| -Neredeyse mükemmel. -Seninle konuşmak istediğim bir şey var baba | Open Subtitles | تقريباً رائع ابي ، هناك امر أُريدُ الكَلام معك عنه |
| Pardon evlat, kişisel bir şey değil sedece bir iş. | Open Subtitles | آسف يا صغير انه امر غير شخصي انه عمل فقط |
| Yani, senin için kamera önünde orgazm kolay bir şey. | Open Subtitles | هل حصلتي علي هزة الجماع امام الكاميرا ذلك امر هين |
| Söylediğim gibi, bunu hayal etmek çok zor bir süreç. | TED | كما قلت لكم ..انه امر صعب جدا ان نتخيل الاختفاء |
| Lütfen deneyeyim. - Bu çok gülünç. - Lütfen deneyeyim. | Open Subtitles | يا له من امر مضحك من فضلك هاري دعني احاول |
| Kilise ve rahip kötü, ama bu kadarı arama emri çıkartmaya yetmez. | Open Subtitles | الكنيسة والكاهن انهم شياطين ولكن هذا ليس كافٍ من أجل امر قضائي |
| Ve eşcinsel bir oduncuyla mı? Bu üzücü bir şey.. | Open Subtitles | وهي مع شاذ, حمال خشب انه نوعاً ما امر حزين |
| ..ve 200 kez retweet edildi... ..bu gerçekten iyi bir şey. | Open Subtitles | و تحدث عنه في التويتر 200 مرة وهذا ايضا امر جيد |
| Yapacağın en akıllıca şey beni tanımıyormuş gibi davranmak olur. | Open Subtitles | اذكى امر يمكن ان تفعليه كان التظاهر انك لا تعرفينني |
| Bu kadar aptalca bir şey yüzünden bağlanmasaydınız daha etkili olurdu. | Open Subtitles | كانت ستكون اكثر تأثيرا لو لم تتفقا على امر غبي جدا |
| Artı, bunu bu şekilde yapmak kesinlikle beklenmedik bir şey. | Open Subtitles | و ايضا , عمله بهذه الطريقة امر غير متوقع تماما |
| Seks önemli ama aynı zamanda büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | ممارسة الجماع امر كبير , وايضا ليس بذلك الامر الجلل |
| Bu çok yanlış. Her yönüyle oldukça yanlış. - Bunu unutalım. | Open Subtitles | .هذا امر خاطي في كل شي , ويمكن ان يكون خاطئا |
| Sadece çok boy attın ve korkunç derecede sıskasın diyorum. | Open Subtitles | كل ماقلته هو انك نحيف للغاية وهذا امر غير جذاب |
| Saatlerdir işemedim, ve bu böbreklerim için gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | انا لم اذهب هناك وذلك في الحقيقة امر سيئ لكليتيك |
| Eğer müvekkiliniz reddederse, ...buna uyması için mahkeme emri çıkarttırabiliriz. | Open Subtitles | إذا رفض عميلك ، نتمكن من الحصول على امر لإجباره |
| Kâtip hakkında bir şeyler bulduk. Frank Gephart hakkında duvara tosladık. | Open Subtitles | حصلنا على شيء على الموظف اننا لم نصيب في امر فرانك |
| Evet ama benim eserim de çalınmıştı. Hoş bir durum değil. | Open Subtitles | اجل , وايضا قد سرق مني عملي انه ليس امر جميل |
| Ben, benim dediğimi yapalım diyorum. Ve bu bir emirdir! | Open Subtitles | أنا ارى ان نفعل الامر على طريقتي و هذا امر |
| bir cesedi çıkartmak için mahkeme kararı veya öyle birşey gerekmezmi? | Open Subtitles | أليس علينا استخراج امر من المحكمه او ما شابه لنبش جثه؟ |
| Genç efendimiz hanımefendinin eski bisikletinin aynısını bulmamız için bize emir verdi ama bisikletinizin aynısını bulmak bizim için imkansız. | Open Subtitles | السيد الصغير امر بأن نشترى كل شى مماثل لما كان لديك لكن الدراجه ، كان من المستحيل ايجاد نفس الموديل |
| Llopango'ya yakıt ve cephane aktarımı emrini verin. | Open Subtitles | اعطي امر باطلاق البنزين و الاسلحة و ضخهم في ايلوبانجو |
| O zaman yarın şu motorcu barına gidip biraz gizli görev yapacağız. | Open Subtitles | لذا غدا سنتحقق من امر ذلك البيغ ايرل بول تعمق في الأمر |
| Sudrow Wells'e kadar gidip oradan Doğu'ya giden posta arabasına binecekler. | Open Subtitles | ، ثم سيتوجهون شمالآ من هناك . هذا امر يا كابتن |