ben, ilk özel öğretmenimden, annemden ilham alırken; bu da ben Stanford Üniversitesi'nde 200 öğrenciye Yapay Zeka'ya Giriş dersini öğretirken. | TED | هذا أنا يجري إلهامي بواسطة معلمي الأول أمي وهذا أنا أقوم بتدريس مقدمة الى الذكاء الاصطناعي ل200 طالب في جامعة ستانفورد |
Yapacak işim yok, ben de her üç saatte bir elbiseleri deniyorum. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوم به, لذا كنت أجرب أحدها كل ثلاث ساعات. |
Şimdi, geri kalanında şöyle bir şey yapmam lazım, mesela | TED | الآن, لابد أن أقوم بما تبقى من الخدعة, بهذه الطريقة. |
Size hepsini okumayacağım cünkü buraya ögretmenlik yapmak icin değil, | TED | و لكنني لن أقوم بقراءتها عليكم، لأني لست بموضع المعلم |
Arkamız dalardı. Bu yüzden, geçen yıl Körfez deydim. Bu şeyi yapıyordum. | Open Subtitles | إنهم خلفنا مباشرة، لذا كنت في الخليج العام الماضي أقوم بهذا الأمر |
Dawn'ın iyiliği için ne gerekiyorsa yaparım. Sen de yapmalısın. | Open Subtitles | أنا أقوم بما فيه المصلحة لداون كما ينبغي عليكِ ذلك |
Şu sivri dilli için planlarım var. Seni asla işe almayacağım. | Open Subtitles | كانت لدي خطط لهذه الذكية , ولكن لن أقوم بتوظيفها الآن |
Sadece bu konuya inanabilirim, kendimi bu fikre adayabilirim, Boyun eğip sessizliğe doğru inzivaya çekilmenin aklımı çelmesi yüzünden kesinlikle bunu yapacağım. | TED | يمكنني فقط أن أؤمن به، ألزم نفسي، لفكرته، وأنا أقوم بهذا تحديدا بسبب اﻹغراء في رفع يدي في استسلام والتراجع في صمت. |
Benimse tek yaptığım onu hayal kırıklığına uğratmak oldu; hep senin yüzünden. | Open Subtitles | لكن كلّ ما كنت أقوم به هو تخييب ظنّها, وكلّ ذلك بسببك. |
Siz ikiniz o işi yaparken ben de resim çizeyim diyorum. | Open Subtitles | بينما تقومان أنتما بفعل ذلك أعتقد أنني سوف أقوم ببعض الرسم |
Neden yaptınız, ben asla böyle bir şey yapmam, bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا لايمكن أن أقوم بشيء مثل هذا أبداً، أنت تعلم ذلك. |
Bu işi çok ucuza kapatıyorsun, çünkü ben ne yaptığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | هذه صفقة العمر تعرض عليك لأنني لا أعرف ما أقوم به |
ben de yakınlardaki bir tatil kampında projeksiyon makinesine bakıyorum. | Open Subtitles | هناك منتجع ليس ببعيد من هنا .أقوم بعض الأفلام هناك |
yapmam gerekeni yaptığım için gerçek büyücülüğün ne olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتَعتقدين أنّني لا أَعْرفُ ما السحرَ الحقيقيَ فقط لأنني أقوم بعملي هذا؟ |
Görevim grubun yaratıcı elemanı olarak yapılmam istenilen şeyi yapmak. | Open Subtitles | وظيقتي أن أقوم بما يطلبه مني عناصر الأبتكار فى الفريق. |
Bazı okuma yapmak için Sadece gerekir. L'hazırım zaman size arayın. | Open Subtitles | فقط أريد أن أقوم ببعض القراءة سأتصل بك عندما أكون مستعد |
Dünyanın en kutsal hakkı olan özgürlük hakkında konuşmamı yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أقوم بحقي في الكلام الحق الأكثر قدسية على الأرض |
Senden hoşlanan o herifin ellerini ayaklarını kesip ondan sashimi yaparım. | Open Subtitles | رجل مثلك, سوف أقع له يديه و رجليه و أقوم بأكلها |
Seni hiç ilgilendirmez; ama söyleyeyim, bir ara fotoğraf çekiyordum. | Open Subtitles | هذا لا يخصك و لكننى كنت أقوم بإلتقاط بعض الصور. |
Bu da bütün konuşmayı benim yapacağım konuşmalarımızdan biri olacak değil mi? | Open Subtitles | هذه إحدى الأحاديث التي أقوم فيها بسرد باقي القصة, أليس كذلك ؟ |
Tüm yaptığım Tanrı'nın iradesi ve her zaman Tanrı'nın isteği dışında bir düşünceyi kalbime ve aklıma sokmaması için dua ediyorum. | Open Subtitles | ما أقوم به هو إرادة الرب وصلاتي دائما فهو لن يسمح بأن يدخل قلبى أو عقلى أى فكر من غير مشيئته. |
Sen kendi işini yap, ben de kendi işimi yapayım. | Open Subtitles | عليك القيام به و أنا أقوم بما علي القيام به |
Sadece doğu Avrupa'yı değil. Parça parça yapmayacağım. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | فأنا لن أقوم بهذا الأمر على مراحل هذا خطر جدا |
Bu testleri değerlendirme için yapmamı istiyorlar, fakat bu saçmalık! | Open Subtitles | يطلبون أن أقوم بهذا الإختبار للتقييم لكن هذا مجردُ هراء |
Aslında, sadece burada oturuyorum. Yanlış bir şey mi yaptım? | Open Subtitles | في الحقيقة كنت أجلس هنا هل أقوم بأي شيء خاطئ؟ |