ويكيبيديا

    "أن كل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tüm
        
    • her
        
    • Bütün
        
    • herkes
        
    • hepsi
        
    • sadece
        
    • tek
        
    • herkesin
        
    tüm yapmam gereken çocukları yedirip içirmek bezlerini değiştirmekti ve her şey tamam. TED ظننت أن كل ما علىَ فعله هو إطعامهم، تغيير الحفاض، وسيكونوا بخير هكذا.
    Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum. Open Subtitles و أحاول أن أقنع نفسي أن كل هذا مجرد صدفة
    Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum. Open Subtitles و أحاول أن أقنع نفسي أن كل هذا مجرد صدفة
    her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu biliyorum ve gövdemi baştan aşağıya geçen bu yaranın bir depremin kalıntıları olduğunu. TED وأنا أعرف أن كل شيء متصل، والندب التي إمتد على طول الجذع من بلدي هي من علامات وقوع الزلزال.
    bir seçimi kaybettiğimizde... ya da savunmadan acı çektiğimizde, Bütün bunlar biter. Open Subtitles أو عندما نعاني من الهزيمة، نظن أن كل شيء انتهى غير صحيح
    Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki Bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun. Open Subtitles ولكنها مشكلة بالنسبة لك لأنك تفترض أن كل المحيطين بك لن يتقبلوا الأمر
    tüm sistemleri kontrol ettim, her şey yolunda. Radar normal. Open Subtitles لقد أجريت فحص للنظام والرادار أكد أن كل شئ طبيعى
    tüm para senin olduğuna göre, bende kendime para bulmanın yolunu bulmalıyım. Open Subtitles بما أن كل المال لك , ففكرت بطريقة أجني بها المال لنفسي
    Ayrıca, tüm yaptığımız sizin geminizin fişini benim pilime takmak. Open Subtitles بجانب أن كل ما نفعله هو توصيل سفينتك الى بطارياتى
    Başından beri, tüm bu kurgunun bir gizlenme olduğunu mu söylüyorsunuz? Open Subtitles هل تقصد أن كل هذا العمل كان تنكُراً منذ البداية ؟
    Ve tüm bunların, hayatımızı çok daha hoş ve asil kılan, birer nüans birer ayrıntı, birer detay olduğunu unutmamalıyız. Open Subtitles و يجب أن نتذكر أن كل هذه الأشياء الفوارق، العيوب، التفاصيل الدقيقة و التي نعتبرها من ملحقات يومنا الغير أساسية
    Şimdi karşıma çıkmış, tüm bu acılar boşunaymış mı dememi bekliyorsun ? Open Subtitles والآن تَقُولُ أن كل تلك الدموعِ، كل ذلك الألمِ كَانَ بدون مقابل؟
    Dahası, bu durumdaki her hayvanın yaşamda ikinci bir şansı hakettiğine inanıyorum. TED كما أؤمن أن كل حيوان غارق في النفط يستحق فرصة ثانية للحياة
    Ama olay şu ki ve olay şuydu ki hayatımızın her günü epiktir TED لكن الفكرة هي، والفكرة كانت أن كل يوم من حياتنا عبارة عن ملحمة،
    Amerika'da, hızla yaşlanan bir nüfusa sahip bu ülkede, uzmanların tahminleri 60 yaş üzeri her 10 kişiden birinin istismara uğradığı yönünde. TED في أمريكا، البلد التي يشيخ فيها الناس بسرعة، يُقدَر الخبراء أن كل فرد من أصل عشرة فوق 60 عامًا سوف يتعرض للانتهاكات.
    Dinle, oğlum her geçen saniye 70 santimetre suyun kapaklardan aktığını farkında mısın? Open Subtitles هل تدرك أن كل ثانية 70 سنتيمتر مِنْ الماءِ هَلْ ضائع على ذلك؟
    Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki Bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun. Open Subtitles ولكنها مشكلة بالنسبة لك لأنك تفترض أن كل المحيطين بك لن يتقبلوا الأمر
    Ayrıca dediklerine göre Bütün bu olanlar, başka şeyleri gizlemek içinmiş. Open Subtitles يقال أيضا أن كل ذلك هو مجرد غطاء لأمور أخرى تحدث.
    Anlaşılan o ki Bütün iyi niyetlerim size zarardan başka bir şey vermedi. Open Subtitles لأكون صادقا معك يبدو أن كل نواياي الطيبه لعائلتك لم تؤدي إلا للأذى
    Yani herkes ihtiyaci olan kadarini almayi basarabilir degil mi? Open Subtitles أنا متأكدة أن كل منكم يمكنه أن يأخذ ما يحتاج
    Ne hissettiğini anlıyorum ama gerçek değişmedi, bunların hepsi senin. Open Subtitles أتفهم شعورك لكن الواقع يظل وهو أن كل هذا لك
    Bu arada, söylemeyi unuttum: Bunu üretmenin toplam maliyeti sadece 20 sent. TED نسيت أن أخبركم بأمر، وهو أن كل ذلك كلفني 20 سنت لصنعه.
    - tek bildiğim Kaynak'ı etkilemeye çalışan her iblisin bize saldırdığı. Open Subtitles كل ما أعرفه أن كل مشعوذ يحاول أن يبهر المصدر يهاجمنا
    herkesin kendi düşüncesi uyarınca ibadet etme hakkı olduğuna inanıyoruz, fakat inanç özgürlüğü, insanların inanışlarını suiistimal etme hakkı vermez! Open Subtitles نحن نعتقد أن كل شخص لديه الحق في العبادة وفقا لضميره لكن حرية الدين ليست رخصة للاعتداء على إيمان الشعب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد