ويكيبيديا

    "اضطراب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bozukluğu
        
    • sorunu
        
    • sorun
        
    • bozukluk
        
    • hastalığı
        
    • kargaşa
        
    • karışıklık
        
    • bozukluğuna
        
    • TSSB
        
    • sorunlu
        
    • karmaşa
        
    • sorununu
        
    • sorununa
        
    • rahatsızlığı
        
    • rahatsızlık
        
    Pekala, ne öfke, başağrısı, kişilik bozukluğu ve hipogonadizme yol açar? Open Subtitles حسناً، ماذا يسبب الغضب، صداع، اضطراب الشخصية، و اضطراب وظيفة الخصي؟
    Ruh halinin değişmesi kişilik bozukluğu ve öfkeye yol açar. Open Subtitles و تغير الحالة العقلية يؤدي إلي اضطراب الشخصية و الغضب
    Travma Sonrası Stres bozukluğu tedavisi görmüş. Metaamfetamin bağımlısı olmuş. Open Subtitles تمت معالجته في شوؤن المحاربين من اضطراب ما بعد الصدمة.
    Dirilttiği Barrow sorunu inkâr etmekle tetikleniyor. Open Subtitles اضطراب باروز الذي احياه هو يفعل بواسطة الأنكار
    İşçi dövizleri kişisel yatırım paralarının aksine, ülkedeki ilk sorun belirtisinde geri çekilmezler. TED الحوالات النقدية بعكس أموال الاستثمار الخاصة لا تتأثر لحظة اندلاع اضطراب ما في البلاد
    Mücahid'in şizoafektif bozukluk hastalığı vardı, gerçek ile hayal olanı ayırt etmekte zorluk yaşıyordu. TED ومجاهد كان يعاني من اضطراب فصامي عاطفي وقد واجه صعوبة في التمييز بين الواقع والخيال
    İçkiler ve ilaçlar seni hissizleştirip travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını iyice azdırıyordu. Open Subtitles كانت المُسكرات والمخدّرات تبقيانكِ خدرةً جاعلةً أعراض اضطراب إجهاد ما بعد الإصابة أسوأ
    Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan hastalarda bu sıkça görülür. Open Subtitles هذا شائع جدًّا لدى مرضى اضطراب الكرب التالي للرضخ المعتادين.
    Sizden kendinizi Julie'nin yerine veya astım hastası veya bir başka akciğer bozukluğu çeken bir yakınınızın yerine koymanızı istiyorum. TED لذلك أريدكم أن تتخيلوا أنكم في مكان جولي أو أي شخص قريب منكم .يعاني من الربو أو من أي اضطراب في الرئة
    Çoğu insanın düşündüğünün aksine şizofreni, çoklu kişilik bozukluğu veya bölünmüş kişilik ile aynı şey değil. TED على عكس ما يعتقد كثير من الناس، انفصام الشخصية ليس نفس اضطراب في الشخصية المتعددة أو انفصام الشخصية.
    İşte bu çözülemez döngü, dünyanın en yaygın uyku bozukluğu insomnianın merkezi. TED هذه المشكلة المعقدة ظاهرياً هي المسبب الرئيسي للأرق، اضطراب النوم الأكثر شيوعاً في العالم.
    30 yıldır, ciddi zihinsel hastalıkta her zaman, her zaman uyku bozukluğu olduğunu biliyoruz. Ama bu çoğunlukla gözardı edilir. TED وقد عرفنا منذ 130 سنة أنه في حالة المرض العقلي الحاد، هناك دائماً اضطراب في النوم، لكن تم تجاهله بشكل كبير.
    Hastalık derecesinde güven sorunu olan paranoid kişilik tipi. Open Subtitles شخصيات اضطهادية مصاحبة مع اضطراب انعدام الأمن
    - Sende hiperaktivite sorunu mu var, Juno? Open Subtitles هل تعانين من اضطراب فرط النشاط يا طفلتي أجل
    Eğer kanınızda bir sorun varsa bu durumun izinin kemik iliğine kadar takip edilebilme fırsatı vardır. TED إذا عانيت من اضطراب في دمك فهناك احتمال كبير أن يكون سببه في نخاع العظم.
    Osmakac da şizoafektif bozukluk hastasıydı. TED أوسْماكاش كان يعاني من اضطراب فصامي عاطفي
    Onlar havyar çiğnerken, ufak bir kargaşa yaratın... Open Subtitles بينما هم جميعاً يأكلون الكافيار إخلق اضطراب صغير
    O asteroitteki en küçük bir karışıklık gezegeni çok büyük bir mesafeyle kaçırmasına sebep olabilirdi. TED إذ أن أصغر اضطراب على سطح هذا الكويكب البعيد عن الأرض سينجم عنه تغيير مسار الكويكب بعيدا عن كوكب الأرض وبفارق كبير.
    Gerçekte, bilim insanları, bu davadaki gerçek dedektifler, koloni çöküş bozukluğuna neyin neden olduğu konusunda anlaşmazlık yaşıyor. TED في الواقع، فالعلماء، وهم المحققون الفعليون في هذه القضية، يواجهون خلافا حول ما يسبب اضطراب انهيار المستعمرة.
    Problemler bir aydan fazla sürüyorsa genellikle TSSB teşhisi konur. TED عندما تدوم المشكلة أكثر من شهر فإنها كثيراً ما تشخص اضطراب ما بعد الصدمة.
    Eğer başarılı olursa, bu anlaşma sorunlu bölge için kalıcı bir barış antlaşmasının başlangıcı olabilir. Open Subtitles إن كانت ناجحة، قد تكون الاتفاقية بداية سلام حقيقي في منطقة اضطراب طويلة
    Bütün sınıf karmaşa içinde. Hiç kimse bir şey öğrenmiyor. Open Subtitles الصف بكامله في حالة اضطراب لا أحد يتعلم أي شيء
    Gerçekten de benim bir reenkarnasyon sorununu çıkarabileceğime inanıyor musun? Open Subtitles بامكاني اخراج اضطراب التناسخ ربما بامكاننا استخدام ذلك على مارا
    Beni tehdit edebileceğin tek şey o. Dikilme sorununa sen sebep olmadın. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي يمكنك تهديديّ به، لم تُحدثي اضطراب الخيوط ذاك
    Beyin araştırmacısı olmak üzere yetiştim çünkü erkek kardeşime bir beyin rahatsızlığı teşhisi konmuştu: TED لقد اخترت دراسة المخ لأن لدي أخ قد تم تشخيص حالته على أنها اضطراب بالمخ
    Sebebi ne olursa olsun, cinsiyetinden rahatsızlık duymak tamamen merak. Open Subtitles لأي سبب كان من اضطراب الهوية الجنسية الى الفضول المحض.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد