمة في المسابقة الوطنية نادي قلي لم يعد رائعا وشعبيتي لا يمكنها تحمل ذلك |
Onuncu soru siz ve takım arkadaşlarınız arasında bir yarışma olacak. | Open Subtitles | المسألة العاشرة هي منافسة بين أفراد الفريق الثلاثة الذي أنتم فيه |
Her kategoriyi, yarışma günlerinden iki gün önce hepinizin önünde açıklayacağım. | Open Subtitles | سوف أعلن الفئة، يومان قبل كل يوم منافسة أمام كل منكم |
Dışarıda bir sürü oyun uygulaması var, bir sürü yarışma. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الثغرات في الألعاب , الكثير من المنافسة |
Size içecek birşeyler getireyim, daha sonra yarışma hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | سأحضر لكم شيئًا لتشرباه، و ثم يمكنكم إخباري بشأن المسابقة. |
yarışma diyordu ki, bize tuttuğunuz sayıyı gönderin, ve ortalamanın üçte ikisine yakın bir sayı tutana büyük ödül verilecektir. | TED | المسابقة تقول، أرسلوا أرقامكم و أيّ شخص يكون رقمه قريبا من ثلثي الأرقام سوف يربح جائزة هامّة. |
Bu yarışma sadece istediğin bir şeyi oluşturmak için değil, aynı zamanda istediğin şey olmak için de bir şanstı. | TED | هذه المسابقة ليست مجرد فرصة لبناء أي شيء تريده ولكن أيضاً أي شيء تريده. |
Dünyada 1,000 tane Wonka çikolatası olduğunu farzedelim ve yarışma boyunca herbiriniz onlardan belirli sayıda açtınız. | Open Subtitles | لنفرض أنه كان هناك ألف قطعة وونكا في العالم وأنك أثناء المسابقة فتحت عددا معينا منهم |
Demek ki yarışma devam ediyor. | Open Subtitles | أو، حقا كان الرجل محتالا هذا يعني أن المسابقة مستمرة للآن |
Ve göğüs kanseri kampanyası -- tekrarlıyorum, bu bir yarışma değil. | TED | وحملة سرطان الثدي مرة ثانية، هذه ليست منافسة |
Çocuklar, yarışma için ellerinden geleni yapıyorlar ama uzunlarla baş edemiyorlar. | Open Subtitles | فريق الأطفالِ يَجْعلُ مخلص الجُهد لإعْطائهم منافسة. لَكنَّهم غير قادرين على الإدارة اللاعبون الطوال. |
Ve için rahat olsun, tamamen adil bir yarışma oluyor. | Open Subtitles | وستشعرين بارتياح، لأنّك ستضمنين منافسة عادلة |
Yarın akşama bir yarışma düzenleyeceğim kazanan hepsini alır türünden. | Open Subtitles | حسنا, أنا أستضيف منافسة صغيرة ليلة غد, الفائز يحصل على كل شئ. |
Ama bot içindeki bu rekabet sürerken, botlar arası bir yarışma da devam ediyor. | TED | ولكن أثناء حصول تلك المنافسة في ذلك القارب ، فإن هناك منافسةٌ تدور بين القوارب. |
Yurt dışında üniversite için yarışma şansı veriyor. | TED | يصبحون قادرين على الحصول على فرصة المنافسة للدراسة في الجامعات بالخارج. |
yarışma henüz sona ermedi. Ve bu yarışma devam edecek. | Open Subtitles | هذه المنافسة لم تنتهي و هذه المنافسة ستتواصل |
İlginç bir yarışma düzenleyebilirsin. | TED | إذاً يمكنك فعل نوع ما من المسابقات الشيقة. |
Bu, 9,000 kişinin cevaplarından oluşan güzel bir veri. Bu insalar, bunu bir yarışma şeklinde düzenleyen üç gazete ve dergiye yazarak cevap verdiler. | TED | ههذ بيانات رائعة عن 9 آلاف شخص من الذين كتبوا ل3 جرائد و مجلّات كانت بها مسابقات. |
Ama bunu sonra öğrenirsin. Ama şimdi, yarışma şu: | Open Subtitles | و ستتعلمين تلك الطريقة فيما بعد لكن الآن, التحدي كما يلي: |
yarışma, kızım. Onun ne alacağını biliyor musun? | Open Subtitles | فى المسابقه يا فتاه هل تعرفين على ماذا ستحصل ؟ |
Bu bir yarışma değil. Hazır olduğunda hazırsın demektir. | Open Subtitles | أنها ليست منافسه , ستكونِ علي أستعداد عندما تكونِ مستعده |
Ama burada yarışma kazanmaya çalışmıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | لكنني لا أفعل ذلك كي أربح نقاط بمسابقة , أتفهمان ؟ |
Tüm tasarım öğrencileri arasında yapıImış bir yarışma ve bende tasarlamak için seçilmişlerden biriyim. | Open Subtitles | وتجري بعض المنافسات بين مصممي المسارح لإنشاء الاستديو وأنا من اختير لهذا التصميم |
4 yıl önce "Doktoranı Dans Et" adında bir yarışma başlattım. | TED | انا بدأت مسابقه قبل اربع سنوات تسمى ارقص رساله دكتوراتك. |
Kim daha yavaş ölecek diye bir yarışma yapmıyoruz burada. | Open Subtitles | إنها ليست بمنافسة لمعرفة من يستطيع الموت أبطأ من الآخر |
O koç, sporcunun yarışma arzusunu kabul etmiş. | Open Subtitles | تقبّل المدرب حقيقة أن الرياضيين يعشقون التنافس. |
Tüm enerjimi bu yarışma muhabbetine verdim. Ve beni birkaç gün iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لقد وضعت كل طاقتي في هذه المنافسه وهذا جعلني أشعر بشكل جيد لبضعة أيام. |
Şimdi tek yapman gereken, yarışma için yeterli sayıda üye bulmak. | Open Subtitles | الآن كل ما عليك أن تجد ما يكفي من أعضاء للمنافسة |