Oğlunuz ofise uğradı. En kısa sürede onu aramanızı istiyor. | Open Subtitles | ان ابنك فى المكتب, ويريدك ان تتصلى به حين تعودين |
Çok, çok az insan gerçekten ofiste uzun ve bölünmemiş bir zaman geçiriyor. | TED | قليل جدا من الناس يقومون بأعمال باعمال لفترات طويله دون إنقطاع في المكتب |
Bu tamamen ofis içi bir bilgiydi. Basmadınız onu değil mi? | Open Subtitles | تلك كانت بصرامة في معلومات المكتب أنت لم تطبعه، أليس كذلك؟ |
Biz, ben bütün bu Büro bir korkağın kokusunu oturduğu yerde alabilir. | Open Subtitles | انا هذا المكتب اللعين كله يمكننا ان نعرف الجبان فى اى مكان |
Casusa benzemiyorsun. Bunu unutabilirsin. O ofisi Willi ile üç yıldır çalıştırıyoruz. | Open Subtitles | يمكنك ان تنسى هذا, فأنا وويلى نُدير هذا المكتب منذ 3 سنوات.. |
Bu ofisten dışarı çıkamıyorum. Onu ne kadar iyi tanıyorsun? | Open Subtitles | أنا أعيش في هذا المكتب ليل نهار مامدى معرفتك به؟ |
Geceler boyunca ofisin her yerini aradım ama asla bulamadım. | Open Subtitles | ليلة بعد ليلة كنت أفتش المكتب ولكني لم أجدهم مطلقاً |
Bunu al. Kendini ofise kilitle. Hâlâ cevaplara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | خذِ هذا, وأقفلِ علي نفسك المكتب ما زِلنا نَحتاجُ الأجوبةَ |
ofise baktım sadece bir kişinin o anda Akademi'de olduğunu gördüm. | Open Subtitles | أنظر في المكتب وأرى أنّ فرداً من جماعتي في أكاديمية الشرطة |
Tamam, bak, yatak odasından çıkıp ofise geçtim, ve bir not yazdım. | Open Subtitles | , خرجت من غرفة النوم و دخلت إلى المكتب و كتبت ملاحظة |
Bütün gün ofiste olacağım. Beni orada bulabilirsin. Ben seni ararım. | Open Subtitles | .حسناً، سأكون في المكتب طيلة اليوم يمكنك أن تقبض عليّ هناك |
Chip bizim ofiste posta dağıtımında çalışıyor ve her daim elimin altında. | Open Subtitles | تشيب يعمل معي في المكتب وهو يملك كل وقت العامل من اجلي |
- Birsürü günlük tutardı. - Burada ya da ofiste değiller. | Open Subtitles | ــ أنه يحتفظ بها ــ هم ليسوا هنا أو في المكتب |
Bu tamamen ofis içi bir bilgiydi. Basmadınız onu değil mi? | Open Subtitles | تلك كانت بصرامة في معلومات المكتب أنت لم تطبعه، أليس كذلك؟ |
Adamımız, ofis'e girdiğinden beri bana kitap borcun yok mu senin? | Open Subtitles | ألم تتعهد إلي بكتاب منذ كان الرجل الطيب في المكتب ؟ |
Bekle bir saniye, ofis daima Sosyal Hizmetlere mi aitti? | Open Subtitles | إنتظري لحظة هل يخصّ هذا المكتب دائماً الخدمات الإجتماعية؟ نعم. |
Resmin çekildiği Büro, şehir merkezindeki yüksek bir binanın açık görüş alanına sahip. | Open Subtitles | المكتب في هذهِ الصورة لديه منظر غير محجوب لمنتصف المدينة من طابق علويّ |
Kuralları ben koymuyorum. Bu ofisi yönetmek için para alıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أضع القواعد أنا أتقاضى أجرى لأدير هذا المكتب |
Bu ofisten dışarı çıkamıyorum. Onu ne kadar iyi tanıyorsun? | Open Subtitles | أنا أعيش في هذا المكتب ليل نهار مامدى معرفتك به؟ |
ofisin gece yarısı 4'te tarandığında taramayı yapanlar ses çıkarmıyor. | Open Subtitles | تمّ مسح المكتب بحثاً عن أجهزة تنصت الساعة الرابعة صباحاً |
Pekala, masanın üzerine bırakın Bayan Pearce. Bir ara bakarım. | Open Subtitles | حسنا ، اتركيها على المكتب سأحاول أن أجد وقت لها |
Eğitimli bir katilim. Seni bu ofisteki her şeyle öldürebilirim. | Open Subtitles | أنا قاتل مدرَّب يمكنني قتلك بأي شيء في هذا المكتب |
büroya bu departmanın eski seyrini kazandığını göstermenin en güzel yolu bu. | Open Subtitles | إنّها طريقة رائعة لإعلام المكتب أنّ هذا القسم قد عاد للمسار الصحيح. |
Ben de sizinle gelsem sorun olur mu? masa arkasında oturmaktan öleceğim. | Open Subtitles | هل هناك مانع في مرافقتكم, سئمت من الجلوس طوال الوقت خلف المكتب |
Aslında size sonra katılacağım. FBI meseleleriyle ilgilenmeliyim. Şu mesele. | Open Subtitles | في الواقع انا ذاهب الى المكتب الفيدرالي لأعتني ببعض الاشياء |
Tamam, onun ofisinde geçen tüm görüntüleri çekin-- her bir kareyi. | Open Subtitles | حسنا اسحبي كل الصور التي لديكي وهو في المكتب كل لقطة |
Bak, ofisine mesajlar bırakıyorum ve sen bana geri dönmüyorsun. | Open Subtitles | اسمع,لقد تركت لك رسالة في المكتب و لم تعاود الاتصال |
CBI'daki yangın güvenlik sistemine ulaşmak ve etkisiz hâle getirmek kolay mı? | Open Subtitles | ونظام السلامة من الحرائق هنا في المكتب.. هل يسهل الوصول إليه وتعطيله؟ |