Onların ruhuna açılan pencerem olmanı istiyorum, tabii ruhları varsa! | Open Subtitles | أريدك أن تكون نافذتي داخل أرواحهم, إذا كانت لهم أرواح. |
Ölürsek de atalarımızın ruhları eve dönmeyi denediğimizi ailelerimize söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | وإذامتنا.. ستخبر أرواح أجدادنا عائلاتنا أننا حاولنا العودة للمنزل لهم |
Burada iğrenç ruhlar varsa bile, öfkeli oldukları kişiler biz değiliz. | Open Subtitles | اذا تتواجد أي أرواح خبيثة هنا بالأسفل فانها ليست غاضبة منَّا |
Ama ormanda çok ruh var. Tam olarak hangi ruhlarla beraberler? | Open Subtitles | لكن هناك العديد في الغابة بشكل محدد مع اي أرواح هم؟ |
Bazı kültürlerde atalarının ruhlarını taşıdığına inanılıyordu onların topluluğu için gardiyan gibi davrandıklarına. | Open Subtitles | في بعض الثقافات, يعتقد أنهم يحملون أرواح أسلافهم, يتصرفون كالحرس بالنسبة الى مجتمعهم. |
Böyle olmak zorunda aksi taktirde insanların hayatı tehlikeye girer, benimki de dahil. | Open Subtitles | يجب أن يبقى الأمر هكذا وإلاّ تعرضت أرواح الناس للخطر بما فيهم أنا |
Şu ana dek tek yaptığın bu adamların hayatını kurtarmak. | Open Subtitles | جل ما فعلتيه حتى الآن هو إنقاذ أرواح هؤلاء الرجال. |
Ve bu parlaklığın içinde, bu çocukların,bu adamların ruhu dolaşıyor olacak. | Open Subtitles | وفي هذا الوهج سوف تكون أرواح هؤلاء الأولاد ، هؤلاء الرجال |
Vampir ruhları her tarafa doğru dağıldı ve kendilerine bir yer buldu. | Open Subtitles | حيث تناثرت أرواح مصاصي الدماء في كلّ الاتجاهات وتهبط إلى كلّ اتّجاه. |
Ama bugün kaybettiklerimizin ruhları başka bir yerdeler ve bizi izliyorlar. | Open Subtitles | ولكن اليوم أرواح الناس الذين فقدنا هي في مكان آخر، تراقبنا |
Bana göre, savaş ve hastalıktan etkilenen ruhları iyileştirmeye başlamanın yolu bedenleri için rahat ve ekonomik arayüzler oluşturmaktır. | TED | بالنسبة لي نقطة البدء بعلاج أرواح أولائك المصابين بالحرب والمرض هي بإنتاج واجهات مريحة و بأسعار معقولة لأجسادهم |
Buzul ruhlar Festivali'nin kış gündönümünde bitmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | ثمة مغزى لانتهاء مهرجان أرواح النهر الجليدي في الانقلاب الشتوي |
Tatlı ve soylu düşüncelerle kendine yer arayan ruhlar, hâlâ etrafta dolaşıyor. | Open Subtitles | ,ما زالت هناك أرواح تطوف تبحث عن مكان, عن فكرة عذبة ونبيلة |
Hayvanlaşmış ruhlar günahkarların cehennemine giderler. | Open Subtitles | أرواح بالوجوهِ الإنسانيةِ لها أربعة سيقانَ. وتسقط إلى جحيمِ المذنبين. |
Önce annelerde bir ruh olmalı. | Open Subtitles | يتوجب على أمهاتهم أن يكون لهن أرواح أولاً |
Diyor ki, Tanrı bize, ruh verdiğinde... cennetteki bazı melekler bunu kıskanmışlar... ve bu savaşı başlatmışlar. | Open Subtitles | مكتوب انه عندما اعطانا الرب أرواح بعض الملائكه غاروا و بدؤوا هذه الحرب |
Ölülerin ruhlarını rehber edinen her kadın ve erkek infaz edileceklerdir... | Open Subtitles | أي رجل أو امرأة من يستشير أرواح الموتى سيكون عرضة للموت |
Kamerayı kaybedenler fotoğrafa dönüş yapmadılar, ama bu sır birçok hayatı etkiledi, öncellikle Matty adındaki Kanadalı öğrenciyi. | TED | هذه الصورة لم يتم إرجاعها أبدا لمن فقدها، لكن هذا السر قد أثر على أرواح كثيرة، بدء بطالب من كندا يدعى ماتي. |
Seni yakalayabilmek için koca bir ordunun 20 askeri hayatını kaybetti. | Open Subtitles | تطلب أمساكك كتيبة جيش كاملة.. مؤدياً ذلك بزهق أرواح 20 جندياً. |
''Bu zamanlar, insanın ruhunu test eden zamanlar.'' demişti Thomas Paine. | TED | "هذه هي الحقبة، كما قال طوماس بين، التي تمتحن أرواح الناس." |
Dokuz canlı, özel bir kedi Bu küçük kızın canına can verdi. | Open Subtitles | قطة مميزة ناقص 9 أرواح يساوي فتاة واحدة حزينة |
Yüksek hızlı çarpma, dağılmış metal, kırılmış camlar 4 canı da tam olarak aynı zamanda almış. | Open Subtitles | تأثير السرعة العالية و المعدن الملتوي والزجاج المكسور أربع أرواح أخذت في نفس اللحظة |
Arkadaşlarınızın hayatları sizin için anlamsız mı? | Open Subtitles | هل أرواح أصدقائك لامعنى لها بالنسبه إليك |
Onlar atalarının ruhlarıyla sizin kapınızı koruyorlardı. | Open Subtitles | لقد تم توجيههم إلى بابك عن طريق أرواح أسلافهم |
hayatlar tehlikede, Prue. Masum adamlar ölecekler. | Open Subtitles | هناك أرواح مهددة بالخطر، برو فسيموت أحد الرجال الأبرياء اليوم |