Demek istediğim, Eğer konuşabilirseniz onu, bir alaycıkuş onu ciyaklayabilir. | TED | أعني، إن كنت ستقولها، الطائر المحاكي يمكنه أن يصرخ بها. |
Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir. | TED | لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث. |
Eğer mühendisseniz çok fazla verinin birkaç kişide toplanmasını engelleyecek yeni yollar bulun. | TED | إن كنت مهندسًا، فعليك العثور على طريقة لجعل البيانات غير مركزة بأيدي القلة. |
Bunu hiç anlamadım, bunu hiç anlamadım çünkü; herkes bilir ki; Eğer çiftçilik yapıyorsan, ekinleri Temmuz ve Ağustos'ta ekmezsin. | TED | لم أتمكّن أبدا من فهم ذلك، لأنّه من المنطقيّ إن كنت مزارعا، لا تقوم بزراعة المحاصيل شهر يوليو و أغسطس. |
Sorun değil. Depresyon bir sıkıntı değil. Eğer depresyon geçiriyorsanız, iyi olacağınızı biliyorsunuz. | TED | لا بأس بالاكتئاب. إن كنت تعاني منه، فاعلم أنّك ستكون على ما يرام. |
Eğer mahalli eğitimde gelecek vadeden bir öğretmen olmak istiyorsanız, o üniversitenin sınırlamalarından sıyrılıp şehrin ara sokaklarına karışmak zorundasınız. | TED | إن كنت تريد أن تصبح مدرسا طموحا في التعليم الحضري، فعليك أن تخرج من حدود تلك الجامعة وتذهب للأحياء الشعبية. |
Bilirsiniz, Eğer günde 1 dolar ya da 2 dolardan az kazanırsanız falan. | TED | أي إن كنت تكسب دولاراً واحداً في اليوم، أو ربما دولارين في اليوم. |
Şimdi, Eğer bunun ilginç olduğunu düşünüyorsanız, hikaye asıl şimdi ilginçleşiyor. | TED | الآن، إن كنت تفكر بهذه الأناقة، فالقصة تصبح بالفعل أنيقة الآن. |
Eğer dediğiniz gibi bir zorba olsaydım burada sakin bir şekilde oturur muydum? | Open Subtitles | أيها المستشار إن كنت ذلك الرجل الذى تظنه أكنت سأجلس هادئاً هنا ؟ |
Eğer onları yenmek istiyorsan yok edilemez bir boğaya dönüşmelisin. | Open Subtitles | إن كنت تريد التغلب عليهم يجب أن تصبح ثورا لايقهر |
Eğer bir Tüketici Elektroniği Gösterisi gördüyseniz, hepsini görmüş sayılırsınız. | Open Subtitles | إن كنت رأيت أحد العروض للإلكترونيات. فلقد رأيت كل العروض |
Eğer bir Tüketici Elektroniği Gösterisi gördüyseniz, hepsini görmüş sayılırsınız. | Open Subtitles | إن كنت رأيت أحد العروض للإلكترونيات. فلقد رأيت كل العروض |
# Evet, Eğer gürültü arıyorsan, bana kulak ver # | Open Subtitles | نعم، إن كنت تبحث عن شجار كبير .إنما تبحث عني |
Eğer bu şeytani yerin gücü hakkındaki düşüncelerim doğruysa ve | Open Subtitles | إن كنت مصيباً في افتراضاتي عن قوى ذلك المكان الشيطاني، |
-Evet, Eğer bana anlatmak istersen. -Bir film hakkında düşünüyorum. | Open Subtitles | ـ إن كنت تود إخباري ـ إنني أفكر بشأن الفيلم |
Eğer birine tuzak kuracaksan, ve işe yaramasını istiyorsan... bu süpriz olmalı. | Open Subtitles | إن كنت تود نصب كمين لأحد في العمل، يجب أن تكون مُفاجأة. |
Madem bu kadar kibirlisin,bana sana harcadığım şeyi geri ver.İki gece. | Open Subtitles | إن كنت متكبر لهذه الدرجة فأعد إلي إذاً ما أمضيته معك |
Bize hizmet etmek istiyorsan Beni Kikui'nin evinde görmeye gel. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بخدمة عشيرة. تعال وقابلني في بيت المراقب |
Sen çok komik olursan kendisini komik görmez diye düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أنك إن كنت مرحاً فقد لا يبدو هو مرحاً |
Meşru bir ilginin sonucuydu bu söylediğim gibi biri olup olmadığım konusunda. | Open Subtitles | كان هناك شك لدى بخصوص إن كنت الشخص الذى أدعيه أم لا |
"Yapayalnız olsam acaba nasıl olurdu?" diye hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل ما أشاهده إن كنت أهتم بشؤوني الخاصة |
Yanlışım varsa düzelt. Şİmdi sen 20 kilo malı çaldırdığını söylüyorsun. | Open Subtitles | صحح لي إن كنت مخطئاً، سرقوا منك عشرين كيلو من الممنوعات |
Eğer buradan gidersen ben üzülürüm ama belki de buradan gitmelisin. | Open Subtitles | سيحزنني إن كنت ستذهب لكن ربما يجب أن تغادر من هنا |
Orada yardım etmiş olsan bile nefret duygusu minnettarlık duygusuna ağır basacaktır. | Open Subtitles | حتّى إن كنت ساعدتِه هناك، فإن مقته للخيانه يفوق كثيرًا إحساسه بالامتنان. |
Sen ve Alon bunun gibi olsaydınız, onun karısıyla bazı sorunlar yaşadığını bilirdin. | Open Subtitles | إن كنت أو وهو هكذا فلابد أنك تعلم أنه وزوجته في مشاكل أمومة |
Eğer, eski bir deniz komandosu iseniz, hala elinizden geleni yaparsınız. ama bunu öğrenmenin bir tek yolu vardır. | Open Subtitles | إن كنت من القوات البحرية من المحتمل أنه ما زالت لديك تلك المهارة، لكن هناك طريقة وحيدة لمعرفة ذلك |
Birisiyle çok uzun zamandır pizza yiyor olsanız bile, yine de şöyle şeyler demez misiniz: "Her zamankinden mi alalım?" | TED | وحتى إن كنت تأكل البيتزا مع نفس الشخص لوقت طويل جداً, ستظل تسأل أشياء مثل , " كالعادة ؟ " |
Çünkü bir politikacıyla birlik halindeyseniz, valinin oğlunun vaftiz töreni veya düğünü olsun ya da başkanla arkadaş olmak isterseniz, onu nasıl eleştireceksiniz? | TED | ولكن إن كنت حليفاً مع السياسيين، إذا كنت تذهب إلى زواج ابن الحاكم أو كنت تريد أن تكون صديق الرئيس، كيف يمكنك انتقادهم؟ |