ويكيبيديا

    "بهدوء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sessizce
        
    • sakin
        
    • Yavaş
        
    • sessiz
        
    • Yavaşça
        
    • sakince
        
    • şekilde
        
    Sadece sessizce kıyafetlerini giyiyordun ve parmak ucunda yürümeye çalışıyordun. Open Subtitles أنتِ فقط ترتدين ملابسك بهدوء فقط وتتحركين ببطء على الأرض
    Burada sessizce otur. Ben de sana bir fincan çay getireyim, tamam mı? Open Subtitles لذا اجلسى هنا بهدوء ، وسأحضر لكى كوبا جميلا من الشاى ، حسنا؟
    Afedersiniz, bunu sessizce yapabiliriz ya da büyük bir yaygara koparabilirim. Open Subtitles معذرةً, هل يمكننا عمل ذلك بهدوء أو يمكنني عمل ضجة كبيرة؟
    Tamam, bu sefer yarı hızda, çocuklar. Yavaş ve sakin. Open Subtitles حسنا، نصف سرعتكم فى هذه، يا رجال بهدوء و بطء
    Arabayı Yavaş kullanın, onu eve bırakırken de dikkatli davranın. Open Subtitles قم بإيصاله للمنزل ببطء وانزله من العربه بهدوء يا رفيقي
    Bilmiyorum. Neden normal komşular gibi sessiz olup birbirlerine gülümsemiyorlar? Open Subtitles لا ادري لماذا لا يصمتان ويفعلان الامر بهدوء وابتسامة كجيران
    Yani elinizi kaldırmışsanız veya Yavaşça kaldırmışsanız kötü hissetmeyin, yalnız değilsiniz. TED لذا إن رفعت يدك أو فعلت ذلك بهدوء لا تنزعج لأنك لست الوحيد الذي حدث معه هذا
    Tek sıra halinde merkeze doğru sakince ilerleyin, kısa sürede sizleri bırakacağız. Open Subtitles امشوا بهدوء للمنطقة الرئيسية وشكلوا خطاً واحداً، وسنترككم ترحلون بعد فترةٍ قصيرة
    Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Open Subtitles كانت تظن أنني في الحديقة لكنني كنت في المرحاض أتبول بهدوء جدا
    Başkanım, neden bu işi sessizce halledip gitmesine izin vermiyoruz? Open Subtitles ايتها الرئيسة لــمَ لا تسوين الامر بهدوء وتدعينه يذهب ؟
    Kızım, açıklandıktan sonra bu kadar insan sessizce oturur mu burada sence? Open Subtitles يا رجل أتظنين ان كل هؤلاء الناس سيجلسون بهدوء هنا بعدما اعلنوه؟
    Onlar için yapabileceğimiz en iyi şey sessizce buradan tüymek. Open Subtitles افضل شئ يمكننا فعله لاجلهم هو ان نتسلل للخارج بهدوء
    Bilmelisiniz ki birisini Ig Nobel'le ödüllendirmeye karar verdiğimizde onunla sessizce temasa geçiyoruz. TED يجب أن تعلم أنه عندما نختار أحدًا للفوز بجائزة إيج نوبل نبقى على اتصال مع ذلك الشخص، بهدوء جدًا
    Gri melek balığı tepede sessizce süzülür. TED وتنزلق السمكة الملائكية بهدوء في المكان.
    Bak, sakin ol ve normal davran, daha olgun olmaya çalış. Open Subtitles اسمع، فقط تصرف بهدوء وعلى طبيعتك وحاول ان تبدو اكبر سناً
    - Bana ver şunu. İyi akşamlar, puştlar! sakin ol, sakin ol. Open Subtitles أعطني ذلك الشيء مساء الخير عواهر بهدوء بهدوء ضعه جانباَ ضعه جانباَ
    Özür dilerim, Mr. Kreplich. Yine mi çok Yavaş vurdum? Open Subtitles أسفة يا سيد كربليش هل طرقت على الباب بهدوء مجددا؟
    Ben olsam, babamın itibarını düşünüp derhal sessiz sakin çeker giderdim. Open Subtitles لو كنت مكانك , بالتفكير فى كرامة والدك كنت ساغادر بهدوء
    Bu savaş, bu odadaki baylar ve bayanlar tarafından yapılacak sessiz bir savaştır. Open Subtitles كانت حربًا مقدر لها السير بهدوء مِن قبل الرجال والنساء في هذهِ الغرفة
    Yavaşça kenara çekiyorum, bulabildiğim en parlak sokak lambası altına, olur da tanığa veya kamera görüntüsüne ihtiyacım olur diye. TED أتوقف على جانب الطريق بهدوء تحت أكثر كشافات الإنارة سطوعا في الشارع في حالة إذا إحتجت لشهود أو لقطات من كاميرا مراقبة
    Kılıcı ilk sokuşunda sakince, "Oğlum, oğlum, ne yaptın sen?" dedi. Open Subtitles عندما طعنها بالسيف قالت بهدوء بُني , بُني ما الذي إقترفته؟
    Geri geldi ve ben de aynı şekilde davranarak mülakatı bitirdim. Open Subtitles لقد عاد و إستمريت بالتصرف بهدوء ، و أنهيّت المقابلة المزعجة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد