ويكيبيديا

    "أننا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biz
        
    • olduğunu
        
    • bizim
        
    • gibi
        
    • için
        
    • göre
        
    • diye
        
    • olmamız
        
    • bir
        
    • olduğumuza
        
    • bizi
        
    • ikimiz
        
    • da
        
    • hepimiz
        
    • olduğu
        
    Şükür ki biz makine değiliz ve biz bunu yapabiliyoruz. TED ولحسن الحظ ، أننا لسنا اّلات ، ونستطيع فعل ذلك.
    İşin kötü yanı biz bu çeşitliliğin büyük kısmını kaybediyoruz, hem de sürekli. TED الأمر المأساوي هو أننا نخسر الكثير من هذا التنوع اللغوي في كل وقت.
    Bunun bir hata olduğunu sadece notaya tepki vermediğimiz zaman söylerim. TED الخطأ الوحيد الذي قد أتحدث عنه هو أننا لم نتفاعل معه.
    bizim bir grup olarak başka biriyle eşit hakları hak etmediğimizi nasıl söyleyebiliyorlardı? TED كيف يستطيعون أن يقولوا أننا كمجموعة لا نستحق حقوقا متساوية كأي أحد آخر؟
    Aslında, düşünüyorum da, sanırım kanserden bir nesne gibi bahsetmek bile hata. TED و في واقع الأمر، أظن أننا مخطئون عندما نتكلم عن السرطان كشئ.
    Tabi ki, günde çok fazla kelime yazdığımız için, komik şeyler olabiliyor. Bu gerçekten doğru çünkü insanlara rastgele seçilmiş TED والآن بالطبع، بما أننا نقوم بحل الكثير من الكلمات يومياً، فإن أموراً مضحكة قد تحدث. خاصة وأننا الآن نقدم للناس
    Edinburgh'da olduğumuza göre, Arthur Conan Doyle'un büyük bir hayranı olduğumu ifade edeyim. TED وبما أننا في إدنبرة, فأريد أن أقول بأنني من أشد المعجبين بكونان دويل.
    Birincisi biz artık emniyetli bir şekilde sağlıklı beyin aktivitesine kulak misafiri olabiliyoruz. TED الأمر الأول هو أننا نستطيع الآن أن نتجسس بأمان على نشاط دماغ سليم.
    Bunu ilk kabullenen bizdik çünkü biz sabun ve çorba pazarlıyoruz. TED كنا أول من تبنى ذلك، وكل ذلك بـسبب أننا نسوق الصابون.
    Bugün dünyadaki sıradışı 200 ülkeden, görünen o ki, sadece biz karbon nötrüz. TED من تقريبا 200 بلد في العالم اليوم، يبدو أننا البلد الوحيد المحايد للكربون.
    Yüzyıllar süren bilimsel araştırma sonucunda biz, yaşamın en temel prensiplerini kavrayışta önemli başarılar elde etmeye başladığımızı hissediyoruz. TED و نشعر أننا بَعد قرون من الأبحاث العلميّة، بدأنا نحرز تقدّمًا ملحوظًا في فهم أحد أكثر مبادئ الحياة أهمية.
    Buna ek olarak farklı bir altyapıya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. TED إضافةً لذلك، أرى أننا نحتاج لنوع آخر من البنية التحتية.
    Bunun zorlu bir problem olduğunu gördük ama işin püf noktası, kişinin çok sayıdaki fotoğraflarını önceden analiz etmek. TED تبيّن أنّ هذه المشكلة صعبة للغاية، لكن الحيلة الأساسية هي أننا سنقوم بتحليل مجموعة كبيرة من صور الشخص سلفاً.
    Fakat bu dizilimi tekrar çıkardığımızda, 30 hata olduğunu bulduk. Eğer sentezde ilk dizilimi kullansaydık, canlanması asla mümkün olmayacaktı. TED لقد وجدنا في الواقع، بإعادة سلسلتها، 30 خطاءً. سيكون تمهيداً أننا سلسلنا الأصل، فإنه أبدا لم يكن ليتمكن من التحرك.
    Bazı filozoflar bizim ıslah olmayacak derecede bencil olduğumuzu düşündü. TED يعتقد بعض الفلاسفة أننا كنا أنانيين بشكل لا يمكن إصلاحه.
    Bunun, bu uzva hiç sahip olmamış birisi için bile doğru olabilmesi, bizim bu haritanın ilk haliyle doğduğumuz anlamına gelmekte. TED وفي الحقيقة، هذا ممكن بالنسبة لشخص لم يكن لديه طرف ليشعر بوجوده وتدل على أننا ولدنا على الأقل ببدايات هذه الخريطة
    Tıpkı yürümek ya da görmek gibi, doğuştan sahip olduğumuz bir hak. TED إنه حق جيني لدينا ، كما أننا نمشي أو نرى أو نسمع.
    Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. TED إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة.
    Ancak psikolojik araştırmalara göre kendimizi doğru ölçmekte pek de iyi değiliz. TED لكن الأبحاث النفسية تشير إلى أننا لا نجيد تقييم أنفسنا بطريقة صحيحة.
    bir kısmı ölsün diğerleri de kuyruğu sıkıştırıp kaçsın diye gelmedik. Open Subtitles أتظن أننا أحضرنا بعضهم إلى الموت ثم نطلب من الباقين التراجع؟
    Bunun bir diğer yönü de, çok farklı Kağıtfüj'ler yapmış olmamız. TED وأحد الجوانب هنا هو أننا نبني أنواعًا عديدة من الطارد الورقي.
    bir şekilde devamlı bağlantıda olmanın bizi daha az yalnız hissettireceğini sanıyoruz. TED و نبدأ بالاعتقاد أن كوننا مرتبطين دائما سيجعلنا نشعر أننا أقل وحدة.
    Feribota ikimiz birlikte bineriz dedim de. Eşlik etmemin sakıncası var mı? Open Subtitles فكرت أننا يمكننا أن نعود سوياً علي متن العبارة , أتمانعين صحبتي؟
    Ama işin aslı, asıl sır, hepimiz kadınlara cinsel zevklerinin önemsiz olduğunu söylüyoruz. TED لكن الواقع هو السر الحقيقي أننا نقول لها أن رغبتها الجنسية لا تهم.
    Son zamanlarda benzer bir düzenin kendi bireysel hayatlarımızda da geçerli olduğu ortaya çıktı: kendimizdeki değişikliği tahmin edemiyoruz. TED وهناك بحث جديد رصد نمطًا مشابهًا لهذا في حياتنا الخاصة وهو أننا غير قادرين على التنبؤ بالتغير الذي سيصيبنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد