| Çünkü daha sonra gelip de adaletsiz davrandığım için şikâyet etmenizi istemiyorum, Paul? | Open Subtitles | الأن لا أريدكم جميعاً تأتون إلى هُنا لاحقاً وتشكون بإنني لم أكن عادلاً. |
| Bana teşekkür etmenizi istemiyorum. Sadece eve, ailenizin yanına gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا أريدكم أن تشكروني، أريدكم أن تذهبوا لمنازلكم وتستمتعوا مع عائلتكم |
| Bölgesel olarak başladık ama sonrasında şunu bilmenizi isterim ki hayatımda başıma gelen en mükemmel şey profesyonel futbolda yaşadığım tecrübelerdi. | Open Subtitles | محلياً، لكن من خلال المضي في ذلك، أريدكم أن تفهموا شيء مهم ،الذي حصل ليّ في تجربتي في كرة القدم للمحترفين، |
| Ama her şeyden önce, bana bir iyilik yapmanızı istiyorum. | TED | لكن بدايةً وقبل كل شيء، أريدكم أن تُسدوا لي معروفاً. |
| sizden istediğim tek şey Tasha'ya yardım edebilmenin bir yolunu bulmanız. | Open Subtitles | كل ما أريدكم أن تفعلوه هو أن تجدوا حلاً لمساعدة تاشا |
| Hadi ama! Yaptığınız, saçmalığın daniskası! Çok sağ olun ama bana birini bulmanıza ihtiyacım yok. | Open Subtitles | بحقكم، هذا سخيف، شكراً جزيلًا لكم ولكنني لا أريدكم أن تجدوا لي رفيقاً |
| Bir karara vardım ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. | Open Subtitles | لقد وصلت إلى قرار و أريدكم أن تشاركوني فيه |
| O yüzden, asla yalnız hissetmiyorum ve buradan ayrılmak istemiyorum. | Open Subtitles | وكذلك لا أشعر بالوحدة الآن. لا أريدكم جميعاً أن ترحلوا. |
| Bütün sabah yayın yapıyorum, o yüzden sizi evde istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بجولة كل صباح, لذا لا أريدكم في المنزل. |
| İmhadan bahsettiğimi düşünmenizi istemiyorum. | TED | لا أريدكم أن تظنوا أن هذا عن استئصال الهوية. |
| Küçük bir kaba koyup, dışarı götürüp, bırakmanızı istemiyorum, çünkü hemen içeri geri girmenin yolunu bulacaklardır, tamam mı? | Open Subtitles | لا أريدكم أن تضعوه في كوب، وتخرجوه، لأنه سيجد طريقه للعودة،حسناً؟ إنّهم متسللون |
| Öğrencilerden üçünü Size tanıtmak isterim. | TED | فأنا أريدكم أن تقابلوا ثلاثة من طلابنا. |
| Bu durumda, ana kirişin uzaydaki geniş telsiz dağıtıcılarının artıklarından beslendiğini bilmenizi isterim. | TED | وفي هذه الحالة أريدكم فقط أن تعلموا أن هذه الحزمة المركزية ستترك إرثا خلفها من موجات الراديو المنتشرة في الفضاء |
| Ama bilmenizi isterim ki pek çok kişi ulusalcı denildiği zaman bu tarz bir şey düşünüyor. | TED | ولكن أريدكم أن تتذكروا أنه وبالنسبة لغالبية الأشخاص، فالقومية هي بالأحرى شيء كهذا. |
| Bir saniye için, çocukların hapse değil de üniversiteye gittiği bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in hayatının nasıl olacağını hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تتخيلوا لثانية ما ستكون عليه حياة تشك وتيم لو كانا يعيشان في حي يذهب فيه الأولاد إلى الكلية، ليس إلى السجن. |
| Benim yapmak istediğim ise bu filtrelerle savaşmada sizi cesaretlendirmek. | TED | والذي أريدكم أن تفعلوه بدل مصارعة اختيارتكم |
| Elbette, işiniz bittiğinde sepetlere ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | بالتأكيد أريدكم أن تعيدوا السلتين عندما تنتهوا منهما |
| Ne kadar başarılı olduğumu görmenizi istedim. | Open Subtitles | أريدكم أن تُشاهدوا ما هو الولد الطيب الذى كنته |
| Pekala, eğer katılmak istiyorsanız, ayağa kalkmanız gerekiyor, oldu mu? | TED | حسنا، و إذا أردتم اللعب الآن، أريدكم أن تقفوا، حسنا؟ |
| Şimdi, siz ufaklıkların başkalarıyla oyun oynamadığını biliyorum ama sizden tam olarak yedi dakika daha beraber takılmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أعرف الآن بأنكم أيها الأطفال لا تلعبون جيداً مع الآخرين ولكني أريدكم أن تتماسكوا لمدة سبع دقائق إضافية بالتحديد |
| Eğer benim hikayemi ve bu hisleri yaşadıysanız, Size, bir zamanlar keşke kendime sorsaydım dediğim bir soruyu sormak istiyorum. | TED | إن كنتم مررتم بقصة مشابهة وشعرتم بنفس الأحاسيس أريدكم أن تسألوا أنفسكم سؤالا والذي تمنيت لو سألته لنفسي من قبل. |
| Düzgün ve sakin bir şekilde cennetlerinize dönmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أريدكم أن تعودوا إلى النعيم الخاص بكم بهدوء و ترتيب |
| Yardıma muhtaç birisi olduğum için burada olduğumu düşünmenizi istemem. | TED | لا أريدكم أن تعتقدوا أن وجودي هنا لأنني أمثل قضية إنسانية. |
| şunu iyi bilin eğer Mirageman ortalarda yoksa... ..ben varım, ayağınızı denk alın. | Open Subtitles | أريدكم أن تعرفوا أنه ان كان الرجل السراب غائبا فأنا هنا كونوا حذرين |
| Bir de şu adamın sattığı bir arabaya bakmanız lazım. | Open Subtitles | وأيضاً أريدكم أن تستعلموا عن سيارة لي هناك هذا الرجل باعها |
| Bu yüzden, ne olursa olsun iyi bakılacağınızı, bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريدكم أن تعرفوا مهما يحدث، فسوف يتم الإعتناء بكم. |
| düşünmenizi istediğim asıl konu bu. Filtrelerimizle savaşmamız gerekiyor. | TED | إذن الشيء الذي أريدكم ان تفكروا فيه هو هو أننا يجب أن نصارع اختيارتنا |