ويكيبيديا

    "أيضاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • de
        
    • Başka
        
    • aynı zamanda
        
    • Bende
        
    • bile
        
    • var
        
    • ayrıca
        
    • çok
        
    • O da
        
    • onlar da
        
    • olarak da
        
    • bu da
        
    • yanında
        
    • olduğunu da
        
    Sahadaki pozisyonları inceledikçe, kendi özgürlüklerimizi de adlandırdık ve hayal ettik. TED بينما ندرس المراكز في الملعب، نحن أيضاً نتصوّر ونتخيّل حريّتنا الشخصيّة.
    Sadece bisiklet kullanırken değil, ayrıca yürürken de kask takmanız gerektiğine inanıyorlar. TED فهم يؤمنون ان الخوذات ليس فحسب لركوب الدراجات الهوائية بل للمشي أيضاً
    Belki de bu bize bunlar hakkında düşünmemiz gerektiğini söylüyor. TED و ربما يخبرنا ذلك أنه يتوجب علينا التفكير أيضاً بها
    Arduino, ayrıca Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi ciddi projelerde de kullanılıyor. TED ويستخدم الأردوينو أيضاً في عدة أماكن خطرة، مثل ممصادم الهدرونات الكبير.
    Üstelik iki ayaklı ahtapotun bir Başka cinsini daha tanımladık. TED وقد قمنا أيضاً بوصف أنواع أخرى من الأخطبوط ذو القدمين
    Eğer güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur. TED فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية
    Ve ayrıca ofisleri de ılıman bir çayır olarak düşünmeyi severim. TED و أيضاً اعتقد ان المكاتب قد تكون مثل الأراضي العشبية المعتدلة.
    Fizik ve Kimya ilkelerini kullanarak bunu yaparlar, fakat biyolojiyi de kullanabilirler. TED يفعلون ذلك بأستعمال مبادئ الفيزياء و كيمياء، لكنهم يستطيعون استعمال الأحياء أيضاً.
    Hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. TED وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت.
    Aslında bu görüntü de daha özel olarak, bunun eşdeğerini içeriyor. TED في الحقيقة، هذه الصورة تحتوي أيضاً ما يعادل هذا، وبالتحديد، هذا.
    70'ler ve 80'lerde, kuantum tünellemenin aynı zamanda yaşayan hücrelerde de gerçekleştiği keşfedildi. TED بالعودة إلى السبعينيات والثمانينات، اكتُشِفَ أن نفق الكم يحدث أيضاً داخل الخلايا الحية.
    Bir de büyük boyutlu kağıdımız olsun, örneğin bir gazete sayfası gibi. TED ولنفترض أيضاً انك تملك ورقة كبيرة جداً ربما بحجم صفحة من الصحيفة
    O zaman diğer insanlar tarafından görülmezseniz, siz de göremezsiniz. TED لذا فعندما لا يمكن للناس رؤيتك، لا يمكنك رؤيتهم أيضاً.
    Yani Fosbury Flop, spor tarihindeki aynı zamanda büyük bir geriye atılım olan belki de tek büyük ileri atılım. TED بالتالي، قد تكون شقلبة فوسبوري في تاريخ الرياضة قفزة كبيرة إلى الأمام، ولكنها أيضاً بذات الوقت، قفزة كبيرة إلى الوراء.
    Yakın zamanda bulunan kavrulmuş balık ve etle kaplı 6 bin yıllık bir güvecin içinde de hardal bulundu. TED في الآونة الأخيرة، تم اكتشاف قدر عمره 6,000 سنة، يحتوي على أسماك متفحمة ولحوم، كما يحتوي أيضاً على الخردل.
    Demek istediğim, sadece bir gen sürücü kullanma seçeneğini değil, kullanmama seçeneğini de. TED أعني، ليس فقط اختيار استخدام تقنيات التغيير الجيني، ولكن أيضاً اختيار عدم استخدامها.
    Ve grafikten 4 numaralı kişinin de birinci görgü tanığı olduğunu görüyoruz. TED ومن الرسم البياني نرى أن الشخص رقم أربعة هو شاهد رئيسي أيضاً.
    ayrıca gençler hem öğrenip hem de para kazanabilecekleri yerler, iş-eğitim programları soruyorlar. TED يطلب منا الشباب أيضاً برامج العمل والدراسة، في مواقغ حيث يمكنهم التعلم والكسب.
    Hem ben, hem de o karartılmış bir ortamda yaşıyorduk. TED فعندما كنت أعيش في بيئة مظلمة، كان هو أيضاً كذلك.
    Bu videodaki Başka bir problem, beynin hareket sırasında sert bir bütün olarak gösterilmesidir. bu da doğru değildir. TED المشكلة الأخرى في هذا الفيديو هي أن الدماغ يظهر ككل جامد بينما يتحرك حولها، وليس ذلك بالشيء الصحيح أيضاً.
    Bir sonraki çalışma bir nesne, aynı zamanda bir tür ses enstrümanı. TED إن المشروع التالي هو غرض، الذي هو أيضاً نوع من الآلات الصوتية.
    Ben de öldürebilirim çünkü artık Bende de nefret var. Open Subtitles حسناً، بوسعي القتل أيضاً لأنني أحمل كم كبير من الحقد
    destekçiler haline geldi. Hatta meyve suyu durakları bile kurdular. TED مشجعين على جانب الطريق. بل أيضاً وقفو عند أكشاك العصير.
    Bulduğumuz kadarıyla dişiler ve erkeklerin farklı farklı desenleri var. TED والذكور والإناث أيضاً لهم، كما وجدنا، أنماط متميزة فيما بينها.
    ayrıca ilk başta asıl hedef grubumuz olan dirseğin üzerinden kolları kesik kaybetmiş olan insanlarla çalışmamıza devam ettik. TED لذا اتجهنا أيضاً إلى الأشخاص الذين كانوا في الأصل محور بحثنا الأشخاص الذين يعانون من بتر في أعلى المرفق.
    MT: Bu çok harika bir fikir; devasa bir proje. TED م.ت: إنها فكرة رائعة، كانت مشروعاً ضخماً و مكلفا أيضاً.
    Keşke anneniz hayatta olsaydı fakat O da ellerimden kayıp gitti. Open Subtitles إذا كانت أمك على قيد الحياة, و لكنها أخُذت مني أيضاً
    Benim gibi olan binlerce çocuk var, bunu onlar da hak ediyor. TED هناك آلاف الأطفال الآخرين الذين هم مثلي تماماً، الذين يستحقون هذا أيضاً.
    Burada fazlaca boşluğa sahibiz, kişisel anlamda da öyle, yerleşim olarak da. Open Subtitles الفراغ هو الذي عِنْدَنا هنا , في حياتِنا الشخصيةِ وفي الأرضِ أيضاً.
    Ya size beş yıl boksörlük yaptığımı söyleseydim, çünkü bu da doğru. TED ماذا لو عرفت بأني تدربت 5 سنين على الملاكمة، وهذه أيضاً حقيقة.
    Johnny Squares de listede. Adı yanında ne yazıyor gördün mü? Open Subtitles جوني سكويرز كان على القائمة أيضاً أرأيت ماذا كتب بجانب اسمة؟
    Eğer ne zaman olacağını söylüyorsa, nerede olduğunu da söylüyordur. Open Subtitles هو يخبرنا بالموعد إذن، لا بد أنه يخبرنا أيضاً بالمكان.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد