Bu da bana konuşmayı bırakıp sahneden inmemi hatırlatan bir slayt. Teşekkür ederim. | TED | وهذه الشريحة لتذكيري بأنه عليّ أن أتوقف عن الحديث وأغادر المسرح. شكرًا لكم |
Tek tarafı olan şeyler hakkında konuşmayı gerçekten çok isterim. | TED | كم أود الحديث عن أشياء ليس لها سوى بعد واحد. |
Öncelikle, uzmanların görevini üzerimize almaya hazır ve istekli olmalı, ve onları modern havariler gibi görme fikrinden vazgeçmeliyiz. | TED | أولا، يجب أن نكون مستعدين و راغبين أن نتحدى الخبراء و أن نستغنى عن فكرة أنهم رسل العصر الحديث. |
Birbirimizi dinlemeden konuşmaya çok zaman ayırıyoruz ve uzlaşamadığımız noktaları yeteri kadar konuşmuyoruz. | TED | قضينا وقتاً كبيراً في الحديث مع بعضنا ووقتاً غير كافي للحديث عن اختلافاتنا، |
Ve işte bu konuşma için olan özel görevim: Bu odadaki her bir insanın yaşam süresini yedi buçuk dakika artırmaya çalışacağım. | TED | لذا سأقدم لكم مهمتي الخاصة لهذا الحديث: سأحاول أن أزيد من العمر الإفتراضي لكل شخص موجود في هذه القاعة بسبع دقائق ونصف |
Eğer bunu yapacaksak en azından başka bir şey hakkında konuşabilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | اذا كنا ذاهبين لفعل هذا .. هل نستطيع الحديث عن شي اخر. ؟ |
1947'deki Oscar ödülünüzden sonra sahne arkasında onunla konuşmayı reddetmiştiniz. | Open Subtitles | رفضتي الحديث معها خلف الكواليس بعد فوزك بأوسكار سنة 1947 |
Buna gerçekten sen de inanmıyorsun, yoksa bu güzel konuşmayı yapıyor olmazdık. | Open Subtitles | أنت لا تصدق هذا حقاً، وإلا ما كنّا نجري هذا الحديث الجميل |
İkinci konuşmayı yaptıktan sonra onunla konuşamam. Kimseyi aramadı ki. | Open Subtitles | بمجرد أن قام بإجراء هذه المكالمة لا أستطيع الحديث معه |
Bunlar benim modern aşklarda erotik arzunun ve beraberinde getirdiği ikilemlerin doğası üzerine yaptığım keşiflerin merkezinde olan sorulardan bazıları. | TED | هذه بعض الأسئلة التي هي في بؤرة إستكشافي في طبيعة الرغبات الجنسية و ما يصاحبها من معضلات في الحب الحديث. |
modern tıpta çok şeyi değiştirdi, öyle ki, onlarca yıl sonra Time Dergisi ona, acıyı hafifletmenin kurucu babası dedi. | TED | هذه الطريقة ستغير الطب الحديث كثيرًا، لدرجة أن بعد عدة عقود، مجلة التايم أطلقت عليه الأب الروحي لتأسيس مسكنات الألم |
Şimdi şu soruyu kendinize sorun: modern çağ bilgisayarlarının icadına ne zemin hazırladı? | TED | لذا اسأل نفسك هذا السؤال: ما الذي جعل جهاز الحاسوب الحديث ممكناً حقاً؟ |
Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. konuşmaya değer olduğunu söyledim. | TED | ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر, |
Bu yüzden, artık bu şekilde konuşmaya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | ولهذا السبب يجب أن نتوقف هنا والآن عن الحديث هكذا |
Şimdi ne tutuluyor? Şimdi en revaçta olan konuşma ne? | TED | ما هو الاتجاه الآن؟ ما هو الحديث الاكثر شعبية الآن؟ |
Bayan Bertholt, davayı mahkeme dışında konuşma özgürlüğüm yok. Tabi. | Open Subtitles | الحقيقة إنني لا امتلك حرية الحديث بالقضية خارج قاعة المحكمة |
Çocukların oyun oynarken giyeceği giysiler hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل أستطيع الحديث معك عن ملابس للأولاد حين يلعبون؟ |
Bugün buraya erken gelmenizi istedim... çünkü konuşmamız gereken bir saçmalık var. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى هنا مبكرا اليوم لذا يمكننا الحديث عن اللعب الملتوى |
Şimdi olmaz. Önce seninle benim bir şey konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | آل، أعتقد أن علي الحديث معك عن شيء ما أولا |
Sizinle sohbet etmeyi çok isterdi fakat ofiste yapacak çok işi var. | Open Subtitles | وهي تود تبادل الحديث معك . لكنها غارقةٌ حتى أذنيها في العمل |
konuşmaktan başka birşey yapmadık. Hiç bir netice alamadan bekledim. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو الحديث لقد كنت عقلانيا بدون نتائج |
Kafamda birkaç olasılık var. Um, ama bunu daha sonra konuşabiliriz. | Open Subtitles | هناك بعض الإحتمالات الواضحة لكن ربما يمكننا الحديث عن هذا لاحقاً؟ |
Eğer doğru şekilde konuşursanız, konuşmanın anlaşmak olmadığını çok açıkça belirtmiş olursunuz. | TED | اذا تحدثت بالطريقة الصحيحة سوف توضح الامور ان الحديث لا يعني الموافقة |
Hey ahbap, müsaade et de arkadaşımla oturup biraz iş konuşalım. | Open Subtitles | دع الكرسي حتى يتسنّى لي أنا مع صديقي تبادل أطراف الحديث |
O yüzden artık espresso hakkında ufak konuşmalar yaparız diye düşündüm. | Open Subtitles | حسبت انه يمكننا ان نتمسك فقط بهذا الحديث البسيط حول الاسبيرسو |
Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. | TED | وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر. |