Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü, Elimde bir şey yoktu ancak posta kutumda red mektupları beni bekliyordu. | TED | إذن، طوال ست سنوات تقريبا، كل يوم، لم أكن أتوصل إلا برسائل الرفض التي كانت تنتظرني داخل صندوق البريد. |
Bilmiyorum çünkü onlara kim olduğuma dair hiç dürüst olmadım. | TED | لا أعلم، لأنني لم أكن صادقة أبدًا معهم عن هويتي. |
Tek yatan ben değilim ama belki de senin ilk tanıdığın benim. | Open Subtitles | لم أكن أنا فحسب ولكننى أول من قابلت , أليس كذلك ؟ |
Gelmek için hep bir bahanesi oluyordu. Sebebi umurumda değildi. | Open Subtitles | كان لديها دائماً عذراً للمجئ و لم أكن أهتم لذلك |
hiç üst sınıf bir polis olamadım belki de hiç olamayacağım. | Open Subtitles | لم أكن في يوما ما محققا محترفاّ وربما لن أكون كذلك |
Seni bana geri döndürenin, Gail olacağını asla tahmin etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن أظن أبداً أن جيل هو من سيعيدك ألى |
Bir mercanın şans verilirse ne kadar gelişip büyüyebileceğini hiç bilmiyordum. | TED | لم أكن أعرف ما يمكن للمرجان فعله عندما أُعطى فرصة للأزدهار. |
bu kadını seviyorum, ve hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | أنا أحب هذه المرأة ولم أكن أبد بهذه السعادة في حياتي |
Bununla birlikte, Bengalli bir göçmenin çocuğu olmak ya da Bronx'ta Senegalli göçmenin çocuğu olmak ile ilgili hiç bir fikrim yoktu. | TED | فيما عدا ذلك لم أكن أعرف ماذا يعني أن تكون طفلًا لمهاجرين بنغاليين في بروكلين أو أن تكون سنغاليًا في ذا برونكس. |
Her neyse, o zaman annenizin hamile olduğunu bilmeme imkân yoktu. | Open Subtitles | لذا على أية حال، لم أكن لأعلم بأن أمك كانت حاملاً |
asla bir grubun üyesi olmadım, kendimi oldukça dindar biri olarak görmeme rağmen. | Open Subtitles | ، لأني لم أكن يوماً شخصية إجتماعية، برغم أني أعتبر نفسي شخصية متدينة |
Belki yeterince güzel değilim veya bunun gibi aptalca bir şey. | Open Subtitles | ربما لم أكن جميلة بما يكفي أو سبب غبي مثل هذا |
Hayır, sana aşkım yalandan değildi. Sadece babamın davasında tanıklık etmek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أزيف حبي لكِ لم أرد أن أشهد في محاكمة أبي |
Gerçek şu ki, ben hiç yeteri kadar iyi olamadım. | Open Subtitles | الحقيقة التى , أنى لم أكن جيد بما فيه الكفاية |
Stu, Seni gidi ihtiyar, Seni bu kadar özlediğimi bilmiyordum... | Open Subtitles | يا إلهي ستو، لم أكن أدرك كم افتقدت وجهك القبيح |
Belki de sevgi, öyle birdenbire kesilmeseydi... bu kadar çok değişmezdim. | Open Subtitles | ربما لو لم يختفي الحب فجأة ، لم أكن لأتغير هكذا |
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Ciddi misin? | Open Subtitles | لم أكن في مثل هذه السعادة من قبل في حياتي |
Ölmesini asla istemedim, ama Amerikalıların önünde başının eğildiğini görmek, beni derinden yaraladı. | Open Subtitles | .. لم أكن أريد موته ولكن كان يؤلمني جداً رؤيته يخضع قبل الأمريكان |
Çok yorgun olmasaydım, bu kadar paranoyak olmayı bırak derdim. | Open Subtitles | لو لم أكن متعبه كنت سأقول لك لا تكن مرتاب |
Ben fakir olduğumun farkında bile olmadan, Doğu Los Angeles'ta büyüdüm. | TED | لقد نشآت في شرقي لوس آنجلوس، ولم أكن أدرك أنني فقيرة. |
zaten 10 yıl sonra arabama binseniz de, sizi piskopos kıyafetinizle tanıyamam. | Open Subtitles | وحتى إن أوصلتك بعد 10 سنوات ،لم أكن لأعرفك مرتدياً زي الأسقف |
Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir eğer onunla gerçekten iyi bir şeyler yapabilecek kişi ben değilsem. | TED | ما أعرفه هو أن الشيء يصبح غير ذي قيمة إن لم أكن الشخص المناسب الذي يستطيع صنع شيء أفضل باستعماله. |
Ben tabii bu değişimleri göremedim. Çünkü aslında 1985 yılında mezun oldum. | TED | لم أكن هناك لرؤية ذلك التغيير، لأنني في الحقيقة، عام 1985، تخرجت. |