Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |
Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |
Mektubunu okudum. Seni seven bir ailen olduğunu biliyorum. Onlara dönmelisin. | Open Subtitles | قرأتُ رسالتكِ، أعلم أنّ لكِ عائلة تحبّكِ، يحسن بكِ الرجوع إليها |
Çok aptalca ve münasebetsizce olduğunun farkındayım. Sana sormam gerekirdi. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك كان حمقًا وتطفّلًا، وتعيّن أن أسألك فحسب. |
Öz çocuklarımın bir dokunuşunda beni tekrar yok edecek güç olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنّ بلمسة واحدة من أحد أبنتي ، قدّ تـُدمر حياتى مرّة أخرى. |
Kulağa garip geldiğini biliyorum ama ne dediğimi anladın. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا يبدو غريباً ولكنّك تعرف ما أعنيه |
Biliyorum ki onun aklındaki son şey seni incitmek istemesi. | Open Subtitles | أعلم أنّ فكرة إيذاءك كان آخر شيءٍ يجول في خاطرها. |
Şerif ofisinin bütçesinde bu iş için ödenek olduğunu bilmiyordum. Yok. | Open Subtitles | لم أعلم أنّ المديريّة، يُمكن أن تتحمل تكاليف عدة مثل هذه |
Bak, bunun çok kötü olduğunu biliyorum, ama eğer arkadaşlarının yalnız gitmene izin vereceğini... sanıyorsan, o zaman delisin demektir. | Open Subtitles | أعلم أنّ الأمور تسير على نحو مُريع و لكن إذا ظننتِ أنّ أصدقائكِ سيدعونكِ تتكبدى العناء وحدكِ فهذه حماقة منكِ |
Son tarihlerin tahmini olduğunu biliyorum ama yani, bugün olabilir, değil mi? | Open Subtitles | أعلم أنّ تاريخ الاستحقاق مُجرّد تقدير، أقصد، يُمكن أن يكون اليوم، صحيح؟ |
İnan bana, yaptığın şeyin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Gerçekten biliyorum. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنّ ما تقوم بهِ مُهم، ثق بي، أعلم ذلك. |
Hepimiz ailesiz büyümüş çocuklarız. İnan bana, bunun doğru olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | جميعنا أطفالٌ في غياب ذوينا، صدّقني، أعلم أنّ هذا سيكون صحيحًا. |
Yüz yapma makinesi olduğunu biliyorum hem. Benden saklayıp duruyorsunuz hep. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنّ آلة تبديل الأوجه .موجودة، ولكنكِ تخفيها سِرًا مني |
Bir nörobilimci olarak beynimizin başımızın içindeki şey olduğunu ve insanlar için bilinen en karmaşık yapı olduğunu biliyorum. | TED | الآن، كعالمة أعصاب، أعلم أنّ أدمغتنا، والتي تمثّل الشيء المتواجد ضمن رؤوسنا حاليّاً، هي أكثر البُنى المعروفة للبشريّة تعقيداً. |
Şu an dünyanın düz olduğunu biliyorum. | TED | حسناً، أنا أعلم أنّ العالم أصبح مسطحاً الآن. |
Paranın sende olduğunu biliyorum. Hepsini de istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديك المال لا أريد حتى كلّ ذلك المال |
Sordum, çünkü Şan Okuluna bir başvurusu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أسأل لأنى أعلم أنّ لديها طلب التحاق بكورال الترديد |
Bak, bütün bunların üzücü olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمعا، أعلم أنّ هذا الأمر كان مزعجاً جدّاً |
Zor olduğunu biliyorum, tatlım, ...ama zamanın ilerlediği gerçeğiyle, ...yüzleşmeliyiz. | Open Subtitles | عزيزي، أعلم أنّ هذا صعب، ولكن علينا قبول حقيقة أنّ الزمن يمضي |
Hâlen bazı korkularımın olduğunun farkındayım ama çok genç öldüm ve onları alt edebileceğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديّ بعض المخاوف المتبقيّة، لكنني مُتّ في ريعان شبابي. وأشعُر أنني كنتُ سأقهرها. |
Bunların çok iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا جيد جدًّا من ان يكون حقيقيّ. |
Bunun biraz acımasız gibi geldiğini biliyorum ama bazen babanın görevi sert biri olabilmektir. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا يبدو قاسياً قليلاً لكن في بعض الأحيان، من واجب الأب أن يكون قاسياً |
Ama bunun doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعلم أنّ هذا لا يمكن أن يكون صحيحاً. |
Kız kardeşinin dönmeni istediğini biliyorum ama. Seni özlemiş. | Open Subtitles | أعلم أنّ شقيقتكِ تودّكِ أنّ تعودي، أتعلمين ، إنّها تفتقدكِ. |