Muhtemelen geçen gün yaptığın şey için, sana borçlu olduğumu düşünüyorsun, ha? | Open Subtitles | على الأرجح تظن أنني أدين لك بشيء بسبب ما فعلته ذاك اليوم |
Kendimi bildim bileli sürülerimiz ateşle barut gibi. Ona bir şey borçlu değilim. | Open Subtitles | قطيعه في حرب مع قطيعي منذ الأزل، كما أنّي لا أدين له بشيء. |
Bana ayarladığın onca para, kendimi sana borçlu gibi hissediyorum, dostum. | Open Subtitles | كل ذلك المال الذي أعطيته لي أشعر أنني أدين لك بمعروف |
Ama bu, ona borcum var diye beni sıkıştırmasına engel olmuyor. | Open Subtitles | لكن هذا لم يردعه عن إزعاجي لأنني أدين له ببعض المال |
Aman Allahım, o zaman A.P.Y.'ye 8 bin dolar borcum var, öyle mi? | Open Subtitles | يا إلهي، لذلك أنا حقا أدين للتحصيل ب 8 الاف دولار اليس كذلك؟ |
Beni hayatı pahasına korudu. Anlayacağın, ona bayağı bir borçlandım. | Open Subtitles | وقد أنقذني منه، كما لديكِ فكرة، أنا أدين له بالكثير |
Sana neden bir şey borçlu olduğumu düşünüyorsun öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف لما تخالين أنّي أدين لك بأيّ شيء |
Değişmeye hiç ihtiyacım olmadı ve kimseye özür falan borçlu değilim. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى أن أتغير، و لا أدين بإعتذار لأي أحد |
Ve bütün bunları sana borçlu olduğumu itiraf etmekten minnettarlık duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا ممتن بكل تلك المعرفة، و أدين بكل هذا الفضل لك |
Ve laboratuvarımdaki çalışmamla ilgili konuşacak olsam da, bu çalışma alanımda teşekkür borçlu olduğum kişilerden ilham alıyor. | TED | رغم أني سأتكلم حول العمل في مختبري، إلا أن هذا العمل مستلهم من مجال أدين له بالكثير. |
Onlara da geçmiş yaşamlarındaki pek çok kötü şeyden dolayı bu yaşamlarında üç kızla kutsanan ebeveynlerime borçlu olduğum kadar borçluyum. | TED | و أنا ادين لهن كما أدين لوالديَ, الذين لإثم ما إرتكبوه في حياتهم السابقة انعموا بثلاثة فتيات في هذه الحياة, |
Ben cahil, sabit fikirli ve her şeyini sana borçlu olan bir kızım. | Open Subtitles | أنا فتاة جاهلة وعنيدة، وكل ما أنا عليه أدين به لك؟ |
Doktor, sizi tekrar görmezsem diye, o kız için size ne kadar borcum var? | Open Subtitles | في حالة لم أرك ثانية، بكم أدين لك لإعتنائك بتلك الفتاة؟ |
Herbirinize bir milyon borcum var altın külçeleri halinde. | Open Subtitles | أدين لكل واحد منكم بمليون دولار سبائك ذهبية |
Seni de affediyorum. Aslında bu masada oturan herkese ufak bile olsa bir borcum var, fakat hepinizi affediyorum. | Open Subtitles | أدين كل من يجلس حول هذه الطاولة بشيء ما لكني أسامحكم جميعاً |
Sanırım iyi talihe karşı borçlandım ve geri ödemeliyim. | Open Subtitles | إنني أدين بشيء لتلك الثروة، وأريد أن أردّ ذلك المعروف |
Kahrolası bir kuruş daha borçlandım sana. İşte bir tane daha. | Open Subtitles | أنا مدينة لك ببنس آخر، أدين لك بواحد آخر |
Ona borçluydum... ona geri verdiğim herşeyin çok daha fazlasını. | Open Subtitles | أدين لها أكثر بكثير مِنْ ما يمكننى إرجاعه لها أبداً |
Suçsuz yere mahkum edilen biri için aslında fazlasıyla iyi niyetli biriyim. | Open Subtitles | الحقيقة من أجل الرجل الذي أدين خطأً أنا حقيقةً مدنيٌ مطيعٌ جداً |
Sana olan borcumu ödeyeceğim, ama beni AV Sigorta poliçeleriyle... korkutmaya çalışma çünkü unutma... benim de Ryder'la poliçem var. | Open Subtitles | سأدفع لك ما أدين به, ولكن لا تحاول تهديدي ببوليصة تأمين الإيفيرز خاصتك لأنه لدي بوليصة تأمين مع رايدر أيضا |
Gezintiye çıkmak için enteresan bir üçlü olmuşsunuz. Ziyaretinizi neye borçluyum? | Open Subtitles | ثلاثي غريب في هذه الرحلة إلى ماذا أدين بشرف هذه الزيارة؟ |
Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum. | Open Subtitles | على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس |
Önceden saldırıdan hüküm giydiğini tahmin edemezdik, aradığımız kişi olabilir. | Open Subtitles | لما تخيلت ان لديه سابقة أدين بالاعتداء قد يكون ضالتنا |
Bu şerefi neye borçluyuz, dedektif? | Open Subtitles | بماذا أدين لهـذا التحقيق الآن ، أيتهـا المحققة ؟ |
Adama fahiş bir faiz ödüyorum ve eğer zamanında ödemezsem borç senedini anneme gösterecek. | Open Subtitles | وإن لم أدفع بالوقت المطلوب سيذهب لأمي ويريها ما أدين |
Tamamı beyazlardan oluşan bir jüri kararı ile tecavüz, adam kaçırma ve araba çalma eylemlerinden ötürü suçlu bulundu. | TED | أدين من قبل هيئة محلفين بالاغتصاب والخطف وسرقة السيارات. |
O pederin bana çok borcu var. Artık ödetme zamanı geldi. | Open Subtitles | ذلك القسيس أدين له بالكثير و أظن أن الوقت قد حان للدفع |
Ödemem gereken kapanmamış borçlarım var ve kredi kartlarından bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أترى، أدين بأموال مستحقة الدفع ولا أعني بذلك أنّ مديوناتي لبطاقة إئتمانية أو ماشابه |